sibel.ates@aksam.com.tr
Sherlock Holmes-İstanbul’dan Gelmeyen Mektup, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında İstanbul’da geçen bir Sherlock Holmes romanı. Mylos Kitap etiketiyle geçen ay piyasaya çıkan kitap, bir ilk roman. Kitabın yazarı Gökhan Tosun, “Her yeni hikâye, Sherlock Holmes’ü bir adım daha öne çıkaracaktır. Popülerlikle kalite doğru orantılı yürüdüğü sürece de bu beni mutlu etmeye devam edecek” diyor...
Böyle bir romanı yazmaya nasıl karar verdiniz?
Sherlock Holmes, hayatımda önemli bir konuma sahip; bana okumayı sevdirmesi ve karakterin hayata bakışımı şekillendirmesi açısından. Uzun zamandır aklımda bir Sherlock Holmes hikâyesi yazmak vardı. Kitap yazmaya karar vermeden önce Sherlock Holmes yazmaya karar vermiştim denebilir. Önce bir tiyatro oyunu yazdım ancak beni kesmedi. Sherlock Holmes, uluslararası davaları hep mektupla alan bir karakter. Ben de almadığı bir mektup üzerine soruşturmaya atılırsa ne olur diye düşündüm. Hikâye, kendiliğinden bunun etrafında şekillendi. Hem Osmanlı’nın son dönemini hem de Cumhuriyet’in ilk yıllarını işlemek gibi bir planlama yapmamıştım. Romanı olağan akışına bırakarak yazdığım zaman bu kurgu ortaya çıktı.
Romanı yazarken en zorlandığınız yerler hangileriydi?
“Şu kısım çok kolaydı,” dediğim bir yer yok ancak gerçekten günlerimi alan bazı yerler oldu. Özellikle Sherlock Holmes’ün çıkarım yaptığı bölümleri yazarken zorlandım. Bir dehanın zihnine girmek ve onun gibi düşünmeye çalışmak, üzerine bunu aktarmak için doğru cümleleri bulmak, seçmek epey zorlayıcı oldu benim için. Aynı zamanda tarihi açıdan herhangi bir boşluk bulunmaması gereken bir hikâye anlatıyorsanız, araştırmasını doğru ve eksiksiz yapmak zorundasınız. Romanı yazmaya başlamadan önce en çok zamanımı alan, en zorlandığım kısım da buydu.
Sherlock Holmes’ün son yıllarda popülerleşmesini nasıl yorumlarsınız?
Gelişen hikâye anlatıcılığında günümüzün modası, daha doğru ifadeyle okuru/izleyiciyi çeken karakterler Sherlock Holmes gibiler artık. Yıllar önce yazılmış bir karakteri, günümüz takipçileriyle doğru bir şekilde buluşturunca popülerlik kaçınılmaz oldu. Çıtanın bu denli yükselmesi beni mutlu ediyor. Bu süreçte başka Sherlock Holmes uyarlamaları oldu, önümüzdeki yıllarda başka türlerde tekrar denenecek ve her biri Sir Arthur Canon Doyle’un yarattığı Sherlock Holmes karakterine artı değer katıyor, katacak. Bir Sherlock Holmes hayranı olarak bu beni mutlu ediyor. Her yeni hikâye, bu efsaneyi bir adım daha ön plana çıkartacaktır. Popülerlikle kalite doğru orantılı yürüdüğü sürece de mutlu etmeye devam edecek beni.
Ülkemizden bir yazarın yazdığı ilk pastiş romanlardan diyebilir miyiz roman için?
Pastiş roman, ne yazık ki ülkemizde henüz anlaşılabilmiş ve gelişmiş bir tür değil. Postmodernist edebiyatın önemli bir alanı oysa. Yazarlarımız, halkın bilmediği haliyle eleştirel yaklaştığı bu alana girmekten korkuyor olabilirler. Kısa zamanda bunun aşılacağını umuyorum çünkü edebiyat ülkemizde her zaman en çok gelişen sanat dalı oldu. Okurlarımız hâkim olduğunda yazarlarımız da adım atacaktır.
“Polisiyeye devam edeceğim”
Sırada ne var? Başka bir Holmes romanı mı yoksa yeni bir çalışma mı düşünüyorsunuz?
Yeni bir Sherlock Holmes romanı mı yoksa tamamen Türkiye’ye ait yeni bir kahraman mı olacak, henüz bilmiyorum... Ama polisiyeye devam edeceğimi söyleyebilirim.