basakbicak@gmail.com
Sinemaseverlerin ve bilhassa Star Wars fanlarının merakla beklediği soru bu hafta nihayet yanıtlanıyor: Harrison Ford’un alışageldiğimiz karakter yorumuna uzak bir portre çizildiği için eleştirilen bir Han Solo hikâyesi nasıl olacak?
George Lucas’ın yıllar önce tasarladığı yan hikâyelerden biri olan Han Solo’nun macerası, film olarak gündeme geldiği ilk andan beri heyecanla bekleniyordu. Sinema tarihinin ve Star Wars evreninin ikonik karakterlerinden biri olan ve filmin yapımcısı tarafından da “Solo çok kendine özgü bir karakter; başına buyruk, dolandırıcı ve gizemli biri. Yakışıklı, oldukça karizmatik ve tapılası bir adam; bir Star Wars aksiyon kahramanı için harika bir karışım.” cümleleriyle tanımlanan Han Solo bu özellikleri sayesinde kendisine yeni bir serüven inşa edilen karakter oldu. Star Wars evrenine ve ana karakterlerine baktığımızda, hâlihazırda genişletilmiş olan Luke ve Anakin Skywalker’ın (Ve evet, bence Darth Vader’ın da yeni bir hikayeye ihtiyacı yoktu) yerine belki bir ihtimalle Leia Organa ya da nam-ı diğer Prenses Leia olabilirdi. Ancak Han, karakter bakımından Leia’dan çok daha renkli ve olası bir filmde aksiyona elverişli pek çok özelliğe sahip… Keza Star Wars’un tüm karakterleri içerisinde filmden sonra da yıldızı diğerlerine göre daha çok parlayan ve en sevilen isimlerinden biri hiç şüphesiz Harrison Ford oldu… Dolayısıyla Han Solo, Ford’un da katkısıyla yıllar içerisinde ölümsüzleşirken bir yandan da hikâyesi genişletilmeye en elverişli karakter haline geldi… Fakat…
Yeni ve genç Han Solo’nun senaryoda, Harrison Ford’un çizdiği klasik portreden uzak olduğu haberinin duyulması ve yayımlanan ilk görüntülerden sonra karakterin ciddiyetsiz bulunması ise henüz yapım aşamasında filme yoğun eleştiriler getirilmesine sebebiyet verdi. Çünkü Harrison Ford ilk filmden itibaren karakterine eğlencenin yanı sıra görüntüsünün de yardımıyla karizmatik bir hava vermeyi başarmıştı. Hatta bu konuda Empire of Dreams: The Story of the Star Wars Trilogy isimli, 2004 tarihli Star Wars belgeseli bize ilginç bilgiler verir ve ilk filmin çekimleri sırasında George Lucas’ın, oyuncularla “neden ciddi olmaları gerektiği” yönünde problem yaşadığını anlatır. Filme olan inancını kaybeden ekip ve oyuncular, tuhaf kostümler içerisinde yer aldıkları ve enteresan canavarların olduğu bu filmin kariyerlerini sonlandıracağını düşünürler… Harrison Ford’un Han Solo’ya, karakterin özelliklerine rağmen kariyerini kurtarmak pahasına ciddi bir yorum getirmeye çalışması belki de bu yüzden olabilir…
Alden Ehrenreich’in canlandırdığı yeni Han Solo ise kuvvetle muhtemel ilhamını Star Wars filmlerinden hemen sonra rafları istila eden ve çok popüler olan çizgi roman serisindeki Han Solo karakterinden alıyor. Gençliğinin verdiği heyecanla epey alaycı ve umursamaz bir portre çizen, risk almaktan çekinmeyen ve hatta aldığı riskleri dahi önemsemeyen bu çizgi roman karakteri, yeni Han Solo’nun yaratılmasında büyük payı olduğunu düşünmemize yol açıyor ki fragmanlardan izlediğimiz Han Solo da bunu destekliyor. Bu noktada itiraf etmek gerekirse Alden Ehrenreich’in yüzü konusunda benim de endişelerim var ancak karaktere dair içimi rahatlatan yegâne unsur Star Wars: Episode V - The Empire Strikes Back (1980), Star Wars: Episode VI - Return of the Jedi (1983) gibi orijinal üçlemenin en sevilen filmlerinin senaryolarına imza atan Lawrence Kasdan’ın varlığı… Oğluyla birlikte senaryoyu yazan Kasdan, George Lucas’tan sonra Han Solo’yu en iyi tanıyan kişilerden biri ve bu durumun eksiklikleri büyük ölçüde kapatacağına dair umut taşıyorum. Nitekim yapım aşamasında gelen notlar ve filmin büyük bir özveriyle inşa edilmesi sürecine dair öğrendiklerimiz heyecanımızı canlı tutmaya yetiyor. Rogue One: A Star Wars Story (2016) bu anlamda hiç beklemediğimiz kadar iyi bir spin-off olarak karşımıza çıkmış ve pek çok kişi tarafından Güç Uyanıyor’dan (Star Wars: Episode VII - The Force Awakens) bile daha çok beğenilmişti. Han Solo’nun da, Alden Ehrenreich faktörüne rağmen bizi mutlu etmesini umuyor ve Güç, Star Wars sevenlerle olsun diyorum!