Avrupa’nın başkenti sayılır Brüksel. Yüzyıllar öncesinden bugüne korunan sokakları, harika mimari binaları, müzeleri, çikolatası, çizgi romanları, dinlendirici kafeleri ve nezaketli insanların yaşadığı rüya şehir.
İsmi ‘bataklık içindeki yerleşim yeri’ anlamına geliyor. Bürokrasi açısından Türkiye’nin Ankara’sı gibi düşünülse de, bürokratik bir şehir görüntüsünün ardından çok eğlenceli, keyifli, huzur veren bir kenttir Brüksel. Çikolatanın da başkentidir. Brüksel’in insanları çikolatayla yapılan tüm lezzetleri bir tutku hatta sanat haline getirmiştir. Her köşede onlarca marka ve çeşit çikolata yer alır. Avrupa Birliği’nin üç ana kurumu; Avrupa Parlamentosu, AB Komisyonu ve
BULUŞMA NOKTASI
Avrupa turu yapmak isteyenler için buluşma noktasıdır. Paris, Amsterdam ve Lüksemburg’a çok yakın olması önemli avantaj sağlıyor. Hem iş hem eğlence nedeniyle her yıl milyonlarca turisti çekmeyi başaran Brüksel, terör ve sığınmacı krizinden olumsuz etkilenmiş olsa da turizmciler, bu sürecin atlatıldığını ve oldukça umutlu olduklarını ifade ediyorlar. Almanya’nın Berlin şehrinden sonra Türk nüfusunun en yoğun olduğu ikinci Avrupa şehri olarak da bilinen Brüksel’de her an bir Türk restoranı ya da dönerciyle karşılaşabilirsiniz. Trende yolculuk yaparken yanınızdaki yolcunun Türk olma ihtimali sizi şaşırtmamalı. Brüksel’de yaşayan bir arkadaşımızın ev sahipliği ve rehberliğinde gerçekleştirdiğimiz gezi kapsamında, kentin önemli görülmesi gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
GRANDE PLACE
Avrupa’nın kalbi nasıl Brüksel ise Brüksel’in de kalbi Grand Place’dir. Avrupa’nın en güzel meydanlarından biri ve görülmesi gereken ilk mekandır. Oldukça güzel binalarla çevrili bu ihtişamlı meydanda, barok ve gotik mimari anlayışların dokunuşuna şahit olursunuz. Brüksel’in ünlü simgelerinden Manneken Pis heykeli de meydana yakın noktada. Birçok insanı hayal kırıklığına uğratsa da önemli olan şehrin sembolü haline getirebilmek. Meydanda iki yılda bir 2 bin m2lik flower carpet, çiçekten halı festivalinin yanı sıra her zaman konserler ve kültürel organizasyonlar yer alır. Gece ışıklandırılması ayrı güzeldir. Çevresinde onlarca kafe ve restoranlarda Brüksel’e özgü lezzetlerin yanı sıra, dünyanın her yerinden göç almasından dolayı dünya mutfağından da lezzetleri rahatlıkla bulabilirsiniz. Yeri gelmişken Brüksel mutfağının deniz ürünleri ağırlıkta olduğunu belirtmek lazım. Meydana yakın, balık lokantalarının olduğu sokakta deniz ürünlerinin her çeşidini görebilirsiniz.
ST.GUDULA KATEDRALİ
Gotik mimari anlayışıyla 11.yüzyılda yapılmış olan kilise, 20. yüzyılda katedral unvanına kavuşmuştur. Viktor Hügo tarafından ‘gotik mimarinin en sade eseri’ olarak nitelendirilmiştir. Kraliyet aileleri özel günlerini burada kutlamaktadır.
ATOMIUM
Brüksel’in simgelerinden… 1958 yılında Expo 58 fuarı için yapılmış, 102 metre yüksekliğinde, demirin kristal kafes yapısının 165 milyar kez büyütülmesinden esinlenmiştir. Küreler 12 boru ile birbirine bağlanmış ve yürüyen merdivenlerle fuar hollerine geçiş yapılmıştır. En yüksekteki küre Brüksel’in panoramik görüntüsüne hakimdir.
PARC CINGUANTENAIRE
Brüksel Şehir Parkı, içinde Zafer Takı, tarihi çeşme, Autoworld ve askeri müzenin bulunduğu en büyük şehir parkıdır. Sabah yürüyüşleri için oldukça ideal bir parktır.
KRALİYET VE ADALET SARAYI
Kraliyet ailesinin günümüzde yaşamadığı ama bahçesinin bakımı ve güzelliğinin görülmeye değer bir parktır. Adalet Sarayı ise kentin en görkemli binaları arasında yer alır. Önünde kayıp asker anıtının olduğu saray uzun zamandır tadilatta.
MİNİ AVRUPA
AB içerisindeki 80 şehirden 350 önemli binanın bulunduğu Mini Avrupa’yı yılda yüzbinlerce kişi
DİKKATİMİ ÇEKENLER
l Her önemli Avrupa kenti gibi düzenli ve temiz. Yolda her milletten, her dilden konuşan insan göreceksiniz.