Duvarlara hayat geldi

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

İstanbul Comics and Art Festival’in graffiti alanı bu yıl 4 kadın graffiti sanatçısını ağırlayarak üç gün boyunca canlı graffiti çalışmalarına ev sahipliği yapacak. Kadıköy sokaklarını renklendirecek kadınlardan illüstratör ve grafik tasarımcı sanatçısı Fulya Hocaoğlu’yla buluştuk. 

Duvar resmiyle nasıl tanıştın? 

Çocukluğumdan beri çizmeye ve elime boya almaya alışıktım zaten. Bu alışkanlıkla büyüyen insanların bir arada olduğu bir üniversiteye girmem de motivasyon ve kolaylık sağladı sanırım. Çevremde duvar resmi yapan, spreyle üretime hakim çok yakın arkadaşlarım vardı. Onların üretimlerinin yanı sıra, onların da takip ettiği yerli, yabancı bazı sokak sanatçılarının işlerini de takip etmeye başladım. İlk spreyle duvar deneyimimi 2010 yılında İstanbul Streetart Festival’de yaptım aslında. Balıklama dalmış oldum yani. Sokaklarda da, iç mekânlarda da sprey kullanarak oluşturduğum duvar resimlerim oldu, katıldığım birkaç yerli festival oldu. 

Sokakta üretmek senin için ne ifade ediyor Bir kadın olarak bu kültürün içinde var olmak üzerine deneyimlerin nelerdir?

Sokakta üretmenin daha özgür ve iletişime açık bir tarafı var. Hızlı, etkileşimli bazen kolektif. Birkaç saatliğine sen de o sokağın bir parçası, semtin sakinlerinin merak nesnesi oluyorsun. Sonra o mekânın bir parçası olarak işin kalıyor sadece. İnsanlara baksınlar görsünler, alırlar belki diye bir mesaj bırakıyorsun. Bana kalırsa Türkiye’de bir kadın olarak sokakta herhangi bir şey yapma konusunda maalesef aynı özgürlüğe sahip değiliz. En azından ben yanımda arkadaşlarım olmadan gece boyamaya hiç çıkmadım. Bu kısıtlanma da sokak sanatının ruhuna ters zaten.

Türkiye’de özellikle Kadıköy’de son zamanlarda çok fazla sokak üretimiyle karşılaştık. Türkiye’deki sokak sanatının geçmişi ve geldiği noktayla ilgili ne düşünüyorsun? 

Evet buna büyük ölçüde katkı sağlayan kendisi de bir sokak sanatçısı olan Esk Reyn’in belediyeyle yürüttüğü festival oldu mural (duvar) konusunda. Her yıl yerli yabancı birçok sanatçıyla mural işler yapıldı. Rasimpaşa Mahallesi dev bir sokak galerisi gibi şu an. Onun dışında Kadıköy’de iş üreten birçok sokak sanatçısı zaten vardı yeni isimler de zaman içinde işleriyle hep eklendi. Duvarlara hayat geldi. Sokaklarda renk görmenin herkese iyi geldiğini, insanların da mutlu olduklarını gözlemliyorum, bu işlere kayıtsız kalmıyor insanlar.

Bu sene Istanbul Comics and Art Festival’in graffiti alanında yer ve üç gün boyunca canlı bir çalışma gerçekleştirecek sokak sanatçısından birisin. Bu yıl kadınlara teslim edilen alan ve festivalle ilgili düşüncelerin nelerdir? 

Tek odak noktası üretmek ve paylaşmak olan bir etkinlikten bahsediyoruz. Serotonin fazlası olacak, ihtiyacı olan herkes gelsin (gülüyor) İçine doğduğumuz çağdan ve toplumdan kaynaklı yüklendiğimiz şeyleri düşündüğümde bence kadınların söyleyecek çok daha fazla şeyi var. Bu anlamda kadınlarla yan yana üretecek olmak benim için heyecan verici. 

Festival’in bu seneki teması ‘kimlik’ üzerine düşüncelerin nelerdir? 

İnsan sustukça, susturuldukça kimliksiz de dışarıdaki de addedilebilir. Bir kültürün, ifadenin söze ihtiyaç bırakmayan tarafında buluşacağımız için heyecanlıyım.

KADINLAR DUVARLARI BOYAYACAK

Dream Sales Machine Yönetici Ortağı İlker Akar: ICAF üçüncü yılında festival kurgusunu ‘kimlik’ teması üzerinden şekillendiriyor. Bu bağlamda süper kahramanların çoklu kimlikleri ve psikolojileri, graffiti ve sokak sanatçılarının gizli kimlikleri, kent kimliklerinin sanatçı dokunuşlarıyla uğradığı dönüşümler, kadın sokak sanatçılarının kamusal alandaki varlıkları gibi konuları konuşacağız. Grafitti alanında bu sene üç kadın sokak sanatçısının üç gün boyunca gerçekleştireceği canlı mural çalışmaları yer alacak.