Doğum sancısı mı böbrek taşı mı?

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş

memgunes@hotmail.com

Sevgili okurlarım,

Bu hafta idrar yollarında oluşan taş hastalığıyla ilgili sorularınıza cevap vereceğim...

 Böbrek taşları neden oluşur?

- Üriner sistemdeki enfeksiyon,

- Taş oluşumuna yatkınlık oluşturan genetik bir durum,

- İdrar yollarında daralma,

- Vücudunuzun idrar üretme biçiminde bir dengesizlik,

- İçtiğiniz sıvı miktarı,

- Taş oluşumunu tetikleyen maddelerin idrarınızda bulunup bulunmaması,

- Aile geçmişinde taş hastalığı olması,

- İdrarın geriye reflüsü anlamına gelen, anormal bir şekilde üreter veya mesaneye geri akışı,

- Vücutta, boyunda tiroid bezleri bölgesinde bulunan, paratiroid bezlerinden aşırı miktarda paratiroid hormonu üretimi,

- Kullanılan bazı ilaçlar.

 Belirtileri nelerdir?

- Renal kolik adı verilen şiddetli ağrı. Ağrı o kadar şiddetli olur ki, hastaların deyimiyle ya yer tırmalatır ya da doğum sancısına benzetilir. Ağrı, bel ve böğür (her iki yanınızda, kaburgaların alt kısmından kalçaya kadar uzanan alan) bölgenizde hissedilen keskin bir ağrı halini alır. Taş böbreğinizde değil de idrar yolundaysa, ağrı kasık ve uyluk bölgenizde olur. Ayrıca erkeklerde yumurtalıklara vurabilir.  

- Bulantı.

- Kusma.

- Kanlı idrar (pembe renkte veya çay renginde görünür).

- Ağrılı idrar yapma.

- Ateş.

- Bu belirtilere yüksek ateş eklenmişse en kısa zamanda bir hekime başvurmak gerekir. Taş, tesadüfen diğer hastalıklar için yapılan tetkikler sırasında da saptanabilir.

Tanı nasıl konur? 

- Üriner sistem ultrosonu (ses dalgalarıyla taşların saptanması).

- İdrar yollarının röntgen filmi.

- Bilgisayarlı batın tomografisi.

- Özel ilaç verilerek çekilen idrar yollarını gösteren ilaçlı filmler. 

Her taş, tedavi gerektirir mi? 

Bütün taşlar tedavi gerektirmez. Eğer taşınız rahatsızlığa neden oluyorsa ve doğal yollarla idrardan düşmüyorsa tedaviye ihtiyacınız var demektir. Bir rahatsızlığa sebep olmayan böbrek veya üreter taşınız varsa genellikle tedavi önerilmez.

Ne tür tedavi yöntemleri mevcut?

Konservatif tedavi: 

Taşınızın idrarla atılması muhtemelse, bu süreyi kolaylaştıracak, kısaltacak ilaçlar başlanır. Taş tedaviye rağmen büyümeye devam ediyorsa, sık ve şiddetli ağrı yapıyorsa aktif tedavi görmeniz gerekir. Çoğu böbrek ve üreter taşı, işeme esnasında vücudu terk eder. Taşınız çok küçükse yüzde 95 ihtimalle 6 hafta içerisinde kendiliğinden atılabilir. Taş, mesaneye ne kadar yakınsa atılma ihtimali o kadar fazla, taş ne kadar büyükse atılma şansı da o kadar azdır.

Aktif taş tedavisi:

1- Şok dalgalarıyla taş kılması (SWL): Vücut dışından taşları kıran bir makineyle yapılır. Taş kırmak için odaklanmış şok dalgaları (kısa sinyalli yüksek enerjili ses dalgaları) deriden taşa iletilir. Taş, şok dalgalarının enerjisini emer ve küçük parçalara ayrılır Parçacıklar daha sonra idrar yoluyla atılır. SWL yöntemi, hastaların yüzde 90’ından fazlası için uygundur.

2- Üreteroskopi denilen idrar ağzından girilen endoskopik yöntemle tedavi: Küçük çaplı bir endoskop aletiyle yapılan tedavidir. Başarı düzeyi yüksek, komplikasyon riski düşüktür. Genel ve ya lokal anestezi altında uygulanabilir.  Vücudunuza hiçbir kesi yapılmadan endoskop ile idrar yolu ağzından idrar torbasına girilir. Taş özel bir alet kullanılarak dışarı çekilir.

3- Batından küçük bir iğneyle girilerek tedavi: Genel anestezi altında böbreğe ciltten bir iğneyle delik açılır. Bu delik yine küçük çaplı bir endoskopun girebileceği kadar genişletilir. Taş, bütün olarak ya da parça parça çıkarılır. Bu yöntemlerin dışında gerektiğinde taş cerrahisi de uygulanır.

Tekrar taş oluşumunun önlenmesi için yaşam tarzı değişiklikleri nelerdir?

- Her gün 2,-5- 3 litre sıvı tüketin. Sıvı alımınızı gün içine dengeli dağıtın. İdrar miktarınız, günlük 2-2,5 litre, idrarınızın rengi açık renkte ve berrak olmalı. 

- Dengeli ve çeşitlendirilmiş bir diyet uygulayın. Bol miktarda sebze, lifli gıda ve meyve (özellikle turunçgiller) yiyin. Yumurta, mercimek, beyaz pirinç, soyulmuş elma, üzüm, karnabahar, kabak gibi düşük okzalat içeren gıdaları daha fazla yemeye çalışın. Yeterli kalsiyum alın. Tuz miktarını azaltın. Protein ihtiyacınızı sebzelerden sağlayın. Sağlıklı 

vücut ağırlığınızı koruyun. 

- Haftada 2 veya 3 kez egzersiz yapmaya çalışın.

Ve unutmayalım ki, hiçbir şey için çok geç değil. İstediğiniz halde yapamadığınız ya da artık çok geç dediğiniz ne varsa, aldığınız her nefes bunun için fırsattır. Ne duruyorsunuz, bugünden, bu andan itibaren başlayın. Asıl geç kalmak başlamamaktır. Can bedenden çıkana kadar her şey için zaman var. Ve unutmayın ki, geçmiş zamanın götürdüğü değil, sizin vazgeçtiğinizdir. Yılmayın, bahaneler sadece kaçmayı düşünenler içindir. Sağlıkla kalın...