Bayramı zehir eden kurşun

Kurban Bayramı’nın üçüncü günüydü. Zinar, Bayram harçlığını almış mutlulukla evinin bahçesinde oynuyordu. Bir anda gelen kurşun sesi sokağı ayağa kaldırmıştı. Küçük çocuk kanlar içerisinde yerde yatıyordu.

Türkiye mübarek Kurban Bayramı’nı kutlamaya devam ediyordu. Bugün bayramın 3’üncü günüydü. Kurbanlar kesilirken, büyükler ziyaret ediliyordu. Durmaz Ailesi de kurbanın kesmiş misafirlerini ağırlıyordu. Ama az sonra olacaklar bir ailenin hayatını karartacaktı.

BAHÇEDE OYUN OYNUYORDU

12 yaşındaki Zinar Durmaz Ümraniye’deki evlerinin bahçesinde arkadaşlarıyla oynuyordu. Bayramın sevinci içindeydi. Bayram harçlığını almış, şekerini yemişti. Artık hava kararmaya başlamıştı. Saatler 19.00’ı gösteriyordu. Birazdan arkadaşlarından ayrılarak evine girecekti. Ama biranda gelen sesle kanlar içerisinde yere yığıldı.

KİM SİLAH ATTI?

Amcası koşarak evden çıktı. “Kim silah attı” diye bağırdı. Zinar’ın oyun oynadığı arkadaşı büyük bir şokla bağırdı;” Zinar’ın başından kan geliyor.” Herkes biranda evden fırladı. O silah sesi küçük çocuklarını vurmuştu. Başından kanlar akıyordu. Bağırışlar kopmaya başlamıştı. Hemen bir arabaya konularak hastaneye doğru çıktılar.

AMAN TANRIM! KAZA YAPTILAR

Korna sesleri yolları inletiyordu. Süratle giden araç kaza yaptı. Bir şok daha! Zinar arkada yaşam mücadelesi veriyordu. O arada ambulans yetişerek küçük çocuğu aldı. Ama çok geçti. Zinar Durmaz gelen bir serseri kurşunla hayatını kaybetti. Hastane ailenin feryatlarıyla inliyordu. O kurşun nerden gelmişti. Bayramları bir kabusa dönmüştü. Evlatları ölmüştü.

BAYRAM ZİYARETİNDEYDİ

İstanbul Asayiş Şube Cinayet Büro’da görevli komiser Gökhun, Fatih’te bayram ziyaretindeydi. İlk iki gün çalışmıştı. 

İki gün izin yapacaktı. Çalan telefondaki kişi şubeden ekip arkadaşıydı. Cinayeti bildirdi. Gökhun’un morali bozuldu. 
Küçük bir çocuk ölmüştü sonuçta. Ziyaretini sonlandırarak Ümraniye’ye doğru yola çıktı. Cinayet Masası’ndan başka bir ekipte olay yerine ulaşmış incelemelerine başlamıştı.

SERSERİ BİR KURŞUN KOMİSERİM

Ortalık kan gölüydü. Mahalleli cinayet mahlinin etrafını doldurmuştu. Kendini tanıtan Gökhun içeriye doğru girdi. “Nedir durum arkadaşlar?” diye sordu. Polis memuru Hüseyin, “Serseri bir kurşun isabet etmiş komiserim” dedi. Lazer cihazı olay yerine istenmişti. Deneyimli polisler o cihazla kurşunun nereden geldiğini tespit edecekti.

İLK DELİL MOBİLYACIDA

Zinar Durmaz’ın evinin yanında bulunan mobilyacıdan işleme başlanıldı. Gökhun ve ekibi çok ince bir çalışma yürütüyordu. Cinayeti aydınlatacak delil buradaydı. Marangoz evinden çağırıldı. Dükkanın saç cephesinde 2 metal çatısında da 1 adet kurşun isabet deliği saptandı. Polisler 8 metreye tırmanmıştı. Adam olay anında dükkânda yoktu. Yani bir şüpheli değildi.

CİNAYETİN DÜĞÜMÜ HURDACIDA

Kurşunun deliklerinin açısı incelendiğinde dükkanın üzerinde ikamet eden hurdacılara ait bir eve denk düşüyordu. Lazer cihazı onları ayrıntılara götürüyordu. Gökhun ve ekibi “Olay bu hurdacıda” diyerek çalışmalarını buraya yoğunlaştırdılar. Deneyimli komiser nöbetçi savcıyı aradı:” Savcım eve girmek için izin istiyoruz. Bizce cinayetin izi bu hurdacıların evinde.” Savcıdan izin çıkmıştı. Ümraniye polisinden takviye istendi. Ortalık çok gergindi.

MAHALLELİ LİNÇ ETMEK İÇİN KAPIDA

Cinayet masası ve Ümraniye polisi eve baskın düzenledi. İlhan ve Erol Taşkın kardeşler gözaltın alındı. Adamlar hiçbir şey bilmiyormuş numaraları yapıyordu. “Biz ne yaptık” diye bağırıyorlardı. Ama polisin korktuğu başına geldi. Yüzlerce mahalleli hurdacıların evinde toplanmıştı. Linç etmek istiyorlardı iki kardeşi. Ama onların katil olduğu daha kesin değildi.

SES BOMBASI ATIP EVDEN ÇIKTILAR

Polis memuru Şenol aramada 1 adet 9 mm kovan buldu. Bu cinayeti aydınlatacak bir delildi. Olay anında evde bir kişi daha vardı. Gökhun hemen bu kişinin bilgilerini vererek baskın yakalanmasını istedi. Cinayet masası polisleri dışarıçıkamıyordu. Takviye istediler. Kızgın kalabalığın üzerine ses bombası atılarak dağıtılması sağlandı. Bazı polisler havaya ateş açıyordu. Gökhun ve ekibi hızla iki şüpheliye evden çıkararak arabaya bindirdi.

MEDYA CİNAYETİ İŞLİYOR

Polisler kan ter içinde kalmıştı. Sağ salim evden çıkmışlardı. Bu arada evde kalan Erol H. isimli kişinin yakalandığı bilgisi de geldi. Zinar cinayetine medyada büyük ilgi göstermişti. İnternetlerde son dakika veriliyordu. Televizyonlar ana haberlerinde küçük çocuğun ölümüne dikkat çektiler.

2 GÜN UYUMADAN SORGU

Yer Asayiş Şube Gayrettepe. Erol H.’nin sorgusu başlamıştı. Adam ısrarla bir şey bilmediğini söylüyordu. Ama poliste inatçıydı. Bu adamdan bir şey çıkacaktı. Tam 2 gün boyunca uyumadan polisler Erol ile konuştu. Taşkın kardeşlerin kuzeniydi. Mutlaka bir şeyler biliyordu. 2’inci günün sonunda Erol katilin adını verdi. “Erol hurdalığa doğru ateş etmişti” dedi.

KIZ ARKADAŞIMLA TARTIŞMIŞTIM

Cinayet dedektifleri için bu çok önemli bir detaydı. Gökhun “hemen Erol’u sorgulayın” dedi. Erol konuşmaya başlamıştı. Cinayet Büro amiri ve yardımcıları aynalı camdan sorguyu izliyordu. “Kız arkadaşımla tartıştım. Uyuşturucu kullanmıştım. İntiharı düşündüm. Yapamayınca hedef göstermeden ateş ettim. Çocuğu öldürmek gibi bir niyetim yoktu. Silah çatıda saçların arasında.”

KATİLİ YAKALADIK İÇİNİZ RAHAT ETSİN

Gökhun derin bir nefes aldı. Kısa sürede cinayeti çözmüşlerdi. Hemen acılı baba Nasrettin’i aradı. “Acınız çok büyük biliyoruz. Katili yakaladık içiniz rahat etsin” haberini verdi. Bunu bile söylemek çok zordu bir polis için. Gökhun artık 

yarım bıraktığı bayram ziyaretlerine son günde devam edebilecekti.