Destan yazan çocuk kahramanlar

Derleyen: Emine Bıyık

emine.biyik@aksam.com.tr

Düşmana ve ölüme meydan okurken Çukurovalı Osman 14, Erzurumlu Edip Somunoğlu 7, Adanalı Mehmet 10 yaşındaydı. Onlar Kurtuluş Savaşı’nın kahraman çocuklarıydı. Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladığımız bugün de Kurtuluş Savaşı’nın çocuk kahramanlarını anmak için en doğru gün. Biz de minnet ve saygıyla anmak istedik. 

CEPHEYE YİYECEK TAŞIDILAR


Binlerce askerin ölüme meydan okuduğu, birçoğunun donarak yaşamını yitirdiği 1. Dünya Savaşı’nda Türk askerleri, düşmanla mücadele ederken bir yanda da açlıkla savaşırlar. Dönemin Erzurum Valisi Tahsin Bey, cepheden gönderilen “Yiyecek yetiştirin” yazılı telgraf karşısında çaresiz kalmış, günlerce çözüm yolları aramıştır. Ve sonunda 150 bin kilo buğdayın 90-95 kilometre uzaklıktaki cepheye ulaştırabilmek için çocukları görevlendirir. Tahsin Bey kararını okullara ve muhtarlara bildirir. Bir gecede dikilen 30 kiloluk bini aşkın un dolu torbalar artık çocuklara emanettir. Sayıları bine yaklaşan henüz çocuk yaştaki gençler, Hükümet Konağı önünde toplanarak Nebilhan’a kadar taşıyacakları unları sırtlanarak aşırı soğuğa cepheye yiyecek yetiştirmek yola çıkar.

7 YAŞINDA DÜŞMANlA SAVAŞTI

Mustafa Kemal Atatürk’ün uygun bulması ve Kazım Karabekir Paşa’nın emriyle, Ebulhindili Cafer Bey komutasında kurulan ve sadece Dadaşlardan oluşan birlik, 1920’de Ankara’ya gider. Yunan ordularına Geyve Boğazı’nın geçilmez olduğunu gösteren, Düzce ve Adapazarı isyanlarının bastırılmasında büyük rol oynayan birliğin içinde düşmana karşı savaşanlar arasında 7 yaşında bir çocuk da vardır. Bu çocuk, 1955-1960 yılları arasında Erzurum’un belediye başkanlığını yapan Edip Somunoğlu’ndan başkası değildir. 

DAĞI AŞARKEN ÇIĞ ALTINDA KALDILAR

İran sınırında Ruslara karşı savaşan Türk birliği cephanesiz kalır ve Van’a yardım çağrısında bulunur. Bunun üzerine yaşları 12 ile 17 arasında değişen 80’ni öğrenci 120 çocuk, yatak çarşaflarından ve perdelerden kesilerek yapılan torbalara konulan mermileri sırtlarına bağlayarak yanlarındaki jandarma erleriyle cepheye doğru yola koyulurlar. Aşırı soğuğa rağmen cepheye yol alan çocuklardan, dağı aşarken yakalandıkları fırtına sonrası haber alınamayınca arama çalışması başlatılır ve çığ altında kaldıkları öğrenilir. 38 çocuk ve 3 jandarma çığ altından son anda kurtarılırken, 82 çocukla diğer jandarma erleri şehit olur.

DÜŞMAN BİRLİĞİNİ ALT ETTİ

Kurtuluş Savaşı’nın belki de en bilinen çocuk kahramanıdır 14 yaşındaki Çukurovalı Osman. Osman bu kahraman unvanını Fransızlara karşı verilen mücadele de yaptığı kahramanlık alır. Türkler tarafından Toroslarda sıkıştırılan tam teçhizatlı Fransız müfrezesi kâgir bir binaya sığınır. Günler geçmesine rağmen bina ele geçirilemez. Fransızlara yardım gelmesinden korkulur ancak askerler binadan çıkarılamaz. Bu sırada 14 yaşındaki Osman, gece karanlığında gaz yağı tenekesiyle çatıya tırmanır ve binayı ateşe verir. Kargaşa içinde dışarı çıkan Fransız askerler ele geçirilir.

14 YAŞINDA ASKERLERE KILAVUZLUK YAPTI

Maraş müdafaasında, 14 yaşındaki Sarıca köylü Ali, bu bölgedeki Türk askerine kılavuzluk görevi yapar. Bir seferinde de düşmanın yolunu kesmek için kendisine verilen köprü uçurma görevini dillere destan bir başarıyla yerine getirir. Daha sonra Yüzbaşı Sıtkı Bey, bu çocuğu evlâtlık alır ve Kuleli Askeri Lisesi’ne kaydettirerek okumasını sağlar. Aralarında Sarı İbrahimli köyünden Duran’ın (Kaleli) da bulunduğu pek çok çocuk, dağdaki askere yemek taşır. Verilen talimat gereği o küçük yaşlarına rağmen tren raylarını sökerek düşmanın hareket kabiliyetini önlemeye çalışırlar.

HALK BOZAN İÇİN AĞIT YAKTI

12 Haziran 1920’de Fransız ve Ermenilerden oluşan bir grubun Türklere yönelik katliamında, direniş gösteren Türk çocuklarından 10 yaşındaki Adanalı Mehmet, aldığı kurşun ve süngü yaralarına rağmen hayatta kalmayı başarır fakat 
bir bacağını kaybeder. Urfa’da 14 yaşındaki Bozan ise Fransızlar kaçarken Kuvayi Milliye önünde harbe katılır. Bozan'ın kahramanlığını gören halk, ağıt yakar.

“Şebeke dağından indim dereye
Atılıyor bombalar, bilmem nereye
Türk çeteleri dönmez geriye
Be yürü! Yürü Bozan Yavrum yürü!
Vursun kırsın Fransızları, aslanım yürü...”