50 Kilometre iz sürdüler / Bağcılar’dan Pendik’e Bebek Ahmet operasyonu

Yarın sabah bayramdı. Davulcu çifti çocuklarına hediye almak için mağazaya girmişti. Döndüklerinde 4 aylık bebekleri Ahmet pusetinde yoktu. Ahmet’i organ çetesi mi kaçırmıştı? Gözyaşlarıyla emniyete doğru koşmaya başladılar…

Mübarek Ramazan bugün bitiyordu. Yarın bayramdı. Bağcılar’da yaşayan Münevver ve Lokman Davulcu çifti çocuklarına hediye almak için evden çıktılar. Münevver Davulcu bir mağazaya girdi. Baba Lokman ise kapıda 3 yaşındaki Mehmet ve 4 aylık Ahmet ile beklemeye başladı. Anneleri onlara güzel bayramlıklar alacaktı. Ancak yarım saattir çıkmayınca Lokman mağazaya doğru girdi.

AHMET NEREDE?
Karı-koca mağazadan çıktıklarından şokla karşılaştılar. Bebek arabasında oturan Ahmet yoktu. Mehmet ise onlara doğru bakıyordu. Münevver ağlamaya başladı. Panik haldelerdi. Ahmet neredeydi? Gören de yoktu. Hemen Bağcılar Emniyetine gittiler. Gözyaşları içindelerdi. “Ahmet’imiz nerede?” diye ağlıyorlardı. Polisler sakinleşmeleri için onlara bir bardak su verdi. Bayramları zehir olmuştu.
HEMEN KAMERALARA BAKIN
İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü polisleri için de mesai artık bitiyordu. Nöbetçiler gelmişti. Yarın bayramdı. Onlarda bayramlarını kutlayacaktı. Arayan Bağcılar polisiydi. Kayıp Ahmet’in bilgilerini verdiler. Bir ailenin bayramı gözyaşları içerisinde geçirmesine izin vermeyeceklerdi. Çocuk Şube Müdürü hemen kameraların toplanması talimatını verdi.
O AİLEYE BAYRAM HEDİYESİ VERELİM ÜNAL
Televizyonlar bebek Ahmet’in kaçırılma görüntülerini veriyordu. Olay herkesi üzmüştü. Bugün bayramdı. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan da ailenin dramından etkilenmişti. Çalışkan, sabah Çocuk Şube Müdürlüğü’ne giderek polislerle bayramlaştı.  Çalışmalar hakkında bilgi aldı. Sonrasında, “O aileye Ahmet’i bularak bayram hediyesi verelim arkadaşlar ” diyerek çalışmaların hızlanması talimatını verdi. Çocuk şube polisleri de “Çözmeden bayrama gitmeyeceğiz sayın müdürüm” sözünü verdiler. Çalışkan, tüm emniyeti Ahmet’in bulunması içir seferber etmişti.  
İKİ ÇARŞAFLI KADIN KAÇIRDI
Kamera kayıtlarına göre Ahmet’i iki çarşaflı kadın kaçırmıştı. Polis memurları Seyit, Selçuk ve Melih yüzlerce kamerayı tek tek izlemeye başladı. Adım adım sabırlar gidiyordu çalışmalar. Bulacaklardı Ahmet’i inanmışlardı. Kolay değil Bağcılar’dan Pendik’e 50 kilometrelik alanı tarıyorlardı.
KÖPRÜDE ARAÇ GÖRÜLDÜ
İkinci günün sonunda polisler Ahmet’i kaçıran aracın görüntüsüne Boğaziçi Köprüsü’nde ulaşmışlardı. Takip hızlandı. Sona yaklaşıyorlardı. Bu arada polis memuru Melih de başka bir görüntüye Pendik’te ulaştı. Evet Ahmet Pendik’te bir 
yerde saklanıyordu. Hemen ekipler aracın göründüğü mahalleye doğru yola çıktılar.
BULUN O ŞEREFSİZİ BİZE DE HABER VERİN
2 gün olmuştu. Çocuk Şube polisleri her yerde aracı arıyordu. Ellerine bir adres gelmişti. Bu şüpheli Mehmet’in yakınlarının adresiydi. Kapıyı annesi açtı. “O şerefsizi bulursanız bana da haber verin. Çok insanın canını yaktı. Bulun lütfen onu” diye dert yandı. Belli ki araları açıktı.
İŞTE BU MEHMET
Polisler Mehmet Vaykı’yı tanımıştı. Araçta evinin iki sokak arkasına park edilmişti. Gelip araçtan bir şeyler aldı. Artık operasyon için her şey hazırdı. Çocuk Şube polisleri eve baskın düzenledi. Mehmet, eşi Meryem ve kızları evdeydi. Meryem hızla evden çıktı. Polisler onu tanımıyordu. Bundan faydalandı. Ama Mehmet anında yakalandı.
AHMET’İ BANYODAN AŞAĞIYA ATTI
Kızlar kapıyı kitlemişti. Polisler, “Açın kapıyı” diye bağırdı. Nazan, Ahmet’i alarak kendini banyoya kitledi. Hülya ise “yapma abla” diye bağırıyordu. Polisler koçbaşıyla kapıyı kırarak içerdi girdi. Vicdansız Nazan bebeği banyonun havalandırma boşluğundan aşağıya attı.
ELİYLE SU TESİSATINI KIRDI
Polis memuru Halil bir çocuk sesi duymuştu. Apartman sakinleri de polise yardımcı olmaya çalışıyordu. Sesin geldiği yerde Halil eliyle su tesisatın kırdı. Talihsiz Ahmet orada ağlıyordu. Yaralanmıştı. Hemen bir polis arabasına 
konularak hastaneye kaldırıldı.  
LİNÇ ETMEK İSTEDİLER
Çocuk Şube Müdürü ve komiser Abdurrahman operasyonu yürütüyordu. O gün sokakta pazar vardı. Biranda kalabalık toplandı. Olayı duyan mahalleli ayağa kalkmıştı. Çevik Kuvvet desteğe geldi. Mehmet’i linç etmek istiyorlardı. Polis o vicdansız adamı oradan çıkarmalıydı. Bu görevleriydi. Bir panzerle Mehmet sokaktan çıkarıldı.
YAŞIYOR MU AHMET?
Çocuk Şube Müdürü hemen İstanbul Emniyet Müdürü Çalışkan’ı aradı. “Müdürüm çocuğu 5’inci kattan attılar.” Çalışkan biran duraksadı. “Yaşıyor mu?” diye sordu. “Çocuğun hiç birşeyi yok sayın müdürüm. Kaçıranlar da elimizde” cevabını alınca derin bir oh çekti. Çalışkan için Ramazan Bayramı şimdi başlıyordu.  
AHMET’İ HIRSIZYAPACAKTI
Mehmet Vaykı, emniyette, bebeği kardeşi Güngör Vaykı’nın kaçırdığını, kendisinin olayla bir ilgisi olmadığını söyledi. Güngör Vaykı'da abisini suçlarken, Mehmet Vaykı'nın olay günü İstanbul’da olmadığını söylemesine rağmen olay yerindeki görüntüler herşeyi anlatıyordu. Ahmet’i o ve kızları kaçırmıştı. Erkek çocukları olmadığı için kaçırmışlardı Ahmet’i. Kızlarına yankesicilik ve hırsızlık yaptırıyordu. Büyüyünce Ahmet’i de bu işlerine kullanacaktı.
4 ÇOCUĞUMU HASTANEDE BIRAKIP KAÇTIM
Anneleri Meryem Vaykı’nın ifadesi korkunçtu. Polisler hayretler içerisinde dinliyordu kadını. “8 tane çocuk doğurdum. Hepsi kız doğdu. 4 çocuğumu hastanede bırakıp kaçtım. Nerede olduklarını bile bilmiyorum. 2’si öldü. 2’si de yanımda. Hiç erkek doğmadı. Ahmet’i o yüzden kaçırdık.”
BİZİM BAYRAMIMIZ BUGÜN
Lokman ve Münevver Davulcu mutluluktan uçuyordu. Ahmetlerine kavuşmuşlardı. Onların bayramı şimdi başlamıştı. Polislere dua ettiler. Minik Ahmet’in sağlık durumu gayet iyi. Hastaneden taburcu oldu. Birçok suçtan sabıkası bulunan Vaykı ailesi de tutuklanarak cezaevine konuldu.