Demode biri değilim, köşelerim de yok!

MEHMET EMİN DEMİREZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

Tunus asıllı Fransız müzisyen, Dany Brillant Latin ezgileriyle ve Fransız şansonlarıyla yarın Çanakkalelilerin kulaklarının pasını silecek gibi görünüyor. 55. Troya Festivali kapsamında konser verecek usta isimle birçok konuyu konuştuk. Brillant, “Türkiye’den film teklifi gelirse düşünürüm” diyor. 

55. Uluslararası Çanakkale Troia Festivali’nde sahne alacaksınız. Troya hakkında bir bilgi sahibi misiniz?  

İstanbul’u daha çok biliyorum diyebilirim. İstanbul çok antik be güzel bir şehir! Çanakkale’yi ise çekilen bir Troia filmini seyrettiğimde tanıdım ve bana çok iyi geldi. Böylesine kadim topraklarda sahne alacağım için çok heyecanlıyım. 

Akdeniz’i sevdiğinizi biliyorum, Akdeniz size ne ifade ediyor?

Akdeniz e karşı ayrı hislerim var. İnsancıl yanı etkiliyor beni. Tunus doğumluyum, orada yaşarken bir sürü Akdenizliyle tanıştım. Türk, Latin, Yunan, İtalyan ve Fransız... Benim müziğim de birçok kültürün bir araya gelmesiyle ortaya çıktı. Böylece huzur içinde dünyaya açıldım. 

Klasikleşmiş biri olarak tanınıyorsunuz…

Bu doğru. Gençken gelenekleri koruyucusu olmak isterdim. Savaş sonrası müzik dünyasını, klasiklerini düşünün. Ancak artık müzik de moda gibi hemen değişiyor. Devam eden tek şey var gelenekler. Beni öyle demode, köşeleri olan biri olarak düşünmeyin. Müziğim herkese hitap ediyor. Konserlerime bakarsanız gençleri görürsünüz. Gençler artık gürültülü müziklerden sıkıldı ve klasiğe yöneldi. Klasisizm geleceği oluşturuyor diye düşünüyorum. 

TÜRK ŞARKICILARIN HAVASI VAR

Yıllar içinde Elvis’e benzediğinize dair yorumlar var...

Aslında bambaşka insanlarız. Benzeyen yanlarımız elbette vardır, aynı tipiz ve bizde İtalyan geni var. Elvis için bir tribute albüm yaptım. Herkes bir rock’n roll albümü olduğunu düşündü. Onun da klasik yanları var ve ben o parçaları seçtim. Elvis harika bir sese sahipti. Love Me Tender ve  Are You Lonesome Tonight parçaları benim için apayrı. Adeta Dean Martin ya da Frank Sinatra. Elvis hem klasik hem rock’n roll’a hâkim olduğu için çok seviyorum. 

Türkiye’deki insanlar sizi neden bu kadar çok seviyor?

Bu başarımı duyunca çok şaşırtmıştım ama sanırım Türk şarkıcıların havası var bende. Yani Dario Moren gibi doğunun ve batının karışımı, Enrico Macias gibi iki tür müzik arasında bir köprü oluşturdum. Ben de Arapça, İspanyolca, Türkçe, İtalyanca ve Yunancadan çok etkilendim… Ve aynı zamanda Türkiye’nin Asya’ya, Doğuya, Batı’ya yakın coğrafi bir durumu olduğu için, ben de onun gibi aynı duyguları müziğimle anlatıyorum.

Bizim Türk filmi jönlerine çok benziyorsunuz. Bir aşk filmi teklifi gelse kabul eder misiniz?

Eğer bir gün teklif gelirse ve ben de o karaktere inanırsam kabul ederim. Her iki alanı da tanımış olmak için ama öncelikli tercihim her zaman müzik olur. Önünde büyük bir izleyici kitlesine şarkı söylemek yerine kamera karşısına geçme bence o kadar da eğlenceli durum değil. Ben hayatımda mutluluk vermeyi tercih edenlerdenim. Şarkı söylemek de beni mutlu ediyor ve insanların eşlik etmelerini, dans etmelerini sağlıyorum. Bu gerçekten harika bir duygu. 

Türkiye’de nerelerde vakit geçirmek istersiniz? Var mı bir yol haritanız?

Türkiye’ye gelince her şeyden önce tarihi yerlere gitmek istiyorum; Topkapı Sarayı ve Ayasofya müzelerine. Ayrıca kültürel aktivitelere de katılmaya çalışacağım. Bodrum ve Antalya’daki plajlara gidip yüzmek istiyorum. Bunu yapacağım. 

Fransız müziğinin etkisi geçmiş yıllara göre etkisi nedir? Bir gerileme durumu söz konusu mu?

Açıkçası Fransız müziği bugün 50’li, 60’lı, 70’li yıllara göre daha az parlak. O zamanlar çok büyük besteciler vardı; Joe Dassin, Dalida, Jacques Brel, Enrico Macias gibi büyük şarkıcılar... Bu yüzden o dönemlerin müziğini yeni bir sound’la yapmaya çalışıyorum.

MÜZİĞİM SAYESİNDE BİRÇOK İNSANLA TANIŞTIM

Dany Brillant müzisyen kimliğinin dışında nasıl vakit geçirir?

Okumak, gezmek ve çocuklarla vakit geçirmekten çok hoşlanıyorum. Müziğim, farklı ülkelerdeki insanlarla tanışmamı sağlıyor. Tanıştığım her insandan da çok şey öğrendim. Bir hayalim var onu da söyleyeyim; Türk müziğinden esinlenilmiş bir oryantal albüm kaydetmek istiyorum.

“Dünyanın neresine giderse gitsin çalacak bir kapısı, çaldığı kapıda da müptela olunacak bir centilmen” yorumları çok fazla. Neden bu kadar çok seviliyorsunuz sizce?

Sevgi ve sevgi her zaman saygıya dayanır. İzleyicilerim her zaman aynı çizgiye sahip olduğumu, özgünlüğümü koruduğumu, 25 yıldır modayı takip etmeyip kendime başka yol çizdiğimi biliyor. Sanırım bu yüzden seviliyorum.