Burası Şampiyonlar Ligi: Zafer inananlarındır

ERCAN ÖZTÜRK

ercan.ozturk@aksam.com.tr

Şampiyonlar liginde bir efsane dönüşe daha tanıklık ettik. Önce Manchester United’in uzatmalarda atığı iki golle kupayı müzesine götürdü. Ardından mucizenin adresi İstanbul oldu. Liverpool, 3-0’dan gelip İtalyan devi Milan’ı devirmişti. Efsane dönüşlerin sonuncusu Camp Nou’da ilk maçta 4-0 yenilen Barça, 8. dakikada bulduğu üç golle 6-1’lik galibiyete imza attı. “Zafer inananlarındır” sözü bir kez daha gerçek oluyordu. Galibiyetin arka planında olanları AKŞAM Pazar için araştırdık.

Parc des Princes’te 14 Şubat’ta oynanan maçta PSG Draxler ve Di Maria’nın organizasyonlarıyla MSN’li (Messi-Suarez-Neymar) Barcelona’yı adeta sahadan siliyordu. Barcelona neredeyse sıfır atakla mücadeleyi tamamlıyordu. Luis Enrique bir sonraki sene Barça’da görev yapmayacağını açıklıyordu. Real puan kaybettikçe Barcelona iyi, daha iyi oynamaya başlıyordu. Önce Vicente Calderon’da Atletico Madrid’i 2-1’le geçip ardından Camp Nou’daki Gijon’u 6-1, Celta Vigo’yu da 5-0’la geçiyordu. Biz Barça’nın lige sarıldığını düşünürken Barcelona’da yaşanılanlar tam tersini söylüyordu.

KAZANAĞINA HERKES İNANDI

Barcelona’da yaşayan bir arkadaşım Twitter’da ısrarla Barça’nın 5-0 veya 6-1 kazanacağını yazıyordu. Arkadaşımın ısrarla bunu paylaşmasının arkasında Barcelona’da yaratılan havadan kaynaklandığını öğrendim. Barcelona’daki bütün öğrencilere Barça’nın hangi şartlarda tur atlayacağı tek tek aşılandı. Öyle ki maç günü Barcelona Üniversitesi’nde bazı dersler iptal edilmiş. Bu derslerin yerine “Barcelona nasıl tur atlar?” şeklinde bir ders yapılmış. Sokaktaki bütün taksiler maç günü Barça ve Katalan bayraklarıyla maça hazırlanmış. Taksilerde çalışan Pakistanlılar bile Barça’nın tur atlayacağından emindi. Özellikle de maç günü Real’in efsanesi Raul’un “4-0’dan sadece Real Madrid 

döner” açıklaması Barçalı futbolculara artı bir motivasyon olmuş.

ÜÇ GOLE İHTİYAÇ VARDI

Messi’nin penaltı golüyle mucize gerçekleşmek üzereyken Cavani’nin harika vuruşuyla Camp Nou sessizliğe bürünüyordu. Bundan böyle Barça’nın tur atlaması için üç gole ihtiyacı vardı. Dakikalar ise 88’i gösteriyordu. Tek merak ettiğim artık geri dönüşe inanmayıp stadı terk eden taraftarın olup olmadığıydı. Arkadaşım “Ne terk etmesi. İnanıyorduk. Barça’nın kültüründe maç bitmeden stadyumdan ayrılmak diye bir şey söz konusu olamaz. Bir kişi bile çıkmadı” diyordu.  Camp Nou’yu cehennemden cennete çevirme görevini ise bu kez Neymar üstleniyordu. Önce 88’de frikikten, iki dakika sonra penaltıdan ve son olarak da 90+5’te Sergi Roberto’ya harika bir asistle Camp Nou’nun yıkılmasına neden oluyordu.

MAÇTAN BİR SAAT SONRA

Camp Nou’da inanılmaz şeyler oluyordu. Barcelona’da maçtan sonra taksi bulmak imkânsızdır. Dolayısıyla tek alternatif olarak metro kalıyor. Maçtan sonra Les corts durağında metroya binmek imkânsız oluyor. Bir keresinde 40 dakika beklediğim olmuştu. Barça’ya inanan yüz binler gerekirse Camp Nou’da sabahlamayı kafasına koymuştu. Maç bitmiş, futbolcular soyunma odasına gitmiş ama taraftar stadyumu terk etmemiş. Maçtan bir saat sonra futbolcular yeniden sahaya çıkarak kendisine inanan taraftarlara teşekkür ediyordu. 

ŞAMPİYONLAR LİGİ BU DÖNÜŞLERE ALIŞTI

Herkes 6-1’lik muhteşem galibiyeti konuşuyor ama futbolseverler efsane geri dönüşlere alıştı. Futbolseverler olarak 1993 yılında Werder Bremen’in geri dönüşüne tanıklık ediyorduk. Otto Rehhagel7in öğrencileri Anderlecht karşısında 66. dakikaya kadar 3-0 gerideydi. Alman panzerleri 23. dakikada 5 gol bularak maçı 5-3 kazanıyordu. Tarihler 28 Mayıs 1999’u gösteriyordu. Camp Nou’da Bayern Münih ile ManU final maçında karşı karşıya geliyordu. Almanlar 

Basler’in 6. dakikada attığı golle maçı uzatma dakikalarına kadar taşımayı başardı. Herkes Bayern’in kupayı müzesine götüreceğini düşünürken Teddy Sheringham sahneye çıkarak 90+1’de ManU’ya beraberliği getirdi. Artık herkes uzatmaların oynanacağını düşünürken bu defa 90+3’te sahneye Solskjaer çıkıyordu. ManU uzatmalarda bulduğu iki 
golle mucizenin altına imza attı.

PSG’NİN 6-1’LİK ÇÖKÜŞÜ İLK DEĞİL

Barça’ya 6-1 yenilen PSG,  2001 yılında bir benzer yıkım daha yaşadı. Deportivo La Coruna PSG karşısında 3-0 geriye düşmesine rağmen mücadeleyi bırakmadı. 27. dakikada bulduğu 4 golle maçı kazanmayı başarıyordu. Tarihler bu defa 2005’i gösteriyordu. Mucize bu defa yanı başımızda gerçekleşiyordu. “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” sloganıyla İstanbul’a gelen Liverpool, o tarihlerin efsanesi Milan’la karşı karşıya geliyordu. Kaka, Crespo, Inzaghi ve Şeva’lı kadrosuyla harika bir başlangıcaimza atan Milan maçı 3-0’a taşıyordu. İkinci yarıda bambaşka bir Liverpool vardı. Gerard’ın harika performansıyla maç 3-3’e geldi. Uzatmalara giden maçı penaltı vuruşlarıyla kazanan Liverpool 

son yıllardaki kupa şansızlığına son veriyordu. İstanbul’daki bu geri dönüş hikâyesi film bile oldu.