sibel.ates@aksam.com.tr
Zorlu Holding, Bir Hayal Bir Oyun projesiyle çocukların yazdığı öyküleri tiyatro oyununa dönüştürüyor. Bu yıl sahneye konan öykünün yazarı 9 yaşındaki Ceren Çelik’le hayallerini, yarışmayı ve sahnelenen öyküsü “Hayal Çalan Cadı”yı konuştuk. Yazar olmayı isteyen Ceren “Başkalarının hayalleriyle mutlu olamazsınız!” diyor.
Ceren’cim, bana kendini anlatır mısın? Bir de bu yarışmadan nasıl haberin oldu, nasıl karar verdin katılmaya?
9 yaşındayım, 4’üncü sınıfa gidiyorum. Yarışmayı ablam internette görmüş, geldi, bana “Hadi sen de katıl” dedi. “Nasıl yani?” dedim, biraz çekindim, sınavlar beni hep heyecanlandırır. O, “bu sınav değil ki, not almayacaksın. Hem sen ne güzel hikâyeler uydurursun, gelip bize anlatırsın, şimdi onlara anlat,” dedi. (Gülüyor) Ben rüya görmeyi de çok severim, rüya gibi hayâller kurmayı da. Sahiden. Bana oyun gibi gelir. Belki dereceye girerim, dedim. Yani, içimden geldi yazmaya başladım. Ertesi gün okuldan eve döndüğümde oturdum, tekrar baktım, biraz daha geliştirdim. Bir sonraki gün de devam ettim. Ablama gösterdim, okudu ve bana “Güzel olmuş” dedi. Sonra birlikte gönderdik.
Bize de anlatır mısın öykünü?
Bir tane cadı var, çok mutsuz, mutlu olabilmek için kasabada yaşayanların hayallerini çalıyor. Kasabadaki herkes hayallerini kaybedince mutsuzluk tüm kasabayı sarıyor, kasabadan iki kişi cadıyla konuşmaya karar verip ondan kasabanın hayallerini geri alıyorlar. Tam kaçacaklarken cadıdan çok korktukları için korkudan çuvalı düşürüyorlar ve hayaller etrafa saçılıyor. Cadıya hayalleri gösterip “Bak bu bisiklet seni mutlu etmez, o ancak sahibini mutlu eder” diyorlar. Onlarla konuşurken cadının kalbi yumuşuyor ve onlar gibi olmak istediğini, mutlu olmak istediğini, komşuları arkadaşları olmasını istediğini itiraf ediyor. Bunun üzerine hep birlikte kasabaya dönüyorlar ve olup biteni anlattıktan sonra kasabada yaşayanlar da cadının onlarla birlikte yaşamasını kabul ediyor ve onun için de bir ev yapıyorlar. Cadı da bundan sonra kötü güçlerini kullanmayı bırakıp sadece iyi güçlerini kullanıyor ve kasaba halkıyla mutlu bir hayata başlıyor.
Öyküne bayıldım. Kötülerin de bazen kötülükten vazgeçebileceğini, iyi olabileceğini gösteriyorsun. Nasıl yazdın, anlatır mısın?
Üç günde yazdım hikâyemi. (Susuyor, düşünüyor) Dedim ya, rüyalarım beni çok etkiler. Bir gece rüya görmüştüm, rüyamda hayallerim yok olmuştu. Hiç hayalim kalmamıştı. Bundan biraz korktum, ya bir daha hiç hayâlim olmazsa? Kendimi oyunsuz kalmış hissettim. Oyun da mı oynayamayacaktım? Oyun da aslında hayal gibi. Bunu hikâyeye dönüştürmek istedim. Galiba yazmayı seviyorum
Yarışma sonucunu öğrendiğinde ilk tepkin ne oldu?
Çok heyecanlandım, aslında okulda öğrendim. İlk ablam öğrenmiş ve anneme babama söylemiş. Babam zaten yarışmaya katıldığımı da bilmiyordu çok şaşırmış ama tam anlamamış neler olduğunu. Sonra ona internetten göstermişler ve babam da öğretmenimi arayıp haber verdi. Sınıfta duydum ilk, çok şaşırdım ve sıranın üstüne çıkıp zıplamaya başladım (Gülüyor). Okul bitince koşa koşa eve gidip ablamın boynuna sarıldım, ablam bana haber vermeseydi asla katılamazdım.
Peki, senin hayallerin neler?
Hayalim doktor ya da yazar olmak. Aslında yarışmanın sonucunu öğrendiğimde ablam bana İstanbul’a gideceğimizi söyledi, çok merak ettim. Daha önce İstanbul’u hiç görmemiştim. İstanbul’u hayal etmeye başladım. Buraya geleceğimiz gün hemen gelsin diye bekledim, kaç gün kaldığını saydım sürekli.
Okulda neler oldu, diğer arkadaşların da yazdığın öyküyü okudu mu? Onlar neler söylediler sana?
Ertesi gün okula gittiğimde okulda yazdığım öyküyü tüm arkadaşlarıma okudum ve tüm sınıf beni alkışladı, herkes tebrik etti. Hatta teneffüste diğer sınıflardan birbirine beni gösterip aralarında konuştuklarını gördüm. Çok gururlandım. En yakın arkadaşlarımdan biri de bu yarışmaya katılacaktı ama vazgeçmişti, o da bana “Keşke ben de katılsaydım” dedi. Beni İlçe Milli Eğitim Müdürü aradı, okulumuzu ziyaret etti, birlikte fotoğraf çektirdik. Yerel televizyonda benimle ilgili haber çıktı, akrabalarımız filan internette paylaştılar. Biraz ünlü olmuş gibi hissediyorum kendimi. (Gülüyor) Bir de okuldan bana bisiklet hediye ettiler ödül olarak.
Zorlu Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu:
Bir Hayal Bir Oyun projesini anlatır mısınız?
“Bir Hayal Bir Oyun Yarışması” çocukların hayallerini hayata taşıyabilen, binlerce çocukla paylaşmalarını sağlayabilen, çocuklara korkmadan, çekinmeden hayal ettiklerini yapabileceklerini gösteren, f bir yarışma… Zorlu Çocuk Tiyatrosu aracılığıyla 13 yıldır çocuklara ulaşarak hayal dünyalarını renklendiren oyunlara imza atıyoruz. Zorlu Çocuk Tiyatrosu ile kazandığımız tecrübeyle çocukların özgüvenlerini artırmak üzere, “Bir Hayal Bir Oyun” adlı yarışmayı düzenliyoruz. Çocuklar hikâyeleri yazıyor, üniversite öğlencileri de seçilen hikâyenin tiyatro sahnesine taşınması sürecinde aktif olarak rol alıyorlar. Hazırlanma süreci, düzenlenen yarışma ve hedefleri itibarıyla böyle bir proje Türkiye’de daha önce hiç yapılmamıştı. Bir de önemli bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Her ne kadar tiyatro oyununa dönüştürülecek eser, formatımız gereği sadece bir çocuğumuza ait olsa da bu çocukların hepsi güzel eserler ortaya koyuyorlar. Onların bu becerilerini geliştirebilirsek ileride çok daha iyilerini yapabilirler...