İhmal istismarı doğurur

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Son zamanlarda ülkemizin en büyük sorunlarından biri olarak karşımıza çıkan çocuk istismarı, çocuklarımızın psikolojik ve fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Bu etkilerin bilinmesi ve bilgilendirilmesi amacıyla Bahçeşehir Üniversitesi, Doç Dr. Bilge Uzun mentorluğunda bir grup öğrenciyle “Sessiz Kalma” adlı kitapçık hazırladı. Bu vesileyle Uzun’la bir araya geldik ve çocuk istismarı konusunda merak ettiklerimizi sorduk.  

İstismar nerede başlar? 

İstismar evde başlar, yani çocuğun yaşadığı yer genellikle onun istismar edildiği yerdir. Son zamanlarda vakaların paylaşılmasıyla, hali hazırda olan ama saklanan çocuk istismarı ön plana çıktı. Bu, bir taraftan, istismar oranının caydırıcılığı ve istismar edilen çocuk ve ailelerinin durumu saklamayıp gerekli yasal işlemleri başlatması için iyi bir sonuç. Diğer taraftan hala göz ardı edilen başka bir konu var: İhmal!

Nasıl?

İhmal istismarı doğurur. Örnek vakalara baktığımızda daha iyi anlarız bunu. Duygusal olarak ihmal edilen çocuklar istismarcıların elindedir genel olarak. Aileleri tarafından kabul görmeyen, ezilen, aşağılanan, ihtiyaçları olan sevgiyi alamayan çocuklar, kendilerine bu yakınlığı gösteren yetişkinlere yönelirler. Yetişkinin niyeti de kötüyse çocuğu istismar etmesi an meselesidir. Fiziksel ihmale bakalım. Ebeveynleri tarafından hırpalanan, ezilen çocuklar yine bir kaçış kapısı ararlar. Bu noktada kendilerine şefkat gösteren yetişkinlerin istismarına maruz kalmaları kaçınılmazdır. 

Tam da bu nedenlerden dolayı çocuktan ziyade ailelere eğitim vermemiz şart. Aileler ne kadar zor şartlarda olurlarsa olsunlar, bakmakla yükümlü oldukları çocukların gelişimsel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamalı. 

Çocukta hangi belirtiler varsa “Cinsel İstismar”dan şüphelenilmeli? 

Çocukta cinsel istismar genellikle duygusal ve fiziksel olarak kendini gösterir. Çocuk istismar edildiğini anlayabilecek yaştaysa ki bu genellikle 7-8 yaşlarıdır, duygusal farklılıklar sergilemeye başlar. İçine kapanır örneğin. Gece sıçrayarak uyanma, ağlama nöbetleri sıklıkla görülen belirtilerdir. Kirlendiğini hissettiği için arkadaşlarıyla iletişimi keser. Bunlarla birlikte fiziksel belirtiler de görülebilir. İstismarın türüne bağlı olarak tuvalet alışkanlıkları değişir, iştahında azalma ve yediğini çıkarma belirtileri gösterebilir. Daha küçük yaştaki çocukların bilişsel düzeyleri henüz istismarı anlamlandırabilecek düzeyde olmadığı için fiziksel belirtiler sıklıkla görülecektir. Tuvalete gitmekte, oturup kalkmakta zorlanma, çocuğun bedeninde ezik ya da çürükler çocuğun istismar edilme olasılığını aklımıza getirmelidir. 

ÇOCUKLAR SAKLAR!

Çocuklar bu duruma maruz kaldıklarında nasıl tepkiler verirler? Bu durumu gizlerler mi, yoksa anlatırlar mı? 

Çocuklar istismara maruz kaldıklarında genellikle bunu açıklayamazlar. Bunun farklı nedenleri vardır. Öncelikle çocuğun yaşına bağlı olarak istismar edildiğini anlaması zaman alabilir. İstismar daha çok aile içinde ya da yakın çevrede geliştiği için çocuk maruz kaldığı davranışların istismar olduğunu anlayamayabilir. Çocuğun istismar edildiğini söylemekten çekindiği diğer konu aile içi ilişkilerle alakalıdır. Çocuk ailesinin kendisine inanmayacağına ilişkin bir inanç geliştirmiş olabilir ki bu durum çocuğun aile tarafından duygusal olarak ihmal ve istismar edildiğinin bir işaretidir. Diğer bir neden, çocuğun istismarcısıyla arasındaki yakın ilişki olabilir. Çocuğun cinsel istismarı genellikle çocuğa sevgi dolu ve ilgili yaklaşan bir aile üyesi ya da aile yakını tarafından gerçekleşmektedir. Böyle bir durumda çocuk istismarcısının ilgi ve sevgisini kaybetmemek için istismar edildiğini açıklayamaz.

Peki, çocukların kendini suçladığı oluyor mu? 

Az önce bahsettiklerimin yanı sıra çocuk istismarın sebebinin kendisi olduğuna ilişkin yanlış inanç geliştirmiş olabilir. Aile içi ilişkilerde değersizleştirilen çocuk maruz kaldığı uygunsuz durumların kaynağını kendinde aramakta ve istismarcısını koruma tutumuna maalesef girebilmekte.   

Cinsel istismara uğramış bir çocuğa durumu ne kadar unutturabiliriz? Çocuk hayatının geri kalanında nasıl izler taşıyacak?

Maalesef hayatının sonuna kadar ilişkilerinde ve eş seçiminde büyük etkisi olacak. Buna göre çocuğun istismarı ne kadar erken fark edilir ve önlenirse etkileri o kadar az olacaktır. Buna göre çocuğun psikolojik yardım alması gerekli. Çocuğun istismarını tamamen unutması gibi bir durum söz konusu değil, bu başlı başına bir sorun. Bunun yerine çocuğun bu deneyimi olumsuz bir yaşantı olarak algılayıp hayatı iyi ve kötü yönleriyle kabul etmesi uygun olacaktır... 

Çocukların gerçek sevgiyle istismarı ayırabilmeleri için bizim çocuklarla kurduğumuz yakınlık nasıl olmalı?

Yıllar önce çocuklara yakınlığı kabul etmedikleri için batı kültürleri eleştirilirdi. İnsanlar birbirine güvenemezdi çünkü oralarda çok kültürlülük vardı. Yıllar geçti ve biz de benzer durumla karşı karşıya kaldık... Masum sevgiyle masum olmayan sevgi arasında fark vardır. Çocukların bu ayrıma ulaşması zordur evet, dolayısıyla çocuklardan değil yetişkinlerden başlamalıyız eğitmeye. Çocuklara kendilerini korumaları için samimi değil sınırları olmasını öğreteceğiz bundan sonra.

DUYGUSAL ÇÖKKÜNLÜK YAŞIYORLAR

Çocuk İstismarının etkileri ne zaman ortaya çıkar?

Çocuk istismarının etkileri maalesef, istismarın başladığı andan hayatının sonuna kadar devam eder. Çocuk istismar edilmeye başladığında fiziksel ve duygusal çökkünlük yaşar. Çocuk kendini yaşından önce ‘olgunlaşmış’ algılayarak çocukluğunu kaybedecektir. Gelişimsel olarak cinsel ilişkiye hazır olmamasına rağmen buna maruz kalan çocuğun içindeki çocuk ölmüş olacak ve çocuk sebebi açıklanamayan mutsuzluk ve depresyonun esiri olacaktır. Karşı cinsle beraber olan, çocukluk dönemi istismar mağdurları ilişkilerinde kırılmalar yaşayacak, cinsel soğukluk ya da cinsel bağımlılık anomalileri geliştireceklerdir. Çocukluk dönemi cinsel istismarı bireylerin yaşamı boyunca sebebini açıklayamadıkları öfke ve depresyon nöbetlerine sebep olacak ve değersizlik duygusuyla öz-kıyım eğilimi oluşacak. 

Bu kadar farkındalık haberleri yapılırken, Aileler ne tür sıkıntılar yaşıyor ki susuyor?

Farkındalık haberleri, toplumun çoğunluğuna böylesi bir durumun gizlenmemesi hususunda faydalı oluyor. Bu haberler, ailelerin çocuğun cinsel istismarının gizli tutulmaması gerektiğine ilişkin farkındalık yaratarak, bu durumda kalan ailelerin nereye ve ne şekilde başvuracaklarına ilişkin bilgi sahibi olmalarını sağlıyor. Bu durumun zamanla istismarcılar için caydırıcı etkiye sahip olabildiği de bir gerçektir. Bazı aileler çocuklarının ifşa olmaması için susmayı tercih ediyorken bir gerçeği göz ardı etmekte. İstismarcının tek mağduru bizim çocuğumuz değildir. Bugün bizim çocuğumuza olan yarın bir başkasının çocuğuna olacaktır. Araştırmalar, çocuğu istismar eden kişinin tek bir çocukla sınırlı kalmadığını gösteriyor. İstatistikler bir istismarcının ortalama olarak en az 8-10 çocuğu istismar ettiği gerçeğini vurgulamakta...

Son dönemde yaşananlar istismarın hiç kuşkusuz en yakınlarımızdan geldiğini gösteriyor...

Çocuklar, çoğu zaman, yabancılar tarafından istismara uğramazlar. Çocuklar yabancı birinin istismarına maruz kalsa bu durum çoğunlukla tekrarlanmadan ifşa edilir. Ancak aile içi ya da aile yakını biri tarafından istismar edilen çocuklar bunu yıllarca sürdürür ve istismarı yıllarca saklarlar. 

Bu konuda farkındalık yaratmak için çocuklara ve ailelere neler öğretilmeli?

İstismarın önlenmesi için öncelikle aileler daha sonra çocuklar bilgilendirilmelidir. Bu bağlamda çocuklara ‘iyi dokunuş’ ve ‘kötü dokunuş’ mutlaka öğretilmeli. Bunun ötesinde, her kim olursa olsun iyi ya da kötü de olsa, iç çamaşırı çizgisi sınırları içerisinde kalan bölgelere asla dokunulmamalı. Ayrıca çocuklara, ailelerinden hiçbir şey saklamamaları ve hayatının hiçbir evresinde ‘iki kişi ile sınırlı’ sırları olmaması gerektiği mutlaka öğretilmeli...