Deli dolu bir ikili, birbiriyle sürekli zıtlaşan ama bir o kadarda yakışan, sivri dilli bir o kadar da dost... Alişan ve Çağla Şıkel’den bahsediyorum, muhteşem ikili yarın 360’da sevilen programları ‘Her Şey Dahil’le sevenleriyle bir araya gelecek. İkiliyle buluştuk. Yeni başlayacakları kanalı, heyecanlarını ve dostluklarını konuştuk…
Öncelikle yeni kanalınız 360, tekrar seyirciyle buluşacağınız ‘Her Şey Dahil’ programınız hayırlı olsun.
Çağla: Çok teşekkür ederiz. Aslında bizim için yeni bir şey değil. Bir süre ara vermiş gibi olduk. İzleyicinin bizi canlı yayında görmek istediğini biliyoruz. Sabahın o saatinde o kadar enerjik olmak, her baba yiğidin harcı değil.
Neden, 360? “Tamamen duygusal” dermişsiniz…
(Kahkahalar) Çağla: Benim için tamamen duygusal oldu ama duygusal olmasının sebebi yüzde yüz, Alişan. Yepyeni, başka bir program olsaydı, belki biz de sıcak bakmazdık. Kanalın yeni oluşum içinde olması, bizim de kanala renk katacak olmamız bizi ayrıca heyecanlandırıyor.
Diziyle başladı sizin birlikteliğiniz, buralara geleceğinizi düşünüyor muydunuz?
Alişan: Ben düşünmedim valla (gülüyor).
Dostluğunuz, ekranda başarılı olmanızı ne kadar etkiliyor?
Alişan: Çook… Çünkü ikili iş yapmak o kadar zor ki. Çağla beni çok iyi tanıyor, ben de onu. Canlı yayın sırasındaki eksiklerimizi çok iyi biliyoruz ve birbirimizi tamamlıyoruz.
Bir bakışınızdan ne söylemek istediğinizi anlar mısınız?
Çağla: Aa herhalde. Bizim bakışlarımız konuşur. İzleyicilerin hissetmediği ama enerjimizi ayakta tutan şeyler bunlar. Alişan sabahları çok mutludur, sorunlu bir adam değil. Gailesiz bir insan işte (kahkahalar). Ama gerçekten çocuk gibidir. Enerjisi bir çocuk kadar temiz ve yüksektir.
ALİŞAN’IN TEK TİP VÜCUDU VAR
Çok güzel tasarımlar yaptın. Alişan’ı da giydiriyor musun?
Çağla: Yok, Alişan’ın tek tip bir vücudu var (kahkahalar). Çok
fazla değişime açık değil. Sabahları bana danışır. “Bu renk oldu mu?” diye sorar. Çünkü biz aynı renkleri giymemeye özen gösteriyoruz. Ben de emin olmadığım zamanlarda soruyorum Alişan’a “Olmadı”derse, değiştiriyorum.
Alişan: Benim çok fazla değiştirme şansım olmuyor. Bir tane takım getiriyorum. “Oldu mu?” diye soruyorum. Çağla “Olmamış” diyorsa da mecbur giyiyorum (kahkahalar).
Çağla’yı sorsak sana, nasıl anlatırsın?
Alişan: (Düşünüyor).
Çağla: Anlatamıyor, kitlendi (kahkahalar).
Alişan: İyiyle başlayacak her cümlenin başına Çağla’yı koyabilirim.
Peki, sana Alişan’i sorsalar?
Çağla: Alişan bu dönemde, bu devirde bulunabilecek yüreği tertemiz biri. Muhteşem bir aileye sahip, enerjisi çok yüksek ve çok iyi bir dost…
Alişan’ın hangi yönünü seversin?
Çağla: Kötü niyet yok içinde. Alişan’a baktığım zaman kendimi görüyorum. Kibar bir adamdır. En sevdiğim özelliği hep çok mutludur, dolayısıyla sorunsuzdur.
Sevmediğin yönü?
Çağla: Reytingler kötü geldiğinde modunun düşmesini sevmiyorum. Yayına çıkıyoruz, hemen modu düşüyor.
Peki, sen Çağla’nın hangi yönünü seviyorsun?
Alişan: Çok iyi bir aileye sahip. Rahmetli babasını da tanırdım. Ayrıcı çok iyi bir anne o. Benden farkı biraz daha mantıklı ve kuralcı. Beni motive eden bir tarafı var. “Kötü, sevmiyorum” diyebileceğim bir yönü yok.
Çağla’yı ne mutlu eder?
Alişan: Çocukları mutlu eder.
Alişan’ı ne mutlu eder?
Alişan: Beni en çok reytingler (kahkahalar).
Çağla: Yani ben de onu söyleyecektim ama reytingler gerçekten onu çok mutlu ediyor. Bir de bir kız arkadaşı olursa bence farkında değil ama çok mutlu olacak.
Bu konu da şanssız mısın?
Alişan: Bilmiyorum ki şanssızlık mı? Bekâr arkadaşlarıma soruyorum, onlar çok mutlular yalnızlıktan. Evli arkadaşlarıma soruyorum, “Evlenmediğin için dua et, mutlu ol” diyorlar (gülüyor). Benim şu an evlilik için tek amacım çocuk olur. Çocuk yapmak için de ilk karşıma çıkanla evlenmem tabii. Bazen mantık evliliğini düşünüyorum ama.
Çağla: Ben asla onaylamam öyle bir şeyi. Hangi devirde yaşıyoruz? İstersen görücü usulüyle evlen.
Alişan: Bazen düşünüyorum.
Çağla: Yokluktan düşünüyor bunları. Normalde yapacağı bir şey değil.
Neden olmuyor bir ilişkin, kimseyi beğenmiyor musun?
Çağla: Canım geldi artık elli yaşına (gülüyor). Beğenmiyor, olmuyor.
Alişan: Karşıma çıkacak kişinin beni heyecanlandırması, süründürmesi lazım.
Çağla: Bak Alişan’ın bu konuda kafası çok karışık. Karışık olması çok normal, çünkü çok uzun süredir bir ilişki yaşamıyor. Şu an onu süründüren bir kız olsa “Ee bu da ne sanıyor kendini” der. Çok üstüne düşse “Bu ne böyle” der. Fazla samimi olsa “İlk günden ne bu samimiyet” der. Hiç samimi olmasa “Ama yeter artık” der. O da bilmiyor ne yapacağını. Öyle biri gelmeli ki Alişan donup kalmalı, aradan 2-3 ay geçmeli ve Alişan evlenmeli. Budur yani.
Alişan: Evet, aynen öyle. Galiba çevremi değiştirmem lazım.
Çağla: Senin çevrende erkek arkadaşlarından başka kimse yok ki. Alişan artık özgürlüğe alışmış bir adam. Maalesef yaş geçtikten sonra, erkek için de kadın için de ilişki çok zorlaşıyor. O yüzden “Alişan evde kaldı” diyebiliriz.
Alişan: Erkek adam evde kalmaz, kadın evde kalır. Erkek 50 yaşında da 60 yaşında da evlenir.
Çağla: Niye, kadın da evlenir.
Alişan: Kadın evlenir ama 50 yaşında çocuk yapamaz.
Çağla: “Evde kaldı” lafı koca karı lafıdır canım. 45’inde çocuk yapanlar da var.
Alişan: Bir kadın 30 yaşına kadar evlenmemişse o evde kalmıştır. Ama artık standartlar değişti. 30’dan sonra evleniyor kızlar.
Alişan: Sokaktaki herkese sor. Bir kadın 35 yaşına kadar evlenmediyse evde kalmıştır.
Çağla: Bu işte klişe bir laf ama sen evde kaldın!
Alişan: Tercih meselesi, isteseydim evlenebilirdim ama olmadı kısmet.
Çağla: Olmadı işte, evde kaldın!
BEN SPORA, ALİŞAN UYUMAYA
Programdan sonra neler yapıyorsunuz?
Çağla: Ben spora gidiyorum, Alişan uyumaya (kahkahalar).
Alişan: Evet, doğru söylüyor. Eve uyumaya gidiyorum (gülüyor). Çağla’nın iki tane çocuğu olduğundan onun için hayat, sabah programından sonra başlıyor. Belki de çocuklardan arta kalan vakitte yapıyor sabah programını…
Çağla: Evet, kafayı boşalttığım zamanlar oluyor. Programı, kendime ayırdığım zaman gibi hissediyorum, çok iş gibi görmüyorum. Bundan da çok büyük keyif alıyorum. Asıl işim sonra başlıyor. Çocuklar okuldan çıkana kadar hemen spora gidiyorum. Sonra okuldan çocukları alıyorum ve birlikte uyuyana kadar vakit geçiriyoruz. Kendime sadece çocuklar okuldayken zaman ayırabiliyorum.
Bu yoğunlukta çocuklarınızı ihmal etmiyorsunuz…
Alişan: Sen bana sor onu. Ben onun anneliğiyle ilgili bilgi vermek istiyorum (gülüyor). Hakikaten çevremde birçok arkadaşım anne oldu ama Çağla inanılmaz bir anne. Çocuklar artık büyüdü. İkisi de o kadar akıllı, o kadar terbiyeli ve o kadar iyi yetiştirdi ki onları… Hem anneliği hem de işini aksatmadı. Tabii ki Emre’de çok iyi bir baba…
Zaten asıl iş annede bitiyor.
Alişan: Evet, Çağla çok iyi bir anne.
Çağla: Çok teşekkür ederim. İşte bu cümleler hayattaki en büyük gururum. Ne bir ödül, ne bir başarı… Tabii ki insanın kariyeri de çok önemli ama ‘anne’ olduktan sonra, o her şeyin önüne geçiyor. Bunları Alişan’dan duymak, benim için çok önemli. Çünkü çok yakınımda ve gözlemleyen biri. Bir anne her zaman çocuklarına yetemediğini düşünür ve vicdanıyla
hesaplaşma halinde olur. Ben o hesaplaşmayı yaşamak istemiyorum. Fırsatım varsa bütün zamanımı onlarla geçirmek istiyorum.