Arta kalan hatıradır, hüzündür

Edebiyatımızda günlük ve hatırat kitaplarının yayınının artması bir yandan hem edebiyatımızın farklı bir resmini oluşmasını temin ederken, bir yandan da edebiyatçılarımızı farklı açılardan ve daha yakından tanımamızı temin ediyor.

ALİ SALİ

sabiherden@gmail.com

Hatıratın, hatıratı kaleme alan yazar eğer hatıratını hayattayken tamamlayabildiyse yayını ölümünden sonra gerçekleşse bile ilk kelimesi, ilk cümlesinden itibaren yayınlanmak üzere yazıldığı her sayfasından, hatta her cümlesinden tespit edilebilir.

GÜNLÜĞÜN DİLİ

Günlüklerin ise hatırattan daha ilk etapta kaleme alınış tarzlarıyla biraz farklı oldukları açıktır. Yayınlanmak üzere kaleme alınan günlükler olduğu gibi, günlüğü kaleme alan yazarın başlangıç itibarıyla yayımlamak üzere değil, insanî ve edebî değer gözetmeksizin duygu ve düşüncelerini dile getirerek kendine saklamak üzere kaleme aldığı, ama sonra ne olduysa birtakım sansürlemelerle ya da eksiltmelerle yayımlamaya karar verdiği günlükler de vardır. Ve tabii, bir de ilk kelime ve cümlesinden itibaren yayımlanmamak üzere kaleme alınan günlüklerin olduğunu da biliyoruz. Biz okurlar bu günlüklerin ilk kelime ve cümlesinden itibaren hangi tür günlük tasnifi içinde ele alınabileceğini çıkarabiliriz. Günlüğün dili kendini ele verir çünkü. Biz okurların önüne yazarın duygu dünyasını tüm çıplaklığıyla seren günlükler de yayınlammamak üzere kaleme alınan günlüklerdir. Bu neviden günlüklerden hem yazarın duygu dünyası, varsa farklı düşünceleri hakkında yeni bilgilere şahit oluruz okurken. Bu tasnif içinde ele alınabilecek günlükler için genellikle içten-edebî kaygısı olmayan gibi sıfatlarla bahsederiz.

İkinci nesil yazar 

İçten sıfatını kullanabileceğimiz bir günlük geçtiğimiz aylarda Cümle Yayınları arasında yayımlandı. Yayınevinin ilk kitaplarından olan Arta Kalan isimli bu günlükler Kamil Aydoğan imzasıyla okurun huzuruna çıktı. Edebiyat Dergisi’nin ikinci nesil yazarları arasında edebiyat dünyasına katılan Kamil Aydoğan İzmir ve Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü yapmış seçkin edebiyatçılarımız arasında yer alan bir kalem. İlk kitabı Köy Yazıları Nuri Pakdil ile neredeyse özdeşleşmiş Edebiyat Yayınları arasında çıkmıştı neredeyse otuz yıl önce. İlk edebî eğitimini Nuri Pakdil’in dizi dibinde alan Kamil Aydoğan bürokratlığının yanı sıra ismini kalemiyle dile getirdiklerinden yapmış bir edebiyatçımız, yazarımız.

DOSTLUK KÖPRÜSÜ

Arta Kalan ismiyle okurun huzuruna çıkardığı günlükleri ilk kaleme alınışları itibarıyla değerlendirecek olursak ikinci nevi olarak zikrettiğimiz günlükler arasında görebileceğimiz bir görünümde diyebileceğimiz bir nitelikte. Yani başlangıçta kaleme alınırken yazarın kendine saklamak üzere tutulan notlar halindeyken, muhtemelen yazma işlemi ilerledikçe yayınlama düşüncesinin kalemi denetlediği bir günlüğe dönüşmüş. Günlükleri okurken taşrada benzer bir okuma sürecinden, benzer bir dostluk köprüleri inşa etme sürecinden geçtiğimizi tespit ediyoruz. 

Bizden üç – beş yaş büyük olan Kamil Aydoğan ile benzer tecrübeler içinden geçtiğimizi günlüğünün 
sayfaları arasında görmek, içimizde buruk bir tat bırakıyor. Arta Kalan ise hatıralar, hatıraların zihnimizde 
oluşturduğu buruk, buruk olduğu kadar da hüzünlü hayat sahneleri.