Düşük tansiyonlular bol su içmeli

“Tansiyonum hep düşük” diyorsanız, tansiyon hastası olma riskiniz de düşük demektir. Ama bir grup düşük tansiyonlu bu kadar şanslı değil! Tansiyon hastası olmasalar bile yorgunluktan bulantıya, çarpıntıdan bayılmaya kadar varan günlük hayatlarını ve hayat kalitelerini etkileyebilen sorunlar yaşayabiliyorlar. Peki, düşük tansiyonla yaşamanın sırları neler? Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Yeşim Yılmaz Can bu kişilere yönelik genel ve acil durumlardaki yapabilecekleri konusunda önerilerde bulundu. 

Tansiyon en basit anlatımıyla atardamarlar içinde kanın yaptığı basınçtır. Bir merkezi hidrofor sisteminden (kalp) ana boru hattına (aort) pompalanan su (kan), ana hattan ayrılan su boruları (atardamarlar) ile tüm dairelere (organlara) taşınır. Su basıncı düştüğü zaman, önce üst kattaki daireler olmak üzere her daire bundan etkilenir. Kan basıncı düştüğü zaman da, benzer şekilde, ilk etkilenecek organ beyindir. Beyne giden kanın azalmasıyla beraber sersemleme hissi, dengesizlik, halsizlik, göz kararması; bu durum uzun sürdüğünde bulantı-kusma ve hatta bayılmaya kadar giden şikâyetler oluşur. İlk şikâyetler size vücudunuzdan gelen ‘tansiyonum düştü, beynime yeterli kan gitmiyor, önlem al!’ sinyalleridir; buna duyarsız kalırsanız vücut kendi önlemini alır ve bayılırsınız. Bayıldığınızda beyin artık en üst kattaki daire değildir, yer çekiminin etkisi azalır ve beyne kan akımı artar. 

Tansiyon ne zaman düşüyor?

Uzun süre ayakta, sıcakta veya aç kalındığında ve ateşin yükseldiği gibi durumlarda düşüyor. Tansiyonu normal olan kişiler, kan basıncının bu düşüşlerini kolay tolere ederken düşük tansiyonlularda sıkıntı oluşturabiliyor.

GENEL ÖNLEMLER:

Bol su için: Günde 8-10 su bardağı su içmeye çalışın. Su tüketimini gün içine yayın. Özellikle sıcak havalarda buna daha çok dikkat edin. Su tüketmek kan hacmini arttırarak, tansiyonun düşmesine engel olacaktır.

Tuz tüketimini arttırın: Çok iyi bilinir ki, yüksek tansiyon hastalarında tuz kısıtlaması önerilir; çünkü tuz vücutta su tutulmasına neden olarak kan basıncını yükseltir. Bunun tersi de doğrudur: Düşük tansiyonlu kişiler de tuz alımını arttırarak, tansiyonlarının biraz daha yüksek seyretmesini sağlayabilirler.

Uzun süre ayakta durmaktan kaçının: Uzun süre ayakta ve özellikle de hareketsiz, kalmak kanın bacaklarda göllenmesine, kalbe az kan dönmesine, kalbin pompaladığı kan miktarının azalmasına ve dolaysı ile de kan basıncının düşmesine neden olur. 

Alkolü az kullanın: Alkol damarları gevşettiği için tansiyonu düşürecektir. Ayrıca bazı alkoller idrar çıkışını da arttırdığı için vücudu susuz bırakır. Bu nedenle alkol tüketiyorsanız sınırlı olmaya ve yanında bol su almaya özen gösterin.

Sıcaktan kaçının: Sıcak hava, sauna-hamam gibi sıcak ortamlar, damarlarınızı gevşeterek ve aynı zamanda terle vücuttan sıvı kaybına neden olarak tansiyonunuzu düşürür.

Göğsünüzü, boynunuzu, belinizi sıkacak biçimde giyinmeyin: Korse gibi göğsünüzü sıkan kıyafetler göğüs içindeki basıncı arttırarak, kanın rahat dönmesine engel olarak kalbe dönen kan miktarını azaltabilir. 

Basınçlı çoraplar giyin: İhtiyaca göre farklı basınçlarda ve uzunluklarda satılan bu çoraplar bacakları sıkı sararak kanın bacaklarda göllenmesine engel olur, dolayısıyla da kanın kalbe dönmesini kolaylaştırır. 

Ikınma benzeri hareketlerden kaçının: Öksürük krizi, yüksek ağırlık kaldırma, ıkınma gibi hareketler de göğüs içindeki basıncı arttırarak, kalbe kanın dönüşünü azaltır ve kan basıncını düşürebilir.