Aynadaki ben ben değilmişim

Verdiği kilolarla göreni hayrete düşüren Pelin Öztekin’le buluştuğumuzda ben de gözlerime inanamadım. Karşımda harikulade bir genç kız vardı. Hemen teybimi açtım “İçimden yeni bir Pelin çıktı” diyen oyuncunun hikâyesini dinlemeye koyuldum.

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

TÜP TAKTIRMADIM

Ameliyata girmeden önce 156 kiloydum. 150 kilo olarak ameliyattan çıktım. Şimdi 77 kiloda hayatıma devam ediyorum. Eskisi kadar iştahlı değilim. Eskiden üç dört insanın yediği kadar yiyordum. Şimdi bir kişilik yiyorum. İçimde ne kelepçe ne balon hiçbir yabancı madde yok. Bazı arkadaşlarım “Tüp taktırmış midesine, LPG’yle çalışıyor” diye espri yapıyor. Midenizi tüp şekline getirdikleri için tüp mide deniyor. Midenizin üçte ikisi alınıyor, üçte biri kalıyor. Bir bebek midesine sahipmişsiniz gibi mamalarla, sıvılarla besleniyorsunuz başta. Bir ay sonra küçük lokmalar yiyerek midenizi alıştırıyorsunuz aynı bir bebek gibi. İki yıl sonra normal bir insan midesine geliyor. 

TROİDİM ÇALIŞMIYORMUŞ

Kendim bileli kiloluydum. Meğer troidlerim çalışmıyormuş. Geç fark edildi. Bir gün bu hastalıkla ilgili bir haber izledim ve “Bu hastalık bende var” dedim. Çünkü gittiğim hiçbir diyetisyen troidlerime bakmadı. “Baba beni doktora götür, bende troid var” deyince “Kızım kaç kere diyetisyene gittin, boşuna kendine hastalık üretme” dedi. Halbuki tüm belirtiler vardı. Doktora gittim ve yüzde yüz çalışmayan troidim olduğunu öğrendim. “Bugüne kadar neredeydin? "Su içsen yarıyor" derler ya işte sen öylesin” demez mi. Doktorla düzenli bir sistem oluşturduk ve o dönem 38 kilo verdim. Düzensiz uyku, sabahlara kadar setlerde çalışmak derken ilaçları içmeyi ihmal ettim. Kendimi mahvettim. Sonra da başka hastalıklar çıkmaya başladı. Bir baktım ki 27 yaşımdayken günde beş ilaç kullanmaya başlamışım. 

Buna bir dur demek lazım diye düşündüm ve ameliyat kararı aldım. Yeni bir yola girdim. Obezite hastasıydım ve kilo almanın sonu yoktu. 

ÇEKİK GÖZLÜ DEĞİLMİŞİM

Yeni bir Pelin gibi hissediyorum. Önceleri alışamadım. Karşımda bambaşka bir Pelin vardı, her şeyim değişik geliyordu. Yeni Pelin oldum. Yüzümün hatları, gözlerimin şekli değişti. Yıllarca “Çekik gözleriyle amcasına çekmiş” derlerdi meğer çekik gözlü değilmişim. Yanaklarım yukarı doğru ittiği için öyle görünüyormuşum. 

Bir anda gözlerim büyüdü. Simam değişti, daha kemikli bir yüzüm varmış. Aynadaki ben ben değilmişim aslında. Şu an mutluyum. 

DAHA RENKLİ GİYİNİYORUM

Önceleri bedenime uygun iki marka vardı. Sadece o iki yerden alışveriş yapmak zorundaydım. Beden büyük olunca alışverişe verdiğiniz paralar da büyük oluyor. Gidebildiğim iki mağaza olduğu için ne var ne yok alıyordum. Şimdi her mağazadan alışveriş yapabiliyorum. “Şu rengi, şu bedeni verir misiniz?” diyorum. 42 bedene düştüm önceleri 58-60 beden giyiyordum. 

Bir davete gideceksem iki gün alışveriş yapmam gerekiyordu. Giyinebildiğim iki mağaza da ayrı yerlerdeydi. Koştur koştur bir mağazadan diğerine gidiyordum. Şimdi yarım saatimi alıyor. İki kıyafetle değil on kıyafetle çıkıyorum. Artık daha kısa şortlar giyiyorum. 
Siyah ve beyazdan çıktım kendimi renklendirebiliyorum. 

KOLAYLA UYANIRDIM

Şu an istediğim kilolara yaklaştım. Mankenlik yapmayacağıma göre 50 kilo olmam gerekmiyor. Yeter ki sağlığım yerinde olsun, ekranlarda düzgün görüneyim. Sabahları kolayla uyanan ve su içmeyen ben iki yıldır kola içmiyorum. Çünkü gazlı içeceklerin hepsi mideyi genişlettiği için hayatımdan çıkardım. İnsülin direncim de düzeldi. Her şey rayına girdi. Cildime 
hiçbir şey yaptırmadım. Kilo kaybından dolayı yüzde çökme oluyormuş ama bende olmadı. 

DEĞİŞİM GÜZELMİŞ

Sevimli, tatlı kız hâlâ içimde var ama ekranlarda tatlı bir kız olmayabilirim. Değişik bir karakterle seyircinin karşısına geleceğim. İçimden başka bir Pelin çıktı. O Pelin’i de farklı yerlerde, farklı şekillerde göstermek istiyorum. Eskiden ailenin sevimli kilolu kızıyken şu anda biraz daha haşin biraz daha kadın Pelin izleyecekler. Değişim güzel bir şeymiş.

ANNEMLE KANKA GİBİYİZ

Annemle yaşıyorum. Hiç ayrı yaşamayı düşünmedim. Annem arkadaşım gibi dostum gibi… Hiçbir zaman beni kısıtlamadı. “Nereye gideceğini söyle de başına da bir şey gelirse seni nereden toparlayacağımı bileyim” derdi. Bana hep bu güvenle yaklaştılar. Annemle de babamla da dostluk ilişkim bozulmadı. Annemle kanka gibiyimdir. Yan yana geldiğimizde arkadaş zannederler. Hem genç kafalıdır hem de gençtir. O yüzden anne evinden ayrılmak gibi bir düşüncem olmadı. Ev arkadaşı gibiyiz. Birlikte eğlenmeye de çıkarız. Aynı enerjide olduğumuz için kopup gitmenin manası yok. Birlikte iyiyiz. Nasılsa evlenince gideceğim. Onların bana verdiği güvenin karşılığında ben de onlara aynı güveni verdim. Birbirimizden hiçbir şey saklamadık.