Gişeyi artık kadın kahramanlar domine edecek

Başak Bıçak

basakbicak@gmail.com

Çizgi roman uyarlamaları gişenin ve dolayısıyla sinemanın geleceğini belirlemeye devam ediyor. Son birkaç yılda izlediğimiz/izleyeceğimiz onlarca süper kahraman filmi, Marvel ve DC hegemonyasında rekabetine devam ederken, Batman vs Superman: Dawn of Justice hezimetini üzerinden atmaya kararlı. DC yeniden atağa kalktı ve kadın süper kahramanlarına solo filmler çekmeye başladı.

Elbette bu DC açısından bir yenilik değil. Marvel, sinematik evreninde kadın kahramanlarına daha fazla yer veriyormuş gibi gözükse de onlara solo filmler çekme konusunda çekingen davranıyor. Black Widow’dan, Gamora’ya, Invisible Woman’dan, Elektra Natchios’a,  Scarlet Witch’ten, Mystique’e kadar pek çok önemli kadın süper kahraman beyazperdede farklı filmlerde karşımıza çıkıyorlar. Fakat genelde bir takımın parçası olarak… DC ise bu konuda daha cesaretli ve kadın süper kahramanlarına solo filmler çekmeyi seviyor. Supergirl bunun en dikkat çeken örneği… Helen Slater’ın Supergirl’ü canlandırdığı ve Faye Dunaway’i kötü karakter olarak izlediğimiz film, Christopher Reeve’in canlandırdığı Superman’lerin yarattığı etkiye sahip olamayınca tek filmlik proje olarak kaldı. 

DC’nin yıllar sonra projelendirdiği ve kadın süper kahraman filmlerinin arasında o döneme dek çekilmiş en büyük bütçeli yapımlardan biri olan Catwoman (2004), Halle Berry’nin popülaritesine rağmen gişede battı. 100 milyon dolar bütçesiyle DC’yi zarara uğratan Catwoman’ı daha sonra yine bir yan rolde, The Dark Knight Rises’da (2012), Anne Hathaway’in hayat vermesiyle izledik ve başlangıçta “olmaz” diye düşünmemize rağmen, hepimiz çok sevdik! 

Catwoman’a karşılık olarak düşük bütçeli Elektra’yı (2005) çeken Marvel da, Jennifer Garner’la önemli bir başarı elde edemeyince kadın süper kahraman filmi çekme heveslerini rafa kaldırdı. Ta ki, Wonder Woman’a dek… Batman vs Superman filminde Gal Gadot’nun performansıyla izlediğimiz Wonder Woman, DC’nin Marvel’la olan rekabetine karşılık büyük umutlarla piyasaya sürdüğü en büyük bütçeli kadın kahraman filmi oldu… Ancak DC’nin, Wonder Woman’ı çekmesinin altındaki yegâne sebep Batman vs Superman’de yaşadığı hayal kırıklığı değil. DC, son birkaç yılda değişen ve dönüşen sinema anlayışını Marvel’dan çok önce fark etti ve yükselen “kadın karakter” mefhumunun üzerine gitmeye karar verdi. 

Zira yüzlerce örneğini izlediğimiz ve giderek aynılaşan erkekegemen süper kahraman filmlerinden fena halde sıkılmaya başladık. Dünyayı sürekli olarak erkeklerin kurtardığı, kadınların da onlara finalde bir öpücük vermeleriyle biten daha kaç hikâye izleyebiliriz ki? Sinema seyircisi artık, kadınları aksiyonun ve maceranın ortasında görmekten hoşlanıyor ve özellikle geçtiğimiz birkaç yıla ait filmler arasında, Mel Gibson’la tanıdığımız Mad Max’in, Fury Road ile bir kadın filmine dönüşmesi, erkek karakterlerin canlandırdığı bir sinema klasiğinin kadın karakterlerle yeniden çekimi olan Ghostbusters projesi ve hatta Suice Squad’taki onca kahramana rağmen Harley Quinn’in öne çıkması vb. durumlar yeni bir akımın tetikleyicisi oldu. 

DC, Wonder Woman’ın hemen ardından bir Harley Quinn solosunun geleceğini açıkladı ve bir anlamda furyanın da başlatıcısı oldu. Wonder Woman’ın tüm dünyada hatırı sayılır bir ilgi görmesi ve olumlu eleştiriler alması bu filmlerin devamlılığını sağlamaya yarayacak. Supergirl’ün diziye dönüştürülmesi ve yakın zamanda izleyeceğimiz DC’nin kadın karakterlerini bir araya getirdiği Gotham City Sirens filmi bile söz konusu fikrin destekleyicisi olarak kabul edilebilir. Çok yakında, Marvel’ın da solo kadın kahraman projeleriyle sinema seyircisinin karşısına çıkacağını öngörmek zor olmadığına göre, bakalım Wonder Woman kaç kadın süper kahraman filmi gücünde?