Duyarlılık mı? Reyting mi?

ONUR AKBAŞ

 onurakbastde@gmail.com 

Her vicdan sahibi insan gibi hatta insan gibi, bu yaz ekrana gelen, taciz, tecavüz ve pedofili içerikli haberlerden bunalmış, ve aklına geldikçe bu tür suçların faillerine Kahriyeler okumuş bir insan olarak öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu tür hadiselere karşı olağanüstü hal düzeyinde tedbirler alınması gerektiği kanaatindeyim. Eskiden bu tür hadiseler romanlarda ima edilirdi de romanlar çıkar çıkmaz hemen bizim romancılar en hafif tabirle şarkiyatçılıkla (oryantalistlik) suçlanırlardı. Ancak bazı magazin programları bu hafta bir babanın çocuğunu hunharca dövmesini haddinden fazla vererek maksatları bu olmasa da reytinge zar atıyorlar izlenimi verdiler. Bunun haddi nedir diyeceksiniz bir defa dikkat çekmek, bir defa farkındalık yaratmak bir defa da yeni açanlar için olsa yetmez mi?

…VE İSTANBUL TELEVİZYONCULARI

Olayların vukuundan sonra olayların üstüne giden ya da sonrasında masa başında yorum yapan dostlardan ricam bazı kasaba ve köylere ciddi taramalar için gittiklerinde sadece hayvanlara karşı o rezil fiilleri uygulayanların yerine göre yüzde ellileri geçtiklerine şahit olacaklar. 

KORKU OLSUN DA YAŞAYANLARDAN OLSUN

Yaşamayanlar dizisini kast ediyorum. Her toplumun korkusu inancından ya da inandıklarından doğar. İzleyeni olmaz mı bu dizinin elbette olur. Ama bu memlekette korkunun yolu “iyi saatte olsunlar” dan geçer.

AĞLAMAYI DENİZLERE BIRAKIN

Kırk sene ağlaya ağlaya menkıbe ve maval okuyan biri yüzünden bir Temmuz sıcağı yaşadığımız yetmez mi? Ramazanda hocalar, magazin programlarında ağabeyler bacılar şu evrende hamaset uğruna ağlamaktan daha çok dikkat çekecek şeyler var.