Bardak satıp dünyayı geziyor…

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

Bir haftadır sosyal medyada ve haber sitelerinde “Dünyayı gezme hayalini gerçekleştiren Türk gezgin” başlıklı haberler çıkınca biz de bu gezginin peşine düştük. Karşımıza 22 yaşında üniversite öğrencisi Berk Armağan çıktı. Hikâyesini dinlediğimiz Berk’ten bir de AKŞAM Pazar eki için çizim yapmasını istedik. 

BANA DA ÇİZER MİSİN?

Her zaman gittiğimiz Starbucks’ta arkadaşlarla otururken orada çalışan bir arkadaş, “Senin bir şeyler çizdiğini görüyorum. Beğendiğim kızı etkilemek istiyorum, bana da esprili bir çizim yapar mısın? Belki tanışma fırsatım olur” dedi. Daha önce bardağa çizmediğim için “şahane olmayabilir” dedim. Sonra ne olduğunu bilmiyorum ama bardak çizme hikâyem böyle başladı. Daha sonra yakın arkadaşlarıma doğum günlerinde hediye etmeye başladım.  

KİMSE ALMADI OTOBÜSE BİNDİK

Memleketim Tekirdağ dışında çok fazla şehir dışına çıkmamıştım. Bir de eski sevgilimi görmek için Balıkesir’e gitmiştim. Kafamda hep gezme hayali vardı. Dünyayı gezmek istiyordum ama cesaret edemiyordum. Interrail’e üye olup insanların neler yaptığını, nasıl gezdiğini takip ettim. Yazıştığım bazı arkadaşlar bana cesaret verince ben de otostop yaparak gezebilirim dedim. Önce şehirlerarası seyahat etmeye karar verdim. Interrail grubundan yol arkadaşı buldum. İlk yolculuk on saat sürmüştü. Acemi olduğum için beş araç değiştirerek gitmiştim. Gecenin bir yarısı Akhisar’da inmiştik. Zifiri karanlık. Kartona “İzmir” yazıp beklemiştik. Şansımıza karşı şeritten geçen biri dönüp bizi almıştı. Sonra Ankara’ya da otostopla gideriz diye yola çıktık. Saatlerce bekleyip yürüdükten sonra baktık kimse almıyor otobüsle ucuz bilete anlaşıp öyle gittik. Bu denemeden sonra o arkadaşım bir daha benimle yola çıkmadı. Daha sonra sırt çantası ve kamp ekipmanımla İzmir, Aydın, Efes, Şirince ve Antalya’ya gittim. 

BARDAKLARIMI SATTIM

Artık yurt dışına gitme hayalimi gerçekleştirebilirdim. Cesaretimi toplamıştım ama tek eksiğim paraydı. Ailemden destek istedim ama “borç ödüyoruz, bir sene beklersen veririz” dediler. Beklemek istemedim çünkü her sene aynı şeyi söylüyorlardı. Ne yapabilirim diye düşünürken sokak müzisyenleri dikkatimi çekti ama bir müzik aleti çalmayı bilmiyordum. Aklıma boyadığım bardakları satmak fikri düştü. Boyadığım 12 bardakla sokağa çıktım. Bir kartona da “Avrupa’ya gitmek için para biriktiriyorum, bana destek olur musunuz?” diye yazdım. O gün altı saat bekledim. 10 TL de veren oldu 70 TL de gün sonunda 150 TL topladım. 1300 TL biriktirdim. 

OTOSTOPLA BALKANLAR

Döviz artınca Avrupa hayali suya düştü. Ben de Balkanlara gitmeye karar verdim. Ucuz bilet buldum. Önce Üsküp’e gittim, otostopla Sırbistan’a geçtim. Gittiğim dönem hava buz gibiydi. Eksi 24’ü bile gördüm Üsküp’te. O soğukta üç araç değiştirerek otostopla Belgrad’a gittim. Sınırdan Sırbistanlı bir adam geçirmişti. Bir de öyle bir yerde bırakmıştı ki kış vakti, sokakta in cin top oynuyor. Kimseyi bulamazsam kalacağım orada. Yanımda ne yemek var ne de su. Sonra Yunan bir çift aldı. Yerli halk değil ama turistler epey yardımcı oluyor. Sohbet ede ede gittik. Saraybosna’ya, Mostar’a gittim, Ukrayna’yı gezdim. Mostar Köprüsü’nü çizdim en çok sevilen bardaklarımdan biri oldu. 

MAHİR İPEK ARABASINA ALDI

Nilüfer Festivali’ne gitmek için otostop yaptım. Halkalı’dan Kadıköy’e oradan Kartal’a sonra da Eskihisar’a gittim. Yol ayrımında otostop yaptım, biri durdu. Sohbet edince “Abi radyoya filan mı çıktın? Sesin tanıdık geliyor” diye sordum. “Ben oyuncuyum” deyip kendini tanıttı, meğer Mahir İpek’miş. Bir gün okula gidiyorum, akbilimde para yok. Otostop yaptım, önümde Porsche durdu. Okula otobüsle gidecekken Porsche marka arabayla gittim. Araç sahibi de ilk defa birini alıyormuş arabasına. “Güven verdin bana, yoksa almazdım” demişti. Otostop yaparken duracağın yeri bileceksin, samimi ve güler yüzlü olacaksın, ilgi çekeceksin ve en önemlisi güven vereceksin, başka yolu yok. Bir de şansın olacak tabii.