Güç uğruna kör etti

Geçtiğimiz haftalarda, ünlü bir lokantanın oyun bölümünde, 3,5 yaşındaki çocuğun eniştesi tarafından asitli saldırıya maruz kalması kamuoyunda şok etkisi yarattı.

Bu sarsıcı olayla beraber gündeme gelen önemli bir soru yetişkin bir bireyin, 3,5 yaşındaki çocuğa saldırmasına hangi psikolojik durumun neden olduğuydu. Biz de konuyu Hedef Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden uzman psikolog Gülçin Yılmaz’a sorduk.

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

Öfke ve çatışma

Başkasına zarar verme amacı taşıyan bu tür vakalarda, saldırıyı gerçekleştiren kişinin en şiddetli yaşadığı duygulardan biri öfkedir. Öfke, çatışma ve saldırı anlarında direkt olarak dışarı yansıyan bir duygudur. Ancak saldırı eyleminde bulunan kişilerde, öfkenin ötesinde, başa çıkamadıkları kıskançlık, reddedilmişlik, engellenmişlik, çaresizlik ya da aşağılanmışlık duyguları bulunur. Derinde yatan bu duygularla nasıl başa çıkacaklarını ve yüzleşeceklerini bilemeyen kişiler, bu duyguları bastırmayı tercih eder. Maalesef bu derin ve yoğun duygular bastırılınca ya da görmezden gelinince yok olmaz; aksine sağlıklı olmayan şekillerde ortaya çıkar. Buradan bahsettiğimiz duyguları yaşayan her kişinin bir saldırı planladığı ya da gerçekleştirdiği sonucu çıkarılmamalıdır; çünkü saldırı bir davranıştır. Bir davranışın tek sebebi hissedilen duygular değildir. 

ZARAR VERMEK İSTEYEBİLİR

Saldırı davranışı, hissedilen yoğun duygularla sağlıklı olarak nasıl başa çıkacağını bilememenin bir sonucudur. Her insan kendisini kıran, üzen kişinin canını yakmak ya da ona zarar vermek isteyebilir. Ancak bu fantezilerin eyleme dönüştürülmesi sağlıklı olmayan bir davranışın göstergesidir. Çocukların, istedikleri olmadığında hemen ağladıklarına, bağırdıklarına ya da yaşıtlarına vurduklarına sık sık şahit olmuşuzdur. Burada çocuklar kıskançlık, engellenmişlik ya da reddedilmişlik gibi duyguları kontrol etmez; dürtüsel olarak ağlama, bağırma ya da yaşıtlarına vurma gibi saldırgan davranışlarda bulunur. Sağlıklı bir birey olabilmek için bu tür dürtüsel davranışların çocuklukta kalması, yetişkinliğe taşınmaması gerekir. Duygularımızı yönetmek, hissettiğimiz yoğun duygularla başa çıkabilmek ve bunları davranışlarımıza nasıl yansıtacağımız, bize aile ve toplum tarafından öğretilen kısımdır. Bir davranışına kızılan çocuğun ağlamasın diye hemen istediğinin yapılması, çocuğun emek vermeden istediğini elde etmesine neden olur. Her ağladığında ya da saldırgan davranışlarda bulunduğunda istediğini elde eden çocuğun, isteklerini ve dürtülerini kontrol etmeyi öğrenmiş olması beklenemez. Bu durum yetişkinliğe taşındığı takdirde, kişi, istediğini elde edemediği durumlarda, başkalarını aşağılar, sömürür ya da başkalarına fiziksel zarar verir.

EN İYİ EŞ EN İYİ KARİYER

Günümüzde sık duyduğumuz narsistik kişilik bozukluğu belirtileri bu olayda da kendini gösteriyor. Narsistik kişilik bozukluğunun belirtileri arasında zihnin sürekli güç, itibar ve gösterişle meşgul olması, herkesten daha iyi olduğuna, her şeyin en iyisini hak ettiğine inanmak, tüm hedeflerin diğerlerinin hayranlığını kazanmak için konması ve mutlak surette eleştiri kabul edilmemesi bulunur. Bu kişiler, kafalarında kendilerine dair kusursuz bir imaj yaratır ve o imajın gerçekleşmesi için elinden geleni yapar. En iyi kariyere, en harika eşe, en güzel çocuğa, en iyi kıyafetlere sahip olmak ve sürekli takdir edilmek onlar için çok önemlidir. Bu "mükemmel" tabloya uymayan herhangi bir durumda büyük öfke duyar ve saldırgan tepkiler verirler. Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler empati becerisinden yoksundur. Yani başkasının ne hissedeceği ya da neye ihtiyacı olacağıyla pek ilgilenmezler. Bu nedenle başkalarını sömürmek ya da başkalarına zarar vermekten geri durmazlar. Bu nedenle uzun süreli sağlıklı iletişim kurmakta zorluk yaşarlar.

GİTMEK İSTEMİYORSA!

Şok etkisi yaratan bu olaydan sonra ailelerin çocuklarını nasıl koruyacakları konusunda endişe duyması doğaldır. Çocukların oyun alanlarında, parklarda ve kalabalık yerlerde, göz önünde bulunması gerekir. Her konuda olduğu gibi güvenlik içeren konularda da çocukla iletişim halinde olmak gerekir. Çocuk, bir yetişkinle vakit geçirmek ya da onun kucağına gitmek istemiyor, onunla oyun oynamayı reddediyorsa ciddiye alınmalı. Bu çocuğun o kişiden rahatsızlık duyduğuna dair sinyaller olabilir. “Bak ama amca seni sevmeye çalışıyor”, “Hadi uslu bir çocuk ol da teyze seninle oynasın” gibi yaklaşımlar çocukta anlaşılmadığı hissi yaratabilir. Çocuğa kendi bedenine onun rızası dışında kimsenin dokunamayacağı, böyle bir durumsa itiraz edebileceği ve bu konuda ailesiyle rahatlıkla konuşabileceği bilgisi verilmeli. Çocuğun güvenliği konusunda aileler, öğretmenler ve çocuğun bulunduğu ortamlardaki çalışanlarla iletişim halinde olmalıdır.

KÜÇÜK ÇOCUĞU KISKANDI

Olay sonrası çıkan haberlerde, saldırı eylemini gerçekleştiren kişinin, yeğeninin kendi çocuğundan daha çok 

ilgi gördüğü için onu kıskandığını ve amacının arkadaşlarının arasında çocuğu küçük düşürmek olduğunu belirttiği yer aldı. Bu ifade ettiği kıskançlık duygusuyla nasıl başa çıkacağını bilemeyen kişinin öfkesini kontrol etmekte zorlandığı ve bu yoğun duyguları ifade etme yolu olarak da bir çocuğa zarar vermeyi tercih ettiği görülmektedir. 
Bu noktada akla gelen başka bir soru da şu olabilir: 
Yeğeninin kendi çocuğundan daha çok ilgi görmesi, bir kişiyi neden bu kadar çok rahatsız etmiştir?

OKUL BİRİNCİSİ SALDIRGAN

Saldırıyı yapan okulunu birincilikle bitirmiş, kariyerinde yükselmiş ve gösterişe önem veren biri. Hayranlık uyandıracak bir profile sahip bir kişinin bu tür bir saldırıyı gerçekleştirmesi şaşırtıcı bulunabilir. Bu kişinin kafasında ‘mükemmel’ imaj yaratmış olması muhtemeldir. Bu imaja göre, kendiyle ilgili her şey en iyisi olmalı; bu bağlamda da kendi çocuğu en çok ilgiyi görmeli. Ailedeki başka bir çocuğun, kendi çocuğundan daha çok ilgi görmesi, “mükemmellik” tablosunu bozduğu ve kafasındaki imajla gerçekte yaşadığı deneyim uyuşmadığı için nasıl başa çıkacağını bilemediği büyük 
bir öfke ve gerginlik yaratmış olabilir. Bu öfkenin dışarı yansımasının da çocuğa yapılan saldırı davranışıyla olduğu gözlemleniyor.