Dilek Türkan’dan içe dokunan bir klip

Veremi “ince hastalık”, cenaze gömmeyi –fonetik benzerliği ile- defneyaprağı yumuşaklığında “defnetmek” gibi bir inceliğe sahip, soylu bir sanatımız var.

ONUR AKBAŞ

onurakbastde@gmail.com 

Öyle ki bir asrı geçkin bir zamandır yitik bir hazine gibi onu kullanacak, idare edecek birikimli zihinlere ve keskin duyuşlara susamış. Sevgilisinden, eşinden, dostundan, evladından gördüğü en sarsıcı, en vefasız sözlerle dağlanan yüreğindeki yarayı sırf sevdikleri adına “gül” diye tarif edecek yüreklilikte bir başka şiir var mıdır acaba edebiyat ikliminde? Sezen Aksu’yu, Simge’yi, Sertap Erener’i besleyebilen bir söz yazarı varsa o iklimde onun gibi mahir söz işçileri de vardır. Şarkısına çektiği klipi izlerken, Sibel Algan’ın geceme yıldırım gibi düşen, “Gözlerini kaçırma hiç nafile/Gizlenmiyor yüreğinin sancısı/Kim bilir kimler yakar canını /Belki bir dost belki bir aşk hikayesi” diye başlayan sözlerinin “Güllerini koparma gönlünün/Aldırma kim yolcusu kim hancısı” mısraları ile beni getirdiği nokta yukarıdaki hislerim ve ifadelerimdir. Bu sözleri dupduru sesi ve klipte hayatımızın son eşik düzleminde geçmişin bizde neler yaratabileceğini hatırlatan “yaşlı” figürü ile oluşturduğu klipi ile Dilek Türkan, bütün melekelerimizle hissettirebilirdi bize. 24-02-16 tarihinde yayımlanan bu klipi yukarıdaki ürperiş ya da duyuşla izlemenizi tavsiye ederim.

CAN TEKİN'İN TEKNOLOJİYLE İMTİHANI

İlişki Durumu Karışık’ın bir önceki (27,02,2016) bölümünde bendekinin iki üst modeli olan aynı marka bir telefon ile “Can Tekin”in Murat’ın yalanını ortaya çıkarmak için kaydettiği sesi WhatsApp ya da benzeri sosyal medya ile göndermek yerine elinde telefon Ayşegül’ün evine kadar ve şarjı bitene kadar verdiği yorucu mücadele ibretlikti. Kimse şimdi internet paketi mağdurluğu muhabbetine girmesin buradan size ekmek çıkmaz. 

ŞEYTAN YOKLARKEN 

Geçen Hafta evlilik programlarından birinde sürekli tribünlere oynayan (ötekiler nereye oynuyorsa) bir isim, sahnede iken, sahnede çok durduğu yönünde ya da fazla konuştuğu yönünde kendisine gelen eleştirilere “Buna ben karar vermiyorum.” Derken Sunucu tam da o esnada devreye girip lafı değiştirmeye çalıştığı esnada yine bir ara beni şeytan yoklamadı değil.