Ayşe'nin annesi olduğum için çok şanslıyım

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

O, çok cesur, güçlü ve vicdanlı bir anne… Çünkü çocuğunu tek başına büyütüyor, her türlü sorumluluğuyla kendi ilgileniyor. Kızıyla ilgili kararlarında bugüne kadar hep tek başına hareket eden Deniz Akkaya artık bu kararları kızı Ayşe’yle birlikte veriyor. Ayşe demişken sohbetimiz esnasında öyle aklı başında cevaplar verdi ki beni kendine hayran bıraktı. İşte Anneler Günü için Bebek The Populist’te buluştuğumuz bu süper ikiliyle yaptığımız röportajdan sayfamıza kalanlar…

Ayşe’cim Anneler Günü için annene bir şey hazırladın mı?

Ayşe Önbilgin: Resim yaptım. 

Ne düşünüyorsun Anneler Günü’yle ilgili?

Ayşe: Bence güzel…

Deniz Akkaya: Bence gereksiz bir gün Ayşe, birbirimizi hatırlamak için özel bir güne ihtiyacımız yok… 

Ayşe: Evet, Anneler Günü hatırlamak için değil de, öyle işte laf olsun bal şeker olsun.

D.A: “Laf olsun bal şeker olsun...” Maşallah Türkçemiz çok iyi.

Ayşe, unutamadığın bir Anneler Günü anın var mı?

Ayşe: Benim için bütün Anneler Günü güzeldi, ayıramam.

D.A: O benim aşkım! Ayşe, şımarık bir çocuk değil, olgun bir ruh. Onun annesi olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Tabii ki benim için en önemlisi vicdanlı olması. Vicdanlı olan zaten kibar ve asildir. Bütün canlılara, doğaya, hayvanlara duyarlıdır… 

ŞANSLIYIM BÜYÜK BİR AİLEM VAR

Çalışan anne olmak zor mu?

Çok zor. Ayşe için de zor olabilir her ne kadar beni çok sevdiği için yansıtmasa da… Çok şanslıyım ki büyük bir ailem var. Ayşe’yi anneme ve babama emanet ediyorum… 

Annelik tek başına kolay değil, babalık faktörü de önemli… 

Aysun daha öncede konuştuk. Biraz da hayata nasıl baktığınla ilgili, kafayı bozup negatif bakarsan negatif enerjiler yağdırırsın üstüne…  Tam tersine şanslıyım çünkü kararlarımı kendim verebiliyorum. Biliyorsun anne baba arasındaki çatışma hep çocuğa sirayet ediyor... Ben dört dörtlük bir anne miyim? İçgüdülerime ve altıncı hissime çok güveniyorum. Şu ana kadar bir hata yapmadım ama yapmayacağım anlamına da gelmiyor. Buna saygısı olan ve bundan çok keyif alan biriyim. Artık bazı kararları Ayşe’den bağımsız alamam. 

Peki, herkes anne olabilir mi?

Hmm zor bir soru. Herkes çocuk doğurabilir. Bazen doğuramayanlar, doğuranlardan daha iyi anne olabilir... Anneliği bu kadar kutsallaştırmayı da doğru bulmuyorum. Vicdanlı bir insan anne de olur, baba da olur, çok iyi bir eş de olur... 

AVUKAT OLACAĞIM

Meslek seçimi için çocuğun aklına girdiğiniz oluyor mu?

D.A: Ayşe’nin aklına girmek mi?

Ayşe büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Ayşe: Avukat olacağım.

Nasıl karar verdin buna?

Ayşe: Canım istedi. Mesela annem anneannemin yaptığı şeyi sevmiyor.

Ne yapıyor anneannen?

Hep “Cumhurbaşkanı ol” diyor. 

D.A: O sistem kalktı Ayşe’cim sen anneannene söyle Başkanlık sistemi geldi artık… Ayşe’ye bir kere bile “şunu ol, bunu ol” demedim. Fakat annem evde ya da başkalarının yanında Ayşe’nin beynini işliyor “Cumhurbaşkanı ol” diye. Kaç kere uyardım; çocuğa neden bu kadar ağır bir yük vermek istiyorsun diye. Kızıyor küsüyor sonra yine devam ediyor…

Annen nasıl bir anne Ayşe?

Ayşe: Çok iyi.

Kuralcı mı?

Ayşe: Çok değil, hatta hiç değil.

Arkadaş gibi mi?

Ayşe: Evet, çok arkadaş gibiyiz...

O ÖZGÜVENLİ DURUŞUNU SEVİYORUM

Ayşe’nin her dediğini yapıyor musun?

Ayşe, hayır diyeceğim bir şey istemiyor. Tek anlaşamadığımız nokta ekstrem sporlara meraklı… Ben kayak ya da bungee jumping falan yapmam. Ayşe rüzgâr sörfü yapıyor, ben onu da yapamam. Ayşe’nin kendine yetiyor olabilmesi güzel bir şey, çok hoşuma gidiyor. 

O kadar önemli ki… 

Çocuğun üzerine düşüp her an yanında olanlar, büyüdüğünde o çocuğu büyük bir boşluğa ve yalnızlığa itiyor bence…

Çok doğru İşte o zaman yanlış kişilere muhtaç hissediyor kendini. Yanlış ilişkiler ve arkadaşlıklar kuruyor. O yüzden ben Ayşe’nin o özgüvenli duruşunu seviyorum.

Cennet annelerin ayağının altındadır diyorlar…

Öyle miymiş? Annelik yapmak artık zorlaştı tabii ki kadının sırtında çok fazla yük var. O yük arttıkça yetiştirilen çocukların da ruh sağlığı bozuk, dolayısıyla anne adayları da ruh sağlığı bozuk yetişiyor. Giderek toplum hafızası bozukluklarla donandığı için ben katılmıyorum. Bence cennet vicdanlı insanların ayaklarının altında, bunun için de illa çocuk doğurmak gerekmiyor. 

Bir çocuk daha ister misin?

Ay, yok.

Ayşe sen ister miydin?

Bana fark etmez. 

Ayşe’ye verdiğin en önemli öğüt nedir?

Ayşe’ye her zaman bana ve herkese karşı dürüst olmasını söyledim. Ayrıca; ne yapıyorsan yap sadece kendin için yap anneni mutlu etmek için ya da başkalarına yaranmak için mücadele etme. Bu bencil bir insan yetiştirmekle ilgili değil. Mutlu bir insan kendini mutlu etmek için mutluluğunun peşinden koşar, başkalarını mutlu etmek için uğraşmaz. Ben hayatta başkalarını mutlu etmek için koşturan bir çocuk olmadım… Ayşe’ye verdiğim öğütlerden biri de başarısız olursan sonuçlarına sen katlanacaksın, başarılı olursan da yine sonuçlarına sen katlanacaksın, hayattaki seçimlerini kendin yapıyorsun ve bunun arkasından git diyorum. 

Ayşe’yi büyütürken destek aldın mı?

Hamileyken çok kitap okudum. Ayşe küçükken çalışmadım çünkü dikkatimi ona vermem gerekiyordu. Kitap okuyarak çocuğun karakterini şekillendiremezsin ama bilgi sahibi olursan hata yapma ihtimalin azalıyor. Çok içgüdüsel yaptığımız şeyler var evet ama bilgi sahibi de olmalıyız. Bir çocuk bağırıyorsa niye dikkat çekmeye çalışıyor, atıyorum içe dönükse bunun sebebi ne? Ben çok bilgili ve donanımlı bir anneydim.

TELEFONLA MESAİMİZ YOK

Ayşe röportaja kitapla geldiğine göre sıkı bir okuyucu. Senin de çok kitap okuduğunu biliyorum, senden mi geçti bu alışkanlık?  

Evet, ben de annem ve babamdan aldım o özelliğimi. 

Yani aileden gelen bir şey…

Telefon bağımlığı var mı Ayşe’nin?

Hiç yok. Bizim evde bütün eskiyen telefonları Ayşe’ye verdik. 

Ayşe kaç telefonun var?

Ayşe: 8 tane var ama hiçbirini kullanmıyorum.

Deniz Akkaya: O telefonları götür iPhone 1 bile alamazsın (kahkahalar). Telefonla mesaimiz yok ama iPad kullanıyor, arkadaşlarını Facetime’la arıyor. Teknoloji onların hayat akışında var ve olacak bunu onlardan uzakta tutamayız. Mesela ben hiçbir zaman güncelden kopmamış bir karakterim.

Ayşe: Ama sen anneannemlere sor telefona isim bile kaydedemiyorlar. Ben yapıyorum hepsini.

D.A: Onların yaptığı teknolojiyi reddetmek. Ayşe 2 hafta önce Instagram hesabı açmak istedi, gizli olmak şartıyla izin verdim. Çünkü Ayşe’nin o olgunluğa çabuk geldiğini gördüğüm için izin verdim. YouTube kanalı da açmak istedi ama onun daha zamanı var. Sonuçta ileride işine yarayacak… Bunları reddederek annelik babalık olmaz. Bunlar nedir, çocuğun işine ne şekilde yarayabilir, bunları bilmek lazım esas. Çocuklar büyüdüğünde ebeveynler köşelerine çekildikleri zaman çocuklar bu teknolojide iş yapıyor olacak. Eski bitti artık. bütün dünya orada dönüyor…

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Ayşe: Buradan hostes Ayten Ablamın da Anneler Günü’nü kutluyorum…