Dünyanın ilacı iyilik…

Arzu Akyol

arzu.akyol@aksam.com.tr

Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya gibi yeryüzünün en yaralı coğrafyalarına canları pahasına yardım götüren Yeryüzü Doktorları, yeni projeleri “Gözlerini Aç” için destek bekliyor. Yeterli bağış toplanırsa Somali, Uganda, Afganistan, Pakistan’da 4 bin katarakt hastasının yeniden ışığa kavuşması sağlanacak. Yeryüzü Doktorları Genel Müdürü Ali Doğan ve Yeryüzü Doktorları gönüllülerinden Prof. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz’la hem yeni projelerini hem de Yeryüzü Doktorları’nı konuştuk ve dünyayı iyiliğin kurtaracağına bir kez daha inandık.

Onlar çoğu zaman canlarını hiçe sayarak yeryüzünün en zor coğrafyalarına tıbbi ve insani yardım götüren “iyi” insanlar… 2000 yılında İngiltere’nin Manchester şehrinde bir grup hekimin bir araya gelmesiyle başladı bu iyilik yolculuğu. 2004 yılında Türkiye, 2009 yılında Pakistan şubesi açıldı. Türkiye şubesine bağlı Somali, Kenya ve Filistin-Gazze’de temsilcilikleri hayata geçti. Bugün 4 kıtada 40’tan fazla ülkeye yardım götüren ve milyonlarca insanın yaşamına dokunan bir harekete dönüştü. “Yeryüzü Doktorları Derneği”nin bütçesi bağış ve hibelerden oluşuyor. Projelerin yüzde 90’ını Türkiye şubesi yürütüyor. Dernek gönüllüleri şimdi canla başla “Gözlerini Aç” projesi için çalışıyor. Geçen sene Somali ve Uganda’da 2 bin katarakt ameliyatı gerçekleştirmişler. Bu sene de yeterli bağış toplanabilirse Somali, Uganda, Afganistan, Pakistan’da 4 bin ameliyat hedefliyorlar. Bu sayede imkânsızlık nedeniyle tedavi olamayan 4 bin katarakt hastasının yeniden ışığa kavuşmasını sağlayacaklar. Yeryüzü Doktorları Genel Müdürü Ali Doğan ve Yeryüzü Doktorları gönüllülerinden Prof. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz’la buluştuk ve dünyayı iyiliğin kurtaracağına bir kez daha inandık. 

MİLYONLARCA İNSANIN YAŞAMINA DOKUNDUK

Yeryüzü Doktorları’nın bugüne kadar milyonlarca insanın yaşamına dokunduğunu söyleyerek başlıyor söze Ali Doğan. “Çalışma alanımız Afrika, Ortadoğu, Güneydoğu Asya. Ortadoğu’da Gazze, Suriye ve Yemen, Güneydoğu Asya’da Afganistan ve Pakistan, Afrika’da Somali ve Kenya şu an özellikle odaklandığımız ülkeler” diyor. 8 yıldır Yeryüzü Doktorları gönüllüsü. 4 yıldır da derneğin genel müdürlüğünü yürütüyor. Yeryüzü Doktorları sayesinde yaşadığı bu deneyim onu çok değiştirmiş. “Yoksulluğa ve savaşa rağmen oralarda da bir hayat devam ediyor. İnsanlar o koşullar altında bile yaşamanın ve hatta mutlu olmanın bir yolunu buluyorlar. Sahip olduğunuz nimetlerin kıymeti yüzünüze çarpıveriyor bir anda. Bu nimetleri o insanlarla paylaşmak görevimiz.”

HÂLÂ O SOMALİLİ KADINI ARIYORUM

Savaşın, açlığın, yoksulluğun hüküm sürdüğü bölgelere yardım götürmek hiç kolay değil. Her biri birbirinden trajik pek çok olayla karşılaşmış Ali Doğan. Ama onu en çok etkileyen Somalili kadının hikâyesi… “İlk seyahatimi Somali’ye yaptım. İki genel cerrah ve bir proje yöneticisi arkadaşımızdan oluşan dört kişilik bir ekiple gitmiştik. Bir kadın geldi, muayene edildi. Muayeneyi yapan hocamız, “Meme kanseri olma riski çok yüksek. Film çekmek için bütçemiz var mı” dedi. Somali’de de film çekilebilen sadece bir yer var ve ücreti de 100 dolar gibi bir rakam. “Var hocam” dedim. Kadını filme yönlendirdik ama bir daha gelmedi. Meğer arkadaşlar kadını “Sen bu filmi çektir, biz parasını vereceğiz” diye göndermişler ama kadının cebinde belki de bir dolar bile yok. Bu bizim tecrübesizliğimizdi. Biz o kadını ameliyat edemedik. Bu içimde ukdedir. Ben hâlâ o kadını arıyorum. Bu işi o kadın gibilere ulaşmak için yapıyorum.” 

“GÖZLERİNİ AÇ”

Yeryüzü Doktorları’nın son projesi “Gözlerini Aç”… Ali Bey, “Geçen sene Somali ve Uganda’da 2 bin katarakt ameliyatı gerçekleştirdik. Bu sene de Somali, Uganda, Afganistan, Pakistan’da 4 bin ameliyat hedefliyoruz. Bu kampanya çok önemli… Bir babanın gözü açılıyor, tekrar çalışmaya başlıyor. Bir annenin gözü açılıyor evine çocuklarına yeniden bakabiliyor. Çocuk kataraktı diye bir şey var mesela. Çocuğun hayatı değişiyor. 200 TL ile bir katarakt ameliyatının maliyetini karşılayabiliyorsunuz” diyor.  Bir de her Ramazan ayında ‘Bebekler Açlığa Dayanamaz’ adıyla sürdürdükleri bir kampanya var. Güneydoğu Asya, Güney Sudan, Yemen, Somali, Etiyopya, Kenya gibi ülkelerde açlıkla karşı karşıya olan ve yardım edilmezse ölecek çocuklar için bu Ramazan’da da bir kampanya yapılacak. Siz de Yeryüzü Doktorları’na bağışta bulunmak istiyorsanız www.yyd.org.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz. 

HİKÂYELER BELGESEL OLDU

Yeryüzü Doktorları’nın yaşadıkları, “Yeryüzü Hikâyeleri” adıyla belgeselleştirildi. TRT’de yayınlanan belgeselin amacı o uzak coğrafyalardaki insan hikâyelerinin daha çok insana ulaşmasını sağlamak. Ali Doğan, “Belgeseli gönüllülerimizden Faysal Soysal yönetti. Orada ihtiyaç sahibi insanlar var, burada da onlara yardım edebilecek insanlar. On insanların gerçeğini, abartmadan, hiçbir şey katmadan gösterdiğinizde yardım edebilecek o kadar çok insan var ki. Bizim misyonumuz da bu. Sadece göstermek… Yeryüzü Hikâyeleri de bu misyonun ete kemiğe bürünmüş şekli.”

Küçük kızın gözlerindeki korkuyu unutamam

Yeryüzü Doktorları Gönüllüsü ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz daha çok Yemen ve Filistin’e gidiyor. “Oradaki insanların da tıpkı bizim gibi günlük bir rutinleri var. Yemek, içmek, alışveriş yapmak, dolaşmak gibi… Bizden tek farkları güvenlik ve özgürlük yok. Biz ‘Hafta sonu nereye gitsek, alışverişte ne alsak?’ diye düşünürken Yemen’de ya da Filistin’de insanlar ‘Acaba yarın başımıza bir bomba düşer mi?’ diye düşünüyor. Çocukların hali içler acısı. Doktor yok, ameliyathane yok, gıda yok, ilaç yok… Ben buradan Cuma günü Kudüs’e geçebilirim ama bir Filistinli gidemez mesela… Oysa doğduğu topraklar…” Güvenlik ve özgürlüğün olmadığı yerde başka trajik hikâyeye ihtiyaç yok aslında ama onlarca trajik hikâyeye şahit olmuş o da. “Mesela bir gün 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu getirdiler… Çatışmanın ortasında kalmış ve yaralanmış. Gözlerindeki korkuyu unutamam. Hekim olarak sizden bile korkuyor düşünün. İnsanlığımdan utandığım bir andı.” 

TÜM DÜNYADAN SORUMLUYUZ

Canlarını hiçe sayarak hiç tanımadıkları insanlara yardım etmek için çalışan Ali Bey’e ve Mehmet Akif Hoca’ya “Dünyanın ilacı nedir?” diye soruyorum. Ali Bey, “Eskiden olsa dünyanın ilacı kurumsal yapılar, büyük sistemler derdim ama gördüm ki asıl malzeme “iyi insan”… Bizi iyilik kurtaracak. Dünyanın ilacı iyilik… İyi insanlar birlikte bir şeyleri değiştirebiliriz” diye cevaplıyor. Mehmet Akif Hoca’ya göre de dünyayı değiştirmeye gücümüz yetmez ama yine de var olan bütün kötülüklere inat iyi olmak gerekir. “Biz hep yaraları saracağız, söndüremesek de hep yangına su taşıyacağız. Dünyanın her yeriyle ilgili insani sorumluluğumuz var” sözleriyle özetliyor düşüncelerini.

TÜRKİYE'Yİ ÇOK SEVİYORLAR

Görev yaptığı bölgelerde Türkiye’ye çok saygı duyulduğunu söyleyen Mehmet Akif Hoca bir anısını da anlatıyor. “Mısır’ın karıştığı günler. Sokak gösterilerinin başlamasından hemen önce… Kahire’ye indik. Havalimanından bir minibüs aldı bizi. Refah sınır kapısına doğru gidiyoruz. Mazot almamız gerekti ama bütün benzinlikler hınca hınç dolu. Kilometrelerce kuyruk var. Mazot alma şansımız yok. Şoför sıkıntıdan ter içinde kaldı. Ekipten bir arkadaşıma ‘Yasin git bak ne oluyor’ dedim. Yasin gitti geri döndüğünde “Hocam tamam hallettim” dedi. Şoför sevinçten ağlayacak neredeyse. ‘Nasıl hallettin?’ dedik şaşkınlıkla. ‘Hocam baktım benzinliğin sahibi orada oturuyor. Selam verdim Türkiye dedim. Adam, “Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan, Murat Alemdar (Polat diyemiyor) diye sarıldı boynuma’ dedi. Mazot alma şansının yüzde sıfır olduğu bir yerde böylece mazotumuzu alıp yola devam ettik.”