hande.sonmez@gmail.com
Keyifsiz bir günde keyifli şeyler yapmanın suçlu hissettiren bir psikolojisi vardır ya hani; o yüzden tatsız bir olay yaşadığımızda önce konserler, oyunlar iptal edilir. Ama aslında tam da öyle anlarda ihtiyacımız olan umudun ve ilhamın ta kendisi. İşte yine öyle bir günde içimizi yıkayan bir oyun ekledik listemize. Bu yazı da siz de mutlaka ekleyin listenize diye; “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin” 27 Aralık’ta Kadıköy Theatron’da.
Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleme aldığı ve yönettiği Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, 3 kuşaktan kadınları aynı sahnede buluşturuyor. Sahnede anneniz ve anneannenizi izlemeye hazır olun. Çünkü o sahnedeki kadınlarla hepimiz aynı evde yaşadık. O duyguların hepsi bizim.
HAYATTAN NAİF PARÇALAR AKTARIYOR
Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleme aldığı ilk oyun olan Şekersiz, yazarın hayattan naif parçalar aktarma konusundaki yeteneğinden bizi haberdar etmişti. Sonrasında yazdığı ve Serra Yılmaz ile Deniz Türkali’yi buluşturan Fü, kadına şiddet meselesini başarılı bir biçimde aktaran oyunu Aynur Hanım’ın Bebeği ile çıtayı yükselten Mahmutyazıcıoğlu, kaleme aldığı son oyun Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin ile -bana kalırsa- çıtasını daha da yükseltmiş.
BAŞAK KIVILCIM ERTANOĞLU MUHTEŞEM
Ayfer Dönmez, Başak Kıvılcım Ertanoğlu ve Melis Öz’ü buluşturan Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, üç kuşak kadının farklı yaşlarından anektotlar barındırıyor. Karakterlerin birbirini tamamlayan ve tanımlayan diyalogları oyunun dinamizmini artırıyor ve konusu itibariyle empati kurduran oyunun akıp gitmesini sağlıyor. Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun Şekersiz’deki başarılı partneri Başak Kıvılcım Ertanoğlu, kaderine razı olmuş orta direk anne ve eşte muhteşem. Performansıyla iyi ki bu oyunda onu izliyoruz dedirtiyor. Evin küçük kızı rolünde Melis Öz de 2000’lerde genç bir kadın olmayı bize layıkıyla aktarıyor. Huzurevindeki anneannede ise Ayfer Dönmez’i keyifle izliyoruz.
BİR ERKEĞİN GÖZÜNDEN ÜÇ KUŞAK KADIN
İstanbul’da büyüyen ve yaşlanan üç kadını bir erkeğin gözünden dinlemek üstelik normal koşullarda bunun bir handikap olabilecekken başarıya dönüşmesi tamamen Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun marifeti. Mamhmutyazıcıoğlu, kadınları tanıyan, onları anlayan ve en önemlisi onları doğru aktaran bir isim. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’de de bunu başarıyla gerçekleştirmiş.İyi bir metin iyi oyuncularla buluşunca izlemesi güzel, arada yanağa düşen damlalara arada salonu inleten kahkahalara sahne olan bir oyun çıkmış ortaya. Bu yıl bir oyun izleyecekseniz bu Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin olabilir. Çünkü en klişe ama doğru tabirle böyle bizden hikâyelere çok ihtiyacımız var. Bu soğuk kış günlerinde de iç ısıtır, iyi gider…