Arkadaşlık aşka dönüştü iki gönül buluştu

BU KALP BİRBİRİNİ TAŞIR  

Ferman Bey bir söyleşinizde “Bana evet diyecek kadının mangal gibi yüreği olması lazım” demişsiniz… 
Ferman: Zaten Hilal Hanım da mangal gibi bir yüreği olduğunu kabul ediyor. “Sen de bu yürek varsa, bende de bu kalp var, birbirini taşır” dedim. Sonunda da evlilik mertebesine ulaştık zaten. Bundan sonra da ilişkimizin meyvesi olur inşallah.

Evde kimin sözü geçer?
Ferman: Tabii ki benim sözüm geçiyor. Ne olacaktı ki?

Olur mu öyle şey! Evin kraliçesi kadındır…
Ferman: Tamam, haklısınız, sevgililer günü olduğu için bir gün sözü geçebilir, işin esprisi elbette. Ömür boyu eşimin sözü geçecek tabii ki. Kadınlar başımızın tacıdır. Öyle şey olur mu?

Olmaz tabii. Sıra geldi evlenme teklifinizi dinlemeye… 
Ferman: Çok sevdiğim bir arkadaşım Tuba, sahne aldığım kulüpte düğün yapmak istediğini söyledi. “Olur” dedim. “Ama ben de senden bir şey istiyorum” deyip planımdan söz ettim. “Hilal’i de çağıracağım düğüne ve orada evlenme teklifi edeceğim” dedim.  Hilal’in bütün arkadaşlarını kulübe davet ettim. O da olacaklardan habersiz “başkasının düğününe niye arkadaşlarımı çağırdın?” diye bana sitem ediyordu. Neyse düğünün ortalarında bir anda sahneye manken kızlar çıktı, ellerinde de yazılı kartonlar. Mesela birinde “Benimle bir ömür boyu beraber olmaya ne dersin?” diğerinde de “Çocuklarımın annesi olmaya hazır mısın?” diye yazıyordu. Bir yandan da barkovizyonda “Benimle evlenir misin? Seni seviyorum” yazısı çıktı. 
Hilal: Evet, hiç böyle bir şey beklemiyordum. Çok heyecanlanmıştım.  

Ferman Bey, Akrep burcuymuş. Kıskanç mıdır?
Hilal: Çok kıskanç. Kıskançlık durumu olmadan  önlemini alır. Kıskanacağı bir ortam olmamasına dikkat eder. 

Nasıl yani, gideceğiniz mekânı mı kapattırıyor?
Hilal: Yok canım, o kadar da değil. Mesela etrafımızda kimlerin oturduğuna dikkat eder. Masadan kalkarsam asla yalnız bırakmaz. Muhakkak eşlik eder. Öyle kıyafetlerime de karışmaz. Bazen, yerine göre.
Ferman: Eşini kıskanmayan insan domuzdur. İnsan sevdiğini kıskanmaz mı? 

Peki Hilal Hanım, siz kıskançlık yapıp Ferman Bey’i bunaltır mısınız? Ben olsam her gece çalıştığı yere giderim mesela…
Hilal: Ben de kıskancım. Haftada bir gece giderim ama her gün gitmem.  

İmza almak ya da fotoğraf çektirmek isteyen kadınlar olunca ne yapıyorsunuz?
Hilal: Normal şekilde gelenleri kıskanmıyorum. Hayranları olacak tabii, belki âşık olan bile vardır ama yaklaşım çok önemli benim için.   

Bir söyleşinizde “Duygu adamıyım” demişsiniz. 
Ferman: Ne kadar maço biri gibi görünsem de o görüntünün altında yufka yürekli bir duygu adamı yatıyor. Eşime sürpriz yapmayı, onu mutlu etmeyi çok severim mesela. Özellikle de hiç ummadığı bir anda sürpriz yaparım.

Öyle mi, nasıl sürprizler yaparsınız?
Ferman: Bir gün eşim uyurken erkenden kalktım. Merdivenlerin her bir basamağına tek tek kırmızı güller koydum, aşağı indim bekliyorum. Ancak ne gelen var ne giden. Müziğin sesini açıyorum, ses yapıyorum, yok, uyanmıyor. Elimde güller, aşağıda bekliyorum. En sonunda dayanamadım yukarı çıkıp “Bir sürpriz yapayım dedim kalkacağın yok” deyip zorla aşağı inmesini sağladım. “Ay aşkım bunları benim için mi hazırladın?” demez mi. “Yok” dedim, “Başkası için yaptım.”

SEVGİLİSİ OLAN KIYMETİNİ BİLSİN

Sevgililer Günü için bir mesaj alsak…
Ferman: 14 Şubat’ta sevgilisi olmayan kalplere Allah sevgi versin çünkü aşkın, sevginin olduğu yerde ne kötülük olur ne de savaş. Sevgilisi olan ayrılmasın, olmayana da Allah kalbine göre versin. Hilal Hanım’la düet yaptığımız şarkıda da “Aşka engel yok. Seven kalbin karşısında kimse duramaz” diyoruz. Herkesin sevgililer gününü kutluyorum. 

Hilal Hanım, sizden de bir mesaj alsak…
Sevgilisi olanlar sevgilisinin kıymetini bilsin. Sevgilisi olmayanlar da aramaya devam etsin. Günümüzde gerçekten sevmek ve birbirine bağlı olmak çok kolay değil. Allah yalnızların da karşısına en iyisini, en güzelini çıkarsın inşallah.