Cunda günlüğüm hayvan dostu ‘Karavan Otel’

Gamze Karaman Bostan
gamzekb@gmail.com

Sıcak havanın kendini hissettirmeye başlamasıyla, tatil planları da yapılmaya başlandı. Bir gün annem ve ablamla otururken, üç kafadar “Cunda’ya gidelim” diye konuştuk. Hani o planlar hep yapılır ve uygulamaya geçmez ya bu defa öyle olmadı. Geçtiğimiz hafta sonu benim de ilk defa gittiğim Cunda’daydık...

Bu hafta sizlerle “İyi ki gitmişim” dediğim, Cunda tatilimden notları paylaşacağım. Cunda-İstanbul arası otobüsle 8 saat. İstanbul’dan, Ayvalık’a gidiyorsunuz, Ayvalık-Cunda arası 10 dakika. “Ooo bayağı uzakmış” demeyin, sizi karşılayan masmavi deniz tüm yorgunluğunuzu alıyor. Otelimize yerleştikten sonra kendimizi Cunda sokaklarına atıyoruz. Bizi gezdirme görevi; her yıl tatil için Cunda’ya gelen ablam Konca Kumkum’un. Dolaşmaya sokakları süsleyen dükkânlardan başlıyoruz. Batik elbiseler, bluzlar, pantolonlar, çantalar, hediyelik eşyalar, beni benden alan el yapımı takılarla Cunda sokaklarını çok samimi ve sıcak buluyorum. Dinlenme molamızı Cunda Taş Kahve’de veriyoruz. Taş Kahve, denize karşı mis gibi gelen Türk kahvesi kokusu ve tarihi dokusuyla huzur veriyor. Yorgunluğumuzu attıktan sonra rotamız Değirmen Tepesi’ndeki Rahmi Koç Müzesi. Muhteşem Cunda manzarasını tepeden gören müzenin içi kütüphane, ön tarafı ise kafe hizmeti veriyor. Akşamüzeri saatleri yaklaşırken ise; ablamın tüm gün “Çok seveceksin” diyerek, dilinden düşürmediği Karavan Otel’in yolunu tutuyoruz. 

HAVUZ BAŞINDA RESTORAN

Denizin hemen kıyısındaki tesisin konaklama yerleri; yemyeşil bahçe içine yayılan konforlu karavanlardan oluşuyor. Bahçede bulunan restoran bölümüne geçmeden önce etrafı dolaşmak ve fotoğraf çekmek için keşfe çıkıyorum. 18 dönüm arazi üzerine kurulan bu tatil köyünde 13 karavan bulunuyor. Karavanların içinde 5 yıldızlı otel odası konforunda; klima, kasa, TV, mini bar, lavabo ve tuvalet var. Veranda da ise; hamak, şezlong gibi keyif yapabileceğiniz tüm detaylar düşünülmüş. Hayvan dostu da olan Doğa Karavan Otel, Tülay Lale ve Baran Molay tarafından işletiliyor. Havuz başında bulunan restoran bölümünde dinlenirken; Tülay Hanım bizlere eşlik ediyor ve Şefleri Süleyman Doğan’ı ve yemelerini dilinden düşünmüyor. Meraklanıyorum, akşam yemeğimizi de burada yemeye karar veriyoruz. 

DENİZ MAHSULLERİ MÜCVERİ ÇOK LEZZETLİ

18 yaşından beri Ayvalık’ta yaşayan Süleyman Şef, 47 yıllık aşçı. Yemek seçimlerimizi mesleğine âşık olan Süleyman Şef’e bırakıyoruz. Önce kızarmış ekmek eşliğinde zeytinyağlılarımız geliyor: Fava, patlıcan salatası, yoğurtlu patlıcan ve pilaki. Taptaze ve hepsi birbirlerinden lezzetliler. Ardından; midye, kalamar, patlıcan böreği, deniz mahsulleri mücveri geliyor. Midye ve kalamar çok taze, tatlarına doyamıyorum. Patlıcan böreği mutlaka tadılmalı ama deniz mahsulleri mücveri çok lezzetli. Mutlaka denemelisiniz. Ana yemeğimiz ise; Deniz Sefası. Ahtapot, kum midyesi gibi deniz ürünlerinden yapılan Deniz Sefası, tadı damağınızda kalan yemeklerden. Yolunuz Cunda’ya düştüğünde mutlaka tatmalısınız. 

1 KARAVANDA 4 KİŞİLİK  BİR AİLE KALABİLİYOR

3 kişi 200 TL ödediğimiz restoranda; şefin her sabah fırından taze çıkan otlu böreği, poğaçalarının  eşlik ettiği serpme kahvaltı ise 25 TL. Karavan Otel’de  konaklamak isteyenlere ellerini çabuk tutmalarını öneririm çünkü şimdiden temmuz ve ağustos ayı rezervasyonlarını almaya başlamışlar. 1 karavanda 4 kişilik bir aile kalabiliyor. Ücretler karavan başı alınıyor. Haziran ayında 250 TL olan fiyatlar temmuz ve ağustos aylarında 500 TL.