Cep telefonu, tablet, masa üstü bilgisayarı… Şimdi moda dijital deliller

arzu.akyol@aksam.com.tr

Sanıktan delile ulaşma yöntemi artık çok eskilerde kaldı. Hatta parmak izi ve DNA bile demode oldu. Şimdi suçla mücadelede adli bilimlerin elindeki en önemli mucize “dijital delil”…  Peki dijital delil ne demek? 3D printer geleceğimizi nasıl tehdit ediyor? “Öngörü” neden polislik mesleğinin gelecekteki en önemli tekniği olacak? Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy’la suçla mücadelede yeni nesil teknikleri konuştuk. Kadınların az rağbet ettiği bir alanda çok başarılı olan Atasoy’dan bir de “8 Mart” mesajı aldık. 

Önce adli bilimlerin çalışma alanını biraz anlatır mısınız?

Adli bilimler; öncelikli olarak temel bilimlerin yani fizik, kimya, biyoloji ve her türlü mühendislik dalının, buna paralel diş hekimliği, eczacılık, hemşirelik gibi tıbbın bütün uzmanlık dallarının yanı sıra hukuk, sosyoloji, psikoloji gibi 

sosyal bilim dallarının adalete hizmet etmek için bir araya geldiği büyük bir “şemsiye” kavram. 

Tarih boyunca suçla mücadelede çeşitli yöntemler denenmiş. Dediğinizi pek çok bilim dalı adalete hizmet etmek için çaba sarf etmiş ve günümüzde “adli bilimler” diye şemsiye etrafında bu çaba devam ediyor. Peki, suçla mücadelenin köşe taşları hangi gelişmeler?

Hiç kuşkusuz bu konuda köşe taşı geçen yüzyılın başında “parmak izi”nin keşfedilmesi… Akabinde 1950’li yıllardan başlayarak DNA’nın da kişiye özel olduğunun ortaya çıkması yine devrim niteliğinde bir gelişme. 

Bugün suçluya ulaşmada modern dünyanın ve adli bilimlerin elindeki “mucize” nedir peki?

Bu mucize ne parmak izi ne de DNA analizi. Mucize, “Dijital Deliller”… 21 yüzyılda suçun aydınlatılmasında da önlenmesinde de dijital deliller etkili olacak. 

“Dijital delil” kavramını biraz açabilir miyiz? Neleri kapsıyor?

Bir cep telefonu, bir tablet, masa üstü bilgisayarı, dijital bir fotoğraf makinesi… Telefon dinlemeleri, mail ve SMS ve 

sosyal medya takibi 21. yüzyılın güvenlik önlemlerinin başında geliyor. Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta dijital delil incelemesinin konunun uzmanı tarafından yapılması. Avukatlar ve hakimler de bu konuda eğitilmeli. 

Teknoloji suçluların hayatını da kolaylaştırıyor ama değil mi?

Tabii… Teknolojik gelişmeler karşısında suçlular da boş durmuyor. Mesela, biz aracımızı artık uzaktan kumandayla açıyoruz değil mi? Geçenlerde İstanbul’da çökertilen bir oto hırsızlığı şebekesi de uzaktan kumandayla aracın beynini sıfırlıyor ve kapısını açıyor. Meksika’daki uyuşturucu kartelleri kendi özel telefon şebekeleri üzerinden haberleşiyorlar. Uyuşturucu madde kaçakçılığını uzaktan kumandalı minyatür denizaltılarla yapıyorlar. Suikastlar artık insansız hava araçlarıyla yapılıyor. Sosyal medya hesapları bu örgütlerin eline, nerede oturduğumuzdan kimlerle görüştüğümüze, arkadaşlarımızın kim olduğuna kadar, günlük yaşam rutinimiz hakkında bilgi veren mecralar. Tarihin her döneminde yer altı örgütleri, onlarla mücadele edenlerden bir adım önde olmuştur. 

24 saat nasıl suç işleyeceğini düşünen bir insanın geldiği nokta, her gün onlarca olayı çözmeye 
çalışan polis teşkilatından tabii ki önde oluyor. Önemli olan tehlikelere karşı önlem almayı öğrenmek.

GELECEĞİN TEKNİĞİ “ÖNGÖRÜ” 

Nasıl önlem alacağız? “Azınlık Raporu” filmindeki gibi medyumlar aracılığıyla insanları alıp hapse mi atacağız?

Tabii filmdeki gibi medyumlar aracılığıyla insanları önceden alıp hapsedelim demiyorum ama kimin suç işleme ihtimali olduğunu önceden varsayıp ona göre önlem almalıyız. Mesela Şikago Polis Teşkilatı ailenizde biri öldürülmüşse ya da cinayet işlemişse sizin potansiyel bir suçlu ya da bir mağdur olabileceğinizi öngörüyor ve de sizi yakinen takip ediyor. Bu şekilde bir kırmızı listeleri var. Bu sayede sizi suç işlemekten ya da mağdur olmaktan koruyor. “Öngörü” polislik mesleğinin gelecekteki en önemli tekniği olacak. Bizim polis teşkilatımız da tabii ki böyle bir öngörüyle çalışıyor ama bu daha sistematik hale gelecek.

“Dijital delil” çağında suçla mücadele ve özel hayat ikilemi bu konudaki en önemli handikap değil mi?

İngiltere’de MOBESE kameralarının sadece görüntü değil, ses kaydı da yapmaları özel hayatın yok olduğunu söyleyen insan hakları savunucularını haklı çıkaracak şekilde özel bir alanınız kalmaması sonucu yaratabiliyor. Belki özel hayat diye bir şey kalmıyor ama toplumun huzur için güvenlik anlayışının böyle marjinal bir noktaya gittiğini söylemek mümkün. “Suçla mücadele tekniklerinde nereye kadar izin verilmeli?” sorusu hâlâ tartışılıyor.

3D PRİNTER İLE SİLAH BASILABİLECEK

Geleceğimizi en çok tehdit eden gelişme ne size göre?

Tehlikelerin başında üç boyutlu baskı makineleri var. Bu makinelerin metal basması şu an çok pahalı ama bu ucuzladığı anda bunlarla silah basmak mümkün olacak. Yani 3D bir printer ile bir silah ya da mühimmat oluşturabileceksiniz. Dolayısıyla gümrüklerden silah geçirmenize ya da bir yerden silah satın almanıza gerek kalmayacak. Atomun parçalanmasını gibi her türlü teknolojik gelişme, insanların kötülüğü için de kullanılabilir ve kullanılacak. Önlem almaktan başka çare yok.

KADINLAR HAYATIN İÇİNDE OLMALI

Kadınların az rağbet ettiği bir alanda çok da başarılı oldunuz, bunun bir hikâyesi var mı?

Tabii var… Babamın babası hakim, babam adli tıp uzmanı. Türkiye’de adli tıp uygulamalarını modernleştiren bir öğretim görevlisi. Uzun yıllar Adli Tıp Kurumu Başkanlığı yaptı. Bu bir aile geleneği yani. Benim adli tıbbın hekimlik yanıyla ilgim yok aslında. Ben kimyacı ve biyokimyacıyım ama 1982’den beri bu mesleğin içindeyim. Bu alanda kadınların az olduğu doğru. Kadınlar sahada çalışmaya pek o kadar hevesli değiller. Koşullar çok zor tabii ki. Ama bu işin laboratuvarı var, suç bilimi üzerine çalışılan disiplinleri var. Oralarda çalışanlar öyle kan ya da ceset görmüyorlar. Ben işin bu kısmında kadınların çok başarılı olacaklarına inanıyorum. 

Peki, alanında çok başarılı olmuş bir kadından bir “8 Mart” mesajı alalım o zaman…

Hiçbir şey tesadüf değildir. İstikrar önemlidir, çalışmak önemlidir, yaptığı işi sevmek önemlidir. Bir de hayattan kopmamak ve hayatın içinde olmak çok önemli. Yaptığınız her işten keyif almayı da hararetle tavsiye ediyorum.

TÜRKİYE’DEKİ TEKNOLOJİ VE İNSAN KAYNAĞI BATI İLE AYNI

Dünyada yeni nesil suçla mücadele tekniklerini kullanma açısından gelinen nokta ne?

Dünya, veri tabanlarının oluşturulması konusunda ciddi bir sıçrama gösterdi. Yani DNA, ayakkabı izi, lastik izi, boya, koku gibi veri tabanı koleksiyonları arttıkça olayların aydınlatılması hız kazanıyor. İngiltere’de haftada aşağı yukarı 500-600 olay sadece veri tabanları sayesinde aydınlatılıyor. Tabii İngiltere denilince dünyada en çok MOBESE kamerasına sahip ülke olduğunu ve özel de olsa hepsinin devlet organlarınca gözlenebildiğini belirtmek gerekir.

Türkiye’de bu konuda yeterinde teknoloji ve insan kaynağına sahip miyiz?

Bugün adli olayların aydınlatılmasında Türkiye’de kullanılan teknolojiler Batı ile eşdeğer. Alt yapı olanaklarımız, araç-gereç donanımımız, Almanya Amerika, Japonya gibi gelişmiş ülkelerindekinden farksız. Uzmanlarımızın bilgi, gördü ve deneyimleri de gelişmiş ülkelerdeki meslektaşlarından aşağı değil. Olayların aydınlatılmasındaki temel sorun olay yeri incelemesinin gereği gibi yapılmaması. Olay yeri incelemesinin ülkenin her yerinde aynı standartta ve kalitede yapıldığı gün faili meçhullerde ciddi azalma olacak. Tabii bu bir bilinç meselesi. Bu konuda da son 20 yılda çok büyük aşamalar kaydedildi.