ALİ SALİ
Sanki bizim bu şikâyetimiz edebiyatçı arkadaşların kulaklarına kar suyu kaçırmış gibi, son dönemde peş peşe hatırat kitapları kitapçı vitrinlerini süslemeye başladı. Kitabı geçtik, salt hatırat kitapları yayınlamak üzere kurulmuş bir yayınevimiz bile var: Cümle Yayınları. Geçtiğimiz Nisan ilkbaharından itibaren kitap yayınına başlayan yayınevi bugüne kadar 20’nin üzerinde kitap neşretti. Kitapların hepsi de hatırat çevresindeki türlerden seçilmiş: Biyografi, Mektup, Söyleşi, Nehir Söyleşi…
GÖKYÜZÜNDE ARICIK KUŞLARI
Daha önce burada dile getirdiğimiz bir dergi vardı hani, Edebiyat dergisi. Kurucusu Nuri Pakdil. İşte bu Edebiyat dergisinin üçüncü nesil yazarlarının dergide ürünlerini yayınladığı sırada kapanan bir dergiydi. İsmi Nuri Pakdil ile özdeşleşmişti neredeyse. Bu derginin üçüncü nesil yazarlarından biri olan Atıf Bedir aynı yayınevi çatısı altında ikinci, ama ilk hatıra kitabını çıkardı Cümle Yayınları’ndan: Gökyüzünde Arıcık Kuşları.
YARASINI SAKLAYAN ŞEHİRLER
Atıf Bedir’in Gökyüzünde Arıcık Kuşları ismini taşıyan hatıra kitabı aynı yayınevi tarafından neşredilen ikinci kitabı olduğunu az yukarda belirttik. Yayınevinin ilk parti kitapları arasında çıkan Yarasını Saklayan Şehirler ismini taşıyan kitabı, gezi – anlatı türü içinde değerlendirilebilecek sımsıcak satırların sizi karşıladığı şehir izlenimlerini topladığı kitap olarak öne çıkıyor. Gökyüzünde Arıcık Kuşları ismini taşıyan kitabı ise, yazarın çocukluk hatıralarını kaleme aldığı, çocukluğun o saf, cennet kokuları taşıyan hatıralar toplamının iki kapak arasına sıkıştırıldığı bir hatırat. Hatıralar, hepimizin bildiği gibi bizi biz yapan, bize kimliğimizi, kişiliğimizi veren yaşanmışlıklardan müteşekkil resmin parçalarından oluştuğu için hayatın sıcaklığını da taşırlar.
KAYIP ZAMANIN İZİNDE
Ve biz hatıralarımızı hafızamızdan süzüp çıkarırken belki de o yaşanmışlığın sıcaklığı bize o hatırlananları sunar. Hani bir poğaça kokusunun, ya da havadaki bir esintinin bizi alıp bilmem kaç yıl öncesinin benzer hayat parçasına alıp götürmesi gibi de görülebilir. Yirminci yüzyılın büyük Fransız romancısı Proust’un bir kokunun peşinden giderek yedi ciltlik Kayıp Zamanın İzinde romanı gibi, Atıf Bedir’in arıcık kuşlarının çağrışımıyla çocukluğundan devşirdiği hatıralar da bana çocukluğumun bağ bozumlarını hatırlattı. Fakat Maraş’ta arıcık kuşları denilen kuşlar bizde arı kuşları denir. Bağ bozumlarının o tatlı rayihalarını, uykusuz gecelerini hatırladım. Atıf Bedir, çocukluk hatıralarının sunuşunda çocukluğun insanın cennet haline, dolayısıyla sılası olduğuna atıfta bulunuyor. Bizi sılamıza çağıran bu hatıralar çok değerli.