‘Filmekimi’nden 10 harika film önerisi!

BAŞAK BIÇAK

basakbicak@gmail.com

Sinemaseverlerin en sevdiği ay geldi çattı! Filmekimi, bu yıl harika bir programla 29 Eylül’de izleyicileriyle buluşuyor. Programda yer alan filmler arasından hangisini izleyeceğinize karar veremiyorsanız, bu liste tam size göre! İyi festivaller!

The Shape of Water

İspanyol yönetmen Guillermo del Toro’nun son şaheseri The Shape of Water (Aşkın Gücü), Soğuk Savaş’ın en yoğun hissedildiği yıllarda, farklı evrenlerden çılgın yaratıklarla dolu masalsı hikâyesiyle geliyor! Film, Venedik Film Festivali’nden En İyi Film ödülüyle dönmeyi başardı.

Submergence

Buena Vista Social Club (1999), Faraway So Close! (1993) ve The Wings Of Desire (1987) ile gönlümüzde taht kuran yönetmen Wim Wenders, Every Thing Will Be Fine ile bir parça hayal kırıklığı yaratsa da, bu durum Wenders’ın son filmini merak etmemize engel olmuyor. Submergence (Derin Sular), Somali’deki kum çöllerinden Normandiya kumsallarına uzanan bir seyirlik vaat ediyor.

Call Me By Your Name

Luca Guadagnino’nun çok konuşulan ve Sydney’den İzleyici ödülüyle dönen filmi Call Me By Your Name (Beni Adınla Çağır), İtalyan yönetmenin, Andre Aciman’ın çok sevilen romanını beyazperdeye uyarlarken bütün maharetlerini sergilediği filmi oluyor.

Housewife

2015 yılında çektiği ilk uzun metrajlı filmi Baskın ile Türk korku sinemasında adeta devrim yaratan Can Evrenol, yeni filmi Housewife’ın Türkiye prömiyerini Filmekimi’nde yapıyor. Kaçırmayın!

Rodin

Gelmiş geçmiş en büyük heykel sanatçılarından Rodin, ölümünün yüzüncü yıldönümünde yapıtlarının yanı sıra aşklarını da ele alan göz alıcı bir filmle karşımıza çıkıyor. Dünya prömiyerini Cannes’da yapan Rodin, sanatçının sanatı ve çalkantılı özel hayatını anlatırken heykeltıraşı, Vincent Lindon canlandırıyor.

The Beguiled

The Virgin Suicides, Lost in Translation ve Marie Antoinette gibi filmleriyle Amerikan bağımsız sinemasının önde gelen isimleri arasına giren Sofia Coppola, 1971’de Don Siegel’ın Clint Eastwood’la sinemaya aktardığı hikâyesine bambaşka bir yorum kazandırıyor. 

Thelma

Norveç’in en önemli sinemacılarından Joachim Trier’in yeni filmi Thelma, âşık olunca doğaüstü güçlere kavuşan bir genç kızın hikâyesini beyazperdeye aktarıyor ve 1980’lerden ilham alan stiliyle Norveç’in bu yılki Oscar adayı oluyor.

You Were Never Really Here

We Need to Talk About Kevin (2011) ile kendisine hatırı sayılır bir izleyici kitlesi edinen yönetmen Lynne Ramsay’in yeni filmi You Were Never Really Here, Cannes’dan En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu ödülüyle dönen, yılın öne çıkan yapımlarından…

120 BPM

Cannes’da Büyük Ödülün yanı sıra pek çok festivalden ödüllerle dönen 120 BPM (Kalp Atışı Dakikada 120), 1990’ların başında AIDS’e karşı farkındalık yaratmaya çabalayan aktivist bir örgütün hikâyesini anlatıyor. Film, Fransa’nın bu yılki Oscar adayı…

The Killing Of a Sacred Deer 

Doogtooth (2009) filminin yönetmeni Yorgos Lanthimos’un The Lobster’dan (2015) sonra İngilizce çektiği ikinci filmi olan The Killing Of a Sacred Deer (Kutsal Geyiğin Ölümü) izleyicisini her zamanki gibi tekinsiz, oyunbaz ve özenle tasarlanmış yeni bir lanetli Lanthimos evrenine davet ediyor.

Bonus: 

Yetinmeyenler için; Cannes’dan Altın Palmiye Ödüllü The Square, Michael Haneke’den Happy End, Agnès Varda’dan Faces Places,  Jeanne D’arc’ın çocukluk dönemini anlatan Jeannette, Arjantinli yönetmen Lucrecia Martel’in son filmi Zama, Emma Stone ve Steve Carrell’ın merakla beklenen filmi Battle of Sexes, İsrail’in Oscar adayı Foxtrot ve In Bruges’ün yönetmeni Martin McDonagh’tan Three Billboards Outside Ebbing, Missouri’yi listenize ekleyebilirsiniz.