İki asırlık bir lezzet: Beyaz Fırın

EMİNE BIYIK

emine.biyik@aksam.com.tr

Dile kolay tam 180 yıl önce Balat’ta açılan Beyaz Fırın, bugün yolculuğuna yeni bir durak daha ekledi. Etiler’de açılan yeni mekân, iki asırlık geleneği modern koşullara uyarlamayı başarmış. Eski ama modern algısını kaybetmeden yenilenmeye devam eden Beyaz Fırın’ın beşinci kuşak temsilcisi Nathalie Stoyanof Suda ile buluştuk ve markanın tarihi yolculuğunu dinledik.

Yıl 1836… Yer Balat… Makedonyalı Kosma Stoyanof, poğaça, börek, çörek fırını açıyor. Henüz iki asırlık bir fırının temellerini attığını bilmiyor. Yıllar geçtikçe Kosma, üç oğlu için Üsküdar ve Sarıyer’de iki fırın daha açıyor. Üç oğlundan biri olan Dimitri Stoyanof, Üsküdar'daki fırının başına geçiyor. 1927’de de fırın, Balat’taki evinden Kadıköy’e taşınıyor. Bugün Türkiye’de fırın ve pasta sanatının öncüsü kabul edilen “Beyaz Fırın”, Anadolu yakasında tarih yazmaya devam ediyor. Şimdi de iki asırlık lezzet yolculuğuna Etiler Nispetiye Caddesi’de açılan Beyaz Fırın Brasserie ile devam ediyor.


DİLLERE DESTAN LEZZETLER

Dile kolay tam 180 yıl önce açılan Beyaz Fırın, beş kuşaktır Stoyanof Ailesi tarafından yönetiliyor. 1999 yılında bayrağı kızı Nathalie Stoyanof Suda’ya teslim eden Dimitri Stoyanof, hâlâ şirketin Yönetim Kurulu Başkanı olarak katkılarına devam ediyor. Beşinci kuşak Nathalie Stoyanof Suda, bugün Genel Müdür unvanıyla beşinci kuşağı temsil ediyor. Koç Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde mezun olur olmaz soluğu Fransa’daki ünlü yemek okulu Cordon Bleu’da alan Nathalie Hanım, pastacılık konusunda eğitim alıyor. Öğrendiklerinin ve aldığı eğitimin hakkını veriyor ve Beyaz Fırın’ın dillere destan mutfağına yepyeni lezzetler kazandırıyor. 

MUTFAĞIMIZ LABORATUVAR GİBİYDİ

Çocukluğu “Beyaz Fırın”ın mutfağında geçiyor Nathalie Hanım’ın. Kışın okul çıkışlarında, yaz tatillerinde hep Beyaz Fırın’da çalışıp üretime katkı sağlarmış. “1993 yılında Beyaz Fırın Çiftehavuzlar açıldı. Burası marka için aslında bir başka dönüm noktası olarak sayılabilir. Bu mağaza ile birlikte Beyaz Fırın ‘butik pastacılığa’ geçiş yaptı. Emektar pastacımızla birlikte yaptığımız sayısız ürün denemeleri, yurtdışından getirttiğim kitaplarla takip ettiğim pastacılık trendleri… Beyaz Fırın mutfağı adeta bir laboratuvar gibiydi benim için. Pastaları uygulamaya başladığımız bu dönemde tabii ki pastacılıkla kullanılan malzemelerin çoğunu Türkiye’de bulamadık. Bu nedenle malzemelerin çoğunu yurtdışından getirtmek zorunda kaldık. Bu da Beyaz Fırın’ın modern pastacılığı sunması, Türkiye’de hiç denenmemiş, sunulmamış yepyeni pasta çeşitleri hazırlaması, yurtdışından getirdiği malzemeleri kullanması, müthiş lezzet ve ürün 
kalitesiyle bir anda pastacılıkta lider konuma gelmesine sebep oldu.”

OLMAZSA OLMAZIMIZ “TAZELİK”

Beyaz Fırın, iki asırlık geleneği modern koşullara uyarlamayı başarmış beşinci kuşak yönetime geçmiş bir aile şirketidir” diyen Suda, sözlerine şöyle devam ediyor “Beyaz Fırın, sürekli gelişen ve tarihi dokusunu, kültürünü kaybetmeden yenilenen bir marka. Bizi farklı kılan özelliğimiz; sürekli yeni ürün geliştirmemiz, yerinde üretim farkıyla taze ürünlerle ve tüketicileri yepyeni lezzetlerle buluşturmamız. Yerinde üretim yaptığımız ve ürünleri dondurmadığımız için katkısız doğal ürünler sunuyoruz. Üründe tazelik ve lezzet bizim olmazsa olmazımız. 

DOĞALLIKTAN VAZGEÇMİYORUZ

Tüm şubelerimizde olduğu gibi Etiler’de açılan Beyaz Fırın Brasserie’de de yerinde üretim yapılıyor. Yerinde üretim, tazelik, doğallık vurgusundan asla vazgeçmiyoruz. İki asırlık geçmişi olan bir marka olmamız, bizim yenilikçi yapımızı kuvvetlendiriyor. Deneyim; en değerli bilgi ve bu bilgi bizim geleceğe daha cesur, daha farklı bir vizyonda bakmanızı sağlıyor. Eski algısını ‘kültür ve tarih’ olarak taşımaktan gurur duyuyoruz ama yenilenerek, tüketici değişimlerini öngörerek ve ürün gamımızı çeşitlendirerek, Türkiye’de hiç yapılmamış yeni ürünleri ilk kez sunma heyecanını hiç kaybetmeyerek ‘Eski ama hep modern’ algısını taşıyoruz.”

BİRÇOK İLKE İMZA ATTI 

- Beyaz Fırın’larda 250 çeşit tezgâh ürünü, 50’ye yakın Brasserie ürünü sunuluyor. 30 civarında da kahvaltı çeşidi var.  

- En çok satılan ürünler kuru poğaça, patatesli sarma, florantine, çilekli milföy olarak sıralanıyor. Kadıköy mağazasında günlük poğaça satışı bin adedi buluyor. 

- Pek çok ilklerin yaratıcısı Beyaz Fırın’ın klasik lezzetleri arasında; kandil simidi, açma, paskalya çöreği, acıbadem, un kurabiyesi bulunmakta. Beyaz Fırın’a özgü tatlardan biri ise çekirdekli krikkrak. Bu ürünü ilk Beyaz Fırın satmaya başlamış. Beyaz çikolatalı frambuazlı profiterol ile patatesli sarma da yine Beyaz Fırın’ın ilkleri arasında. 

- Paskalya çöreğinin reçetesi, 1836’dan beri hiç değişmemiş.