Bu operasyon çocuklar için: Üst geçitteki zehirli tuzak

OYUNCAK ZEHİRLİYDİ

Sabah saatlerinde Adnan’ı arayan eşiydi. Oğlunun sürekli kustuğunu söylüyordu. Hemen Bakırköy Devlet Hastanesi’ne götürdüler. Doktor “ne yedirdiniz bu çocuğa” dedi. Yediği herşey normaldi. Anne “sürekli oyuncağını ağzına sokuyor” deyince doktor teşhisi koymuştu. O oyuncak sahte ve zehirliydi. Polis memuru  Adnan oyuncağı uzmanlara tahlil ettirdi. Sonuçlar netti. Oyuncak zehirlenmeye yol açan plastikten yapılmıştı. 

BU ÖLÜMCÜL BİR KAÇAKÇILIK OLAYIYDI

Polis memuru Adnan’ın bu duyarlılığı binlerce çocuğu kurtaracaktı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü A Blok birinci kattaki Kaçakçılık Şube Müdürlüğü’ne gitti. Meslektaşlarına başına gelen olayı anlattı. Evet bu ölümcül bir kaçakçılık olayıydı. İstanbul Kaçakçılık Şubesi son dönemlerde birbirinden güzel operasyonlara imza atmıştı. Ama bu en önemli soruşturmalarıydı. Çünkü çocukların hayatı söz konusuydu. Bu defa karşılarında tarihi eser, akaryakıt kaçakçıları veya sahtecilik yapan bir çete yoktu.. 

ÜST GEÇİTLERE ABLUKA

3 kişilik bir tim oluşturuldu. İstanbul’daki üst geçitlerde oyuncak satan kişiler takibe alındı. Vatandaşın yoğun olduğu bölgeler soğuk, kar, yağmura rağmen polisler tarafından adım adım izleniyordu. Emniyet müdüründen, amire, komisere, memura kadar hepsinin çocukları vardı. Onlarda ürpermişti ölüm kusan bu oyuncaklardan.  Deneyimli kaçakçılık polisleri doblo tarzı bazı araçların bu oyuncakları dağıttığını tespit ettiler. Hemen plakalar üzerinden çalışma başladı.

DEPO BULUNDU

Meslektaşları Adnan’ın çocuğunun başına gelenler Başkomiser Ali ve ekibini çok etkilemişti. Bir an önce bu çeteyi bulmak istiyorlardı. Araçların Küçükpazar, Sultangazi gibi bölgelerden yükleme yaptığı tespit edildi. Ama buralar aracı depolarda. Mutlaka ana bir depo vardı. Oyuncak dağıtan aracı izleyen polis Yaşar ve Turan Esenyurt’ta bir depoya girdiğini belirledi. Harabe bir yerdi. Acaba Kaçakçılık polisinin aradığı depo burası mıydı? İnatla gözetlemeye devam ettiler. Sürekli arkası kapalı araçlargiriş yapıyordu.

BİR ÇOCUK DAHA ZEHİRLENMEMELİYDİ

Yaşar ve Turan artık eminlerdi. Deneyimlerine göre aradıkları yer burasıydı. Hemen şubeye döndüler. Polisler elde ettikleri delilleri Kaçakçılık şube müdürü ve amirleriyle paylaştılar. Artık bu operasyona dönüşmeliydi. Ya bir çocuk daha hayatını kaybederse? Hemen savcıya giderek bu durumu anlattılar. İzinler alınmıştı. Yaklaşık bir ay süren çalışmaların ardından artık operasyon zamanıydı.. 

BAYILTICI KOKU 

Tarih 8 Aralık 2015. Ekipler Vatan Caddesinden Esenyurt’a doğru yola çıktı. Binanın etrafı çevrildi. Ekipler kapıyı kırdı. Kapının açılmasıyla birlikte polisleri ağır bir plastik kokusu  karşılamıştı. Kokudan içeride 10 dakikadan fazla durmak mümkün değildi. Ama işleri buydu. Depoyu aramalılardı. Harabe içindeki o deponun dört bir tarafın kameralarla kaplıydı. Camlar siyahtı. 

3 MİLYON ZEHİRLİ OYUNCAK

Zehirlenmemek için polisler eldivenlerini taktı. Aramalar başladı. Koliler açıldıkça çocukların kahramanı oyuncaklar ortaya çıkıyordu. Neler yoktu ki; Örümcek Adam, Arı Maya, Cars, Ninja Kaplumbağalar, Barbie bebekler. Depoda bulunan 3 milyon zehirli oyuncağa el konuldu. Çetenin 10 milyon oyuncağı piyasaya sürdüğü tespit edildi. Piyasa değeri 15 milyon TL’ydi. İstanbul’da merdivenaltı bir oyuncak imalathanesi yoktu. Zehirin ana karargahı bulunmuştu. İstanbul Kaçakçılık polisleri Çin’den Doğu Beyazıt’a oradan da Türkiye’ye dağıtan çeteyi çökertmişti. 3 kişi gözaltına alındı.

KANSER YAPTIĞINI BİLMİYORLARMIŞ!

Bu oyuncaklar kanser, nefes darlığı ve zehirlenmeye yol açıyordu. Çete üyeleri ifadelerinde pişkin pişkin, “Biz toptancıyız kanser yaptığını bilmiyorduk” dediler. İstanbul polisi milyonlarla tabir edilecek çocuğu, olası bir hastalıktan kurtarmıştı. Bu onların en değerli operasyonuydu. Hemen kendilerine bu ihbarı yapan polis Adnan’ı aradılar. 3 kat