Atike Sultan büyüyünce...

ONUR AKBAŞ

 onurakbastde@gmail.com 

Tarihteki gerçek yerini bilmem. İyi midir, kötü müdür? Hayırsever midir, cadı mıdır? Merak da etmem. Merak etsem de bu merakım ilgi alanıma giren kurgu ile gerçeğin münasebetinden doğan bir merak olur. Dönem dizilerine bu perspektiften yaklaşırım. Şimdi bütün bu açıklamalar ışığında dizideki Atike Sultan’a olan nefretimin nasıl saygıya dönüştüğünü açıklayarak ne yalan söyleyeyim önceki bölümlerdeki nefretim etrafında da günah çıkarıp bizim coğrafyanın ritüeli ile ifade etmek gerekirse şeytan taşlayacağım. Gevher Sultan’ın bu kurgudaki gizemli ve büyüleyici yüzü ile “Silahtar”ın aşkı kıyısında oturmuş mızmızlanan, mızıkçı bir kızlığın ardından İbrahim dönemini konu alan bölümlerde bir başka karakter gelmişti. O, mızmız küçük haşarı kız gitmiş, altın ve bakır karışımı renkte saçları ve onu bir başka tonda tamamlayan ten rengi ile ekranı kuşatan ağır ve asil güzelliğinin altında yatan güven ve merhamet telkin eden kuşatıcı bir ruh gelmişti. Sevgili Ece Çeşmioğlu’nun rolünün hakkını veren oyunculuğunu da bu role eklerseniz vallahi insanın dizi setini arayıp Atike Sultan’a on yıl çocuğunu emanet edesi gelir. 

MAHALLENİN MUHTARLARI

Uzun süredir dizi sektöründe konuşulan, “Doksanların Dizileri” üzerine özlem dolu ve nostaljik hayallerin altında yatan bütün söylemler benim yukarıda arz ettiğim arayışın ürünüdür. Ve bu arayışların somut bir sonucu kendini gösterdi. Üstelik ergenlik dönemimin melankolik iklimini süsleyen Şirin karakterinde yine Esra Akkaya’nın olacağı haberini de almış bulunmaktayım. Beni yakından tanıyan eski dostların tebessümünü görür gibiyim…

CİNCİ HOCA 

Söz Muhteşem Yüzyıl Kösem’den açılmışken sahtekar, çıkarcı liyakati olmadığı halde hocalık sıfatı ile şarlatanlık peşinde olan bana göre Faust arketipi yahut mitinin bizim ekranlardaki en güçlü temsilcisi Coşkun Çetinalp yine benzer rolle bu dizi de görününce “İşte budur!” dedim. 

DOKSANLARDAN BİR TREN KALKAR

Doksanlar dizisinin ekranlara dönmesi hususundaki ısrarımı çocukluğu ve ilk gençliği o yıllarda kalmış bir kuşak anlar. Çocukluğun dışarıda kalan son seslerini, masumca yüreklere hapsedilen sevgilerin feryatlarını ancak o yılların notasıyla dinleyebilirsiniz.