Banu El Afrin'in sesi oldu

ONUR AKBAŞ

onurakbastde@gmail.com 

Spikerliği ve moderatörlüğünden beri takip ettiğim nadir isimlerdendir sevgili Banu El. Ekranda sunum tarzına, yüzüne ve jest/mimik dengesine baktığımızda onda sadeliğin ve profesyonelliğin ağır ve vakur halini görürüz. Bu durum makyajından ses tonuna kadar sirayet ederken gözündeki gözlük muhtevaya uygun en doğru ve yerinde aksesuar olarak bir tabloyu tamamlamanın vakarını sembolize eder. Kendisini “Zeytin Dalı” operasyonundaki sunumuyla da takip ettim. Gürültüsüz, patırtısız, ucuz hamasete kaçmadan, işin çalgısı çengisi, allısı morlusundan uzak, hem de kardeşi cephedeyken kendisi de bulunduğu konum itibariyle “burada olmam zaten ontolojik” bir durum dercesine ama ekran başındakilerin hislerinin bayraktarlığını da yapmanın bilinci ve atmosferini yansıtan bir hal ve eda ile iyi iş başardı.  Tebrikler Banu…

BİR HAŞHAŞİ UZMANI

Bir hafta önce ikinci kez baba olmanın verdiği tecrübe ve uykusuzlukla kimse beni anne olmanın kolaylığına ikna edemez.  Sosyal medya hesabında kitapları ve çocukları ile çekilen fotoğrafları gördüğümde sabrına ve tahammülüne hayran kaldığım değerli Yard. Doç. Dr. Ayşe Atıcı Arayancan’ı 15 Temmuz sonrası CNN-TÜRK’te izleme fırsatı buldum. Şu sıralar başlıktaki konu bağlamında iki kitabı çıktı. Ekranda hocayı izleyenlere okumalarını da tavsiye ederim. Biri: Haşhaşiler (Efsaneler ve Gerçekler), diğeri de “Hasan Sabbah ve Alamut”

SURVİVOR’DA OSKARLIK DRAM

Meşguliyeti, derdi, hedefi olmayan ve sadece gündemde olmak isteyen zihinler zekâlarının beş altı kat üstünde konuşur dramlarını da hissedebilme kapasitelerinin kat kat üstünde yaşarlar. Bu tespit bir kenara koyun, bir yanınıza da Survivor’daki ayrılma ajitasyonu durumu, şahsilikten münezzeh olarak söylüyorum, yukarıdaki bana ait olmayan TV8’de ekrana gelen bu sözü “Survivor Ekstra” bu sözü temellük etme  hakkına biz de hatırlatma hakkına sahibizdir diye düşünüyorum.