Beyazperdenin en etkileyici 10 kadın hikâyesi

Başak Bıçak

basakbicak@gmail.com

Bu hafta gösterime giren Altın Portakal ödüllü Yağmurlarda Yıkansam, perde arkasında müthiş bir başarı hikâyesi barındırıyor aynı zamanda… Yönetmeni Gülten Taranç’ın zorluklarla çektiği ve kadını merkezine alan bu filmden hareketle, beyazperdenin etkileyici kadın öykülerine bir göz atalım…

The Hours (2002)

Stephen Daldry tarafından aynı adlı kitaptan beyazperdeye uyarlanan The Hours (Saatler), üç farklı zaman diliminde yaşayan üç kadının hayatlarını, Virginia Woolf’un meşhur eseri Mrs Dalloway ekseninde birleştiriyor.

Frida (2002)

Meşhur Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun biyografik filmi, Salma Hayek’in muhteşem performansıyla karşımıza çıkıyor. Frida’nın, kocası Diego Rivera’yla olan ilişkisi ve ressamlığı bağlamında etkileyici bir hayat öyküsü…

Alice Doesn’t Live Here Anymore (1974)

Martin Scorsese'nin erken dönemine ait Alice Doesn’t Live Here Anymore (Alice Artık Burada Yaşamıyor), 

hikâyesini bir kadının penceresinden aktaran ve erkek egemen dünyada ayakta kalmaya çalışan kadınların mücadelesini ele alan etkileyici bir film.

Fried Green Tomatoes (1991)

İki kadının, bir yaşlılar evinde kurulan dostlukları temelinde yükselen ve seyircisini 1920’lerin Amerika’sında yolculuğa çıkaran Fried Green Tomatoes (Kızarmış Yeşil Domatesler), 90’lı yılların en naif fakat bir o kadar da etkileyici kadın hikâyelerindendir.

Women on the Verge of a Nervous Breakdown (1988)

Sevgilisi tarafından terk dilen Pepa Marcos’un (Carmen Maura), yakınları yüzünden yavaş yavaş sinir krizinin eşiğine yaklaşmasını eğlenceli bir dille anlatan Women on the Verge of a Nervous Breakdown (Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar), İspanyol sinemasının en önemli yönetmenlerinden Pedro Almodovar’ın da en başarılı yapıtlarından.

Erin Brokovich (2000)

Julia Roberts’ın Oscar’lı performansıyla büyülediği Erin Brokovich (Tatlı Bela), hukuk eğitimi almamış olmasına rağmen, insan sağlığını tehdit eden çok önemli davalarda haklının kazanmasını sağlayan sıradan ama mücadeleci bir kadının yaşadıklarını anlatıyor.

Volver (2006)

Kadın hikâyelerini anlatmayı çok seven Pedro Almodóvar, hayatını birden fazla işte çalışarak kazanan Raimunda (Penelope Cruz) ve etrafındaki kadınların zorlukla dolu yaşamlarını Volver’de (Dönüş) ustalıkla ele alıyor.

Kill Bill (2003)

Quentin Tarantino’nun, uzunluğu sebebiyle iki bölüm halinde yayınlanan filmi, dövüş filmlerinden, westernlere ve Japon animelerine değin çok geniş bir yelpazede türler arası geçiş yapan; Uma Thurman’ın unutulmaz performansı, absürt ve yoğun şiddet sahneleriyle müzikleriyle müthiş bir stilize sinema örneği…

Mad Max: Fury Road (2015)

Kült film serisi Mad Max’in 30 yıl sonra gelen devam filmi, tüm zamanların en iyi aksiyonları arasında gösterilmekle kalmayan, aynı zamanda kadın temasıyla da öne çıkan ve kadını yücelten filmlerden!

Women on the Verge of a Nervous Breakdown (1988)

Thelma & Louise (1991)Ridley Scott’ın meşhur feminist yol filmi Thelma & Louise, garsonluk yapan Louise (Susan Sarandon) ve kocasıyla olan sıkıcı yaşamından bunalan Thelma’nın (Geena Davis) bir hafta sonu seyahatine çıkmaya karar vermeleriyle, yolda başlarına gelen trajik olayları hikâyeleştiriyor.