Hastalıkların ilacı doğal antibiyotikler

RAMAZAN BİNGÖL

ramazan@ramazanbingol.com

Mutfağınızda bulunan bu yiyecekler doğal birer antibiyotiktir. Hasta olduğunuzda ilaçlara sarılmak yerine bu besinleri tercih ederek kendinize bakabilirsiniz.

Kış geldi, havalar soğudu 

derken hemen her evde antibiyotikler dolaplardaki yerini aldı bile. Mevsim geçişlerinin getirdiği alerjik fonksiyonlar, soğuk algınlığı ya da yaşanan beden kırgınlıkları… Kendinizce antibiyotik kullanmak için yeterince sebep bulabilirsiniz. Oysaki her sene kışın gelmesine henüz günler kala hemen hemen tüm doktorların hep bir ağızdan söylediği tek bir gerçek var: 

“Gelişigüzel kullanılan antibiyotikler fayda sağlamadıkları gibi, pek çok ciddi sağlık problemine de neden olabiliyor. Böbrek veya karaciğer yetmezliği ile obezite bunlardan sadece bazıları.” 

*Ve daha da ilginci tüm bu açıklamalara rağmen dünya için ‘öldürücü bir tehdit’ olan gereksiz antibiyotik kullanımında Türkiye Avrupa birincisi durumunda!

Doğal Antibiyotikler Nelerdir?

Peki, ama neden hala kullanmaya devam ediyoruz? Sebebi aslında oldukça basit. Çünkü sağlığımıza fayda sağlayacak doğal antibiyotikleri tanımıyoruz. Peki, ama nedir doğal antibiyotikler dediğinizi duyar gibiyim. Aslında birçoğu hemen hemen hepimizin mutfağında olan besinler. Soğan, sarımsak, bal, lahana ve baharatlar gibi. Nelerden nasıl faydalanacağımızı bilmediğimiz için en basit hastalıklarda bile hemen antibiyotiğe bel bağlıyoruz. Hatta birçoğumuz ezbere yöntemlerle doktora başvurmadan kullanıyoruz.  Ancak ezber bozacak geleneksel yöntemler ile antibiyotik kullanmadan bağışıklık sisteminizi doğal formüllerle güçlendirmemiz mümkün. Gelgelim hemen hemen hepimizin bildiği ve kullandığı “Turp gibi olmak” deyiminin boşuna söylenmediği de aşikârken yapmamız gereken nezle ve grip gibi hastalıkların yoğun olarak görüldüğü bugünlerde en iyisi hasta olmadan önlem almak olmalı. Bunun için de doğanın şifalı besinlerini etki ve faydalarını bilerek kullanmalı ve böylelikle de bağışıklık sistemimizi güçlendirmeliyiz. 

Neler tüketmeliyiz?

Havaların günden güne soğumasıyla beraber ortaya çıkan gribal enfeksiyonlardan korunmak için yapılması gerekenlerin bence en başında soğan ve sarımsak tüketimi geliyor.  Kokusundan dolayı birçoğunun tercih etmediği besinlerden olan soğan ve sarımsak tam bir grip düşmanı. Sadece enfeksiyonlardan korumakla kalmadığı gibi vücudumuza bilmediğimiz daha pek çok faydaları var.  Bu noktada da sanırım eskilerin söylediği sözlere kulak kabartmak en iyisi.  Bilenler bilir, bir şehirden başka bir şehire gittiğiniz de ilk olarak soğan ye diye sıkıca tembihlenirdik. Sebebi ise konumuzla ilintili. Çünkü soğan şehirlerarasında ki mevsimsel farklara insan vücudunu hazırlamakla kalmayıp direnci de sağlıyor. Gelelim bir diğer tüketmemiz gereken doğal antibiyotiğe: “Bal”.  Herkesin evinde bulunsa da bu özelliği pek az bilinir. Özellikle öksürüğe karşı iyi gelir ve uyku kalitesini arttırır. Ayrıca daha önceki yazılarımdan da hatırlayacağınız üzere erken İslam mutfağında yer alan ve peygamber efendimizin de sıklıkla tükettiği Sahine’nin de ana maddelerinin başında da bal geliyor.  Bir diğeri lahanadır.  Lahana yüzyıllardır iyileştirici özelliği ile kullanılır. Eski Yunanlılarda hazımsızlık ve besin zehirlenmesine lahana çorbası tavsiye edilirmiş. İngilizler savaş zamanında lahanayı cephede ülsere iyi geldiği için tercih ederlermiş. Ve son olarak olmazsa olmaz baharatlar. Baharatların birçoğunun mikrop kırıcı özelliği var. Ancak şunu da iletmek gerekir ki eve giren baharat sonsuza dek o evde kalmamalı. Onlarında bir ömrünün olduğunu unutmamalıyız. 

Örnekleri çoğaltmak, farklılaştırmak mümkün. Size tavsiyem özellikle ihtiyaç duyduğunuz durumlarda sebze ve meyveleri araştırarak, faydalarını bilerek kullanmanız. Ancak elbette ki olası hastalık durumunda ilk yapmanız gereken şey doktora başvurmak olmalı.

Güne Çorbayla Başla, Sağlıklı Kal

Şimdiye kadar saydığımız doğal antibiyotiklerin birçoğunu bir arada bulabileceğiniz ayrıca güne sağlıklı başlamak, zinde devam etmek ve bağışıklık sistemini güçlendirerek, özellikle grip, soğuk algınlığı gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarına yakalanma riskini azaltmak için tüketebileceğiniz yegâne besinlerden biridir çorba. Örneğin işkembe çorbası gibi. Birçoğumuzun sakatat türü besinlere karşı önyargılı olduğu bir gerçek. Oysa işkembe besin değerleri yüksek bir çorbadır. Ayrıca işkembe kültürümüzle özdeşleşmiş yemeklerden de biridir. Tarihi Osmanlı İmparatorluğu’na dayanan işkembenin Bulgaristan, Romanya, Makedonya ve Yunanistan gibi birçok Balkan ülkesinde tüketildiği bilinmektedir. Çok fazla baharat eklenerek tüketilmediği sürece sindirim sistemini hızlandırıp, idrar sökücü özellik gösterir. İşte işkembenin önyargılarınızı yıkacak bağışıklık sistemini güçlendirme,  sinir sisteminin sorunsuz çalışmasını sağlama, kolesterolü dengeleme, kalp hastalıklarıyla mücadele, hücre yenilenmesini sağlama, metabolizma hızlandırma gibi mucize faydaları bulunmaktadır.  

Kendilerini dünyadaki sayılı zevklerden mahrum eden kişilere önerim özellikle kış aylarında antibiyotiklere sarılmadan önce etraflarında bulunan doğal antibiyotiklere, sağlıklı yemeklere bir bakması! Sonrasında deneyip doğru kararı zaten kendileri verecektir. 

Sağlıkla ve afiyetle kalın.

TERBİYELİ İŞKEMBE ÇORBASI TARİFİ 

MALZEMELER

- 1 kilogram işkembe (iyi temizlenmiş)

- 2 yemek kaşığı tereyağı

- 2 yemek kaşığı un

HAŞLAMAK İÇİN:

- 1/2 adet limon suyu

- 1 adet küçük boy kuru soğan

- 2 diş sarımsak 6 su bardağı su

TERBİYESİ İÇİN:

- 1 adet yumurta sarısı

- 3 yemek kaşığı un

- 3 yemek kaşığı yoğurt

- 1/2 adet limon suyu1 çay kaşığı tuz

SERVİSİ İÇİN:

- 1/2 çay bardağı sirke

- 4 diş sarımsak

HAZIRLANIŞI:

- İyi temizletilmiş işkembeyi, limon suyu, sarımsak, kuru soğan ve su ilavesi ile yumuşayana kadar yaklaşık 40 dakika haşlayın.

- Haşlanan işkembeyi bir kevgir yardımıyla alın. Küçük küpler halinde doğrayın. Çorbanın renginin berrak olması için; haşlama suyunu süzün.

- Tereyağını derin bir tencerede eritin. Unu, kokusu çıkana kadar kavurun. Süzdüğünüz ve ılınmış olan haşlama suyundan çorba tenceresine azar azar ekleyin. Unun topaklanmaması için; bir çırpıcı yardımıyla hızlıca karıştırın.

- Çorbanın terbiyesini hazırlamak için; yumurta sarısı, un, yoğurt, limon suyu ve tuzu ayrı bir kapta çırpın.

- Terbiye karışımını kaynamakta olan haşlama suyu ile ılıştırdıktan sonra çorba tenceresine azar azar ekleyin ve hızlıca karıştırın.

- Son olarak; küçük parçalar halinde doğradığınız işkembeyi çorbaya ilave edin. Kısık ateşte, 15 dakika kadar kaynatarak pişirin. Sarımsakları rendeledikten sonra sirke ile karıştırın. Servis kâselerine aldığınız çorbayı, sarımsaklı sirke ilavesiyle sıcak olarak servis edin. 

PÜF NOKTASI:

İşkembeyi, iyice temizleyip bol suda yıkadıktan sonra haşlayın. İşkembeyi, arzuya göre sirkeli suda beklettikten sonra da haşlayabilirsiniz. Haşlama esnasında kullanılan kuru soğan, sarımsak, limon suyu gibi malzemeler işkembenin kokusunu alacaktır.

PİŞİRME ÖNERİSİ

Çorbanın kesilmemesi için; terbiye karışımını azar azar ekleyin ve çorbayı sürekli karıştırarak kaynatın. Haşlama esnasında zamandan tasarruf etmek için düdüklü tencere kullanabilirsiniz.