Bu yıl hem Ramazan hem de Bayram’da ekranlar iyi bir sınav vermedi. Çoğu bir vazifenin zorunlu ifasıymış gibi ekrana gelen iftar ve sahur programlarının bir kısmı bu ayı bir ilmihal ayı olarak yansıttılar. Hele niyetlere dönük, yenilenme ve arınmaya dönük pek çok meselemiz hallolmuş gibi bazılarının mecazdan ve teşbihten habersizce içtihada kalkmalarını meselenin ehline havale ediyorum. Tam da sönük geçen Ramazan ekranları Bayram’da da bizi bir ekran zulmüne mahkum edeceğini düşündüğüm bir anda yine Özlem (Karahan), benim durumumda olanların imdadına yetişti. Kendisi ile alakalı daha önce de yazdım. Kültür sanat programı yapmak sadece bu kategorideki haberleri aktarmak ya da yorumlamak değil aynı zamanda bu tarz gelişmelerin içine girecek birikime sahip olmakla birlikte izleyiciyi de buna dahil edebilecek yeteneğe de sahip olmak çok önemli diye düşünüyorum. Bunların hepsi sevgili Özlem’de var. Her programı benim için entelektüel zeminde bir keşif yolculuğu oldu adeta. 7 Temmuz’da Bayram Sohbetleri’ne konuk ettiği, Züleyha Ortak, programın bitiminden sonra zaten sevdiğim bir müzik türünün ikliminde bana sabahı ettirdi. Hemen hemen bütün türkülerini o gece dinledim diyebilirim. Özlem Karahan’a Züleyha Ortak’a ve 24 TV’ye yürekten teşekkürler. Bir aylık boşluğu bir gecede doldurdunuz.
BAĞDAT’A GİRMEYEYDİ İYİYDİ
OLMUYOR EMEL