Genç yazarın Hollywood yolculuğu

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

13 yaşında yazarlığa adım adan Melodi Baç’ın romanı Hollywood’un dikkatini çekti. Genç yazarın  “Anka’nın Dönüşü” adlı romanı şimdi filme çekilecek. 

Gitar ve piyano çalıyor, şarkı söylemeyi çok seviyor. Ama en çok kitap okumayı ve yazmayı seviyor Melodi Baç. 13 yaşında ilk romanı Yasak’ı yazan Melodi şimdi 22 yaşında ve bugüne kadar dört roman yazdı. Bilgi Üniversitesi’nde sinema üzerine eğitim alan Melodi’nin senaryo çalışmaları da var. Anka’nın Dönüşü romanı Hollywood’da filme çekilecek genç yazarla buluştuk. 

Kitabının film olma hikâyesini anlatır mısın?

Beni heyecanlandıran ve hep hayalini kurduğum bir şeydi. “Anka'nın Dönüşü” seri romanımın ilkinin  senaryosunu İngilizce yazdım. Sonra da nerelere gönderebileceğimle ilgili bir hayli kafa patlattım. Yurtdışına göndermek gerçekten çok zor ve neredeyse imkânsız. Bu yüzden bir aracı bulmaya çalıştım. Uzun çabalar sonucu, hiç de beklemediğim biri tarafından Hollywood’la bağlantı sağladım. Çok beğenildi ve böylece bir sürece girildi. Onlarla her konuştuğumda inanılmaz heyecanlanıyorum, çünkü hayallerimi gerçekleştirmeye hiç bu kadar yaklaşmamıştım. Henüz isim veremesem de, rahatlıkla bir sürece girildiğini ve Anka'nın sağlam bir şekilde döneceğini söyleyebilirim. 

Senden mutlusu yoktur…

Sanırım hislerimi tarif edecek kelime yaratılmadı daha. Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım. İnanılmaz heyecanlıyım. En büyük hayalimdi bu nedenle de birazcık endişeliyim. Her şeyin iyi gitmesini istiyorum. Ama bir yerden yolumu bulmuşken peşini bırakmaya da hiç niyetli değilim.

Nasıl bir hikâyesi var kitabının?

Anka Serisi'nin ilk kitabı, Anka'nın Dönüşü, dünyada 16 yıl boyunca yaşamış Carmen adında bir kızın bir anda kendini Crictus adlı bir gezegendeki ölümsüz iki kardeş olan Anka ve Enka arasındaki sonsuz taht savaşının ortasında bulmasını anlatıyor. Zira Carmen Anka ruhunun taşıyıcısıdır ve bir şekilde tahta oturması gerekecektir. Fantastik öğelerin bol olduğu bambaşka bir evreni anlatıyor.

FANTASTİK DÜNYANIN İÇİNDE ÖZGÜRÜM

Hangi konuda yazıyorsun?

Fantastik edebiyat dalında yazıyorum. Etrafımdaki insanlar bana daha gerçekçi kitaplar yazmayı da denememi söylüyor, ama fantastik dünyalarda kendimi keşfetmenin hazzını hiçbir yerde bulamıyorum. Gerçek hikâyelerden çok kurallarını kendim belirlediğim evrenlerde fink atmak daha çok hoşuma gidiyor. Fantastikten vazgeçeceğimi hiç düşünmüyorum.

Fantastik dünyanın en çok neyi ilgini çekiyor?

Yarattığım fantastik dünyanın içinde inanılmaz özgürüm. İstersem uçuyor istersem görünmez oluyorum. İstersem zamanı durduruyor ve her şeyi yapabiliyorum. Gerçek dünyada uçma özgürlüğüm yokken orada olabilmesi çok hoşuma gidiyor. Her türlü sınırı aşabiliyor, yeni sınırlar yaratabiliyor hatta bazen sınırsız olabiliyorum.  İşte fantastiğin bana sunduğu tüm bu sonsuzluğu seviyorum. yazarken kendimi buluyorum

Yazıyla ilişkin ne zaman başladı?

13 yaşındaydım. Bir gün elime boş bir defter geçti ve başladım yazmaya. Zaten her fırsatta fantastik hikâyeler yaratır ve arkadaşlarıma oynattırırdım. Annem her seferinde “Unutursun, yaz” derdi. Böylece ilk romanım “Yasak”ı yazmaya başladım. İlk gün bir hayli yol aldım, daha sonra da arkası geldi. Yazarken kendimi bulduğumu düşünüyorum. İlk yazdığım günden beri bu böyle.

ÇOK MUTLUYUM

Yazmaya otururken hep yaptığını bir ritüelin var mıdır?

Yazmaya başlamadan önce pek bir şey yapmıyorum. Yanıma mutlaka bir su alıyorum. Kitabın hikâyesiyle ilgili defterleri ve haritaları önüme seriyorum. Bunlar dışında telefonumu uzak bir yere bırakmayı tercih ediyorum. Çünkü çok uzaklara, fantastik dünyalara gitmişken birkaç saniyeliğine gerçekliğe dönmek motivasyonumu düşürebiliyor.

İlk kitabı bastırmak zordur, hele tanınmıyorsan, sen nasıl süreçlerden geçtin?

Çok zorlu süreçti ama ailem her zaman yanımda oldu. Özellikle ilk kitabımda bir hayli küçük olduğum için annem birçok iş üstlendi. İlk önce kitabı beğendirip anlaşma imzalandıktan sonra basım sürecine girince ve kitap çıkınca daha rahatlayacağımı sanmıştım. Oysa kitap çıktıktan sonra çok daha fazla zorlandım. O yaşta benim için büyük bir sorumluluktu ama erken başladığım için pişman değilim, çok da mutluyum. 

KİTAP OKUYUCUSUNU SEÇER

Yazmak isteyen gençlere ne tavsiye edersin?

Bana genelde nasıl başlayacaklarını soruyorlar. Halbuki bir kuralı yok. İstersem cümlenin ortasından bile başlayabilirim. Edebiyatın en güzel yanı da budur zaten sınırsız olması... Bu yüzden endişeleri bir kenara bırakıp yazmalarını öneririm. Yazdıktan sonra beğenilmeyeceğini düşünmesinler. İstedikleri gibi yazsınlar. Elbette birilerine gösterilebilir, fakat en önemlisi yazarın eserini kendinin beğenmesi. Kitap kendi okuyucusunu kendi seçer. Endişeleri bırakıp özgürce yazsınlar...