Aşkınız için ne kadar ileri gidebilirsiniz?

Başak Bıçak
basakbicak@gmail.com

Türk sinemasında korku denince, işin ehli yönetmen sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. İzlediğimiz cin temalı filmler arasından sıyrılıp türün hakkını veren yönetmenlerden biri de Siccin serisinin son halkasıyla karşımıza çıkan Alper Mestçi…

İlk filmi Musallat'la  türe iyi bir giriş yapan yönetmen, 2014 yılında başlattığı Siccin serisiyle olgunluk döneminin ilk sinyallerini verdi. Büyü sekansları, görsel-ses efektleri ve hikâye anlatımıyla muadillerinin ötesinden bir iş çıkaran Mestçi, serinin ikinci filminde de çıtasını yükseltmeyi başardı ve türün en iyisi olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini kanıtladı. Hatta Üç Harfliler serisinin üçüncü filminde yönetmen koltuğuna oturarak, hikâyeyi bambaşka bir noktaya taşıdı. İşte Siccin 3: Cürmü Aşk, beklentilerin bu denli yüksek olduğu bir dönemde geldi ve cin temasında anlatacak daha çok hikâye olduğunun kanıtı oldu. 

Sıradanlıktan Uzak bir hikâye 

Peki, Alper Mestçi Siccin 3 ile kusursuz bir işe mi imza atıyor? Elbette hayır. Bilhassa ses efektleri konusunda bir parça dozu kaçırmış, sürprizli finalini türe hâkim ve dikkatli seyirci için erken açık etmiş olsa da Mestçi, seyircisinin önüne her hafta yemekten sıkıldığı bir yemeği koymuyor; hikâyesini geliştiriyor, farklılaştırıyor, lezzetlendiriyor. Aşk fikri temelinde yükseldiği için bazı noktalarda fazla romantik bulunabilir fakat Siccin 3’ün, aynı konuyu farklı karakterlerle işleyen filmlerin çok ötesinde bir çabayla karşımıza çıktığını göz ardı etmemek gerek. Bir kere Siccin 3, serinin ilk iki filminin üzerinde bir castla karşımıza çıkıyor ve oyuncular, korku filmlerinde karşılaştıklarımızın çok üzerinde performanslar sergiliyor. Usta oyuncu Nevin Efe’nin varlığı filme çok önemli katkılar sağlarken, Adnan Koç’un yer aldığı sekanslar filmin inandırıcılığını besliyor. Hikâyenin gelişimi tek bir mekânla sınırlandırılmıyor ve farklı yerlerde birbirinden korkunç durumları birbirinin peşi sıra izleme fırsatı yakalıyoruz. Mekân kullanımlarının yardımıyla iyi bir atmosfer yaratan yönetmen, yalnızca seyircinin özdeşleşeceği karakter yaratımı konusunda zayıf kalıyor. Cem Uslu’nun canlandırdığı Sedat karakteri bu duruma hizmet edebilecekken, Büşra Apaydın ve Adnan Koç ikilisinin hikâyedeki baskınlığı ve temelin “aşk” üzerine kurulmuş olması, seyircinin Sedat karakteriyle olan bağını zayıflatıyor. Bu durum seyirciyi hikâyeye mesafelendirse de, tamamen uzaklaştırmadığını da belirtmek gerek. Özetle Siccin 3, eksikliklerine rağmen yenilikçi anlayışıyla öne çıkan ve vadettiği korkunun hakkını veren bir film.

Festivallerden haber var

Yılsonu yaklaşırken, festival mevsimi de açılıyor. 19 Eylül’de başlayacak olan Adana Film Festivali’ne sayılı günler kaldı ve festivalde dünya prömiyerine yapacak Derviş Zaim imzalı “Rüya” ve Reha Erdem’in yönettiği “Koca Dünya” şimdiden merak konusu olmaya başladı. Bu yıl 53.sü düzenlenecek Antalya Film Festivali de, “darbe gerçeğini” hatırlatmaya hazırlanırken; 4 Kasım’da sinemaseverlerle buluşacak olan Malatya Film Festivali ise 150 bin Türk lirasına çıkardığı para ödülüyle, ülkenin en önemli festivallerinden biri olduğunun altını çiziyor. Festival izlenimleriyle pek yakında buluşmak dileğiyle!