Bu yatakta 150 yıllık malzeme var

Çocuk doğumları dünyanın her tarafında olduğu gibi Anadolu'da belli bir sevince vesile olur. Sevinç herkesten önce doğumun gerçekleştiği ailede ve evde yaşanır.

ALİ SALİ

sabiherden@gmail.com

Her ailenin, her evin kutlaması farklı olduğu gibi, her yörenin kutlamaları da birbirini andırsa da küçük farklılıklar taşır. Anadolu'nun farklı yörelerinde farklı biçimlerde kutlanır çocuğun doğumu. Kütahya mesela doğumun farklı biçimde kutlandığı şehirlerimizden biridir.

Şehzade şehri olarak anılan Kütahya'da ise doğumdan 1 ya da -üç hafta sonra "Loğusa Döşeği" hazırlanıyor. Doğumun ailede yarattığı sevinci eşe-dosta duyurmak ve onlarla paylaşmak için kurulan döşek hazırlama köklü bir gelenek. Doğum sonrası kutlamaları için hazırlanan bir Loğusa Döşeği’nin nasıl bir şey olduğuna Kütahya’da şahit olduk. Kütahya Konağı'nda hazırlanan Loğusa Döşeği’nde kullanılan malzemelerin bazılarının 150 yıllık olduğu bilgisini edindik. Gülçe Geleneksel El Sanatları Atelyesi tarafından hazırlanan döşek, hazırlanmasının yanı sıra kurulması da ciddi bir seremoniye sahip. Loğusa Döşeği’ni Kütahya doğum ve doğum sonrası geleneklerini bilen hanımefendiler kurmuş. Merak ettik ve böyle bir döşeğin böyle bir döşeğin kurulmasının aileye kaça mal olabileceğini araştırdık. Aldığımız cevap abartılı gelebilir belki ama böyle bir döşeğin geleneğe uygun hazırlanması ve kurulması herhalde daha ucuza mal olmaz. Resmini de çektiğimiz döşek benzeri bir Loğusa Döşeği kurdurmak isterseniz 20 bin liranın üzerinde bir maliyeti gözden çıkarmanız gerekiyor.
Bebek ve anne için doğumdan iki-üç hafta sonra kurulan Loğusa Döşeği evin misafir ağırlanan odasının başköşesine kuruluyor. Normal yatak boyundan daha yükseğe kurulan Loğusa Döşeği, el işleriyle süsleniyor. Yatağın süsleme malzemeleri ailenin ve aile yakınlarının çeyizlerinden bir araya getirilen malzemelerden meydana geliyor. Birbiriyle uyumlu "sim sırma, renkli nakış ve tel kırma tekniklerinde işlenen baş tülbentleri, çevre, uçkur, peşkir, bohçalar ve bürümcük çarşaflar’dan meydana gelen süsleme malzemeleri ne kadar otantik ve eskiyse o kadar makbul olarak kabul ediliyor. Yatağın etrafında kümelendirilen seremoni ve törensel geçişler, adeta protokol kuralları gibi esnetilmeden uygulanıyor.
Yatağın kuruluşunun da belli bir seremoniyle olduğunu belirttik. Buna göre; yatağın dört bir yanına çıtalar konuyor. Çıtaların çevresi bürümcük çarşaflar veya benzeri kumaşlarla boğum boğum süsleniyor. Yatağın arka ve baş yan duvarları ağır işlemeli şalvarlarla kaplanıyor. Bunda tefebaşı ve pullu tercih ediliyor. Tavanın zemini de uyumlu bir kumaşla kaplanıyor. Bu kumaş üzerine ortalanarak sim sırma işli bir bohça hafif eğimler verilerek zemine iğneleniyor ve şekillendiriliyor. Bu şekillendirme ise malzemenin çokluğuna ve yapan kişinin becerisine bağlı. Genellikle uçları açık S, göbek, kelebek, takke şekilleri ile kompozisyonlar meydana getiriliyor. Bu kompozisyonlar ise bebeğin doğumundan duyulan sevincin sembolü olarak görülüyor. Yatağın ön üst ve yan üst kısımları bir baş tülbendinin işli yerleri görünecek şekilde kapatılıyor. Yatağın ön tarafına gelen orta kısma külte inci ve altın tuğralar asılıyor. Yatağın bir köşesine gelin tacında bulunan taç krebin içine sarımsak, çörekotu ve tuz konularak sıçan denilen nazarlık yapılıyor ve bu nazarlık asılıyor.

Misafir kabul seremonisi

Misafir kabul seremonisi ise şöyle: Doğum yapan gelin misafirleri ipekli bir kıyafetle karşılıyor. Misafirlere kahve, çay, pasta, börek yanında özel yapılmış baharatlı, tarçınlı, karanfilli sıcak loğusa şerbeti ikram ediliyor. Loğusa Döşeği kırk gün ziyarete açık kalıyor. Buna benzer neredeyse unuttuğumuz o kadar çok geleneğimiz var ki, insanın aklına geldikçe hayıflanmadan edemiyor.