‘Anadolu Kokusu’nu dünya duyacak

SİBEL ATEŞ YENGİN
sibel.ates@aksam.com.tr

Etnomüzikolog, halk müziği yorumcusu ve kemane icracısı Mehtap Demir’le müzikal serüvenini ve hem Fransızca ‘Le Parfum d'Asie Mineaure’ hem de İngilizce ‘The Perfume of Asia Minor’ isimleriyle çıkan yeni albümü ‘Anadolu Kokusu’nu  konuştuk.

KANTODAN VALSE     

‘Anadolu Kokusu’ albümü, hem Fransızca ‘Le Parfum d'Asie Mineaure’ hem de İngilizce ‘The Perfume of Asia Minor’ isimleriyle çıktı. Albüm 1900'lerin kent kültürünü ve müziğini yansıtıyor. Taş plaklardan, tozlu notalardan çıkardığım makamsal ve ritimsel zenginlik taşıyan 19 eser yer alıyor. Kantodan valse, zeybekten karşılamaya kadar farklı türde eserler aynı zamanda kaynak olma niteliği taşıyor. Albümde Anadolu’nun Doğu Akdeniz müzik karakterine uygun icracılar yer aldı. Kıymetli dostlarım Göksel Baktagir, Yurdal Tokcan, Yunanistan’ın ünlü buzuki sanatçısı Nikos Tatasapoulos, misafir olarak yer aldı. Klarnet, akordeon gibi çalgıların yanı sıra ben de yakışan şarkılara kemane çaldım.  

TÜRKÜLER, GÜZELLEMELER

Mahmure Handan Hanım’dan bir İzmir türküsü var mesela İzmir bülbülleri ilk defa duyacağınız bir eser. Kanuni Garbis Bakırcıyan'dan çok hoş bir Saba şarkı var, yine İzmir'den Mualla Hanımdan dinlediğim segâh kasap oyun havası var ki ilk defa duyacaksınız bunu da… Memo güzellemesi, Selanik Menekşe Valsi, Aptaliko Kordon Zeybeği, Kapadokya Asmalar Türküsü, Değirmenci ve Leblebici kantolarıyla çok özel bir repertuvar oldu. Roza Eskenazi ve Marika'nın okuduğu Bursa İstanbul karşılamaları da yer alıyor. 

ÇALIŞMAYI ÇOK SEVİYORUM

Üniversitede akademisyenlik, yurtdışı konserleri, albüm çalışmaları evet, hepsi bir arada zor oluyor ama yaşam şeklim bu. Nerede ne yaptığım belli olmuyor. Uçakta giderken makale yazıp evde şarkı çalışıp ertesi sabah röportaja gidiyorum. Bir gün sempozyumdayım ertesi gün konserdeyim… Kafam sürekli meşgul, sürekli aktif haldeyim. Enerjimi bu şekilde aktarmazsam mutsuz olurum. Aktaramadığım, durduğum dönemler de oldu tabii ama çalışmayı çok seviyorum. Akademik kariyer hayatımın bir parçası. Çünkü çok küçük yaşlardan beri müziğe emek veriyorum. Bir yandan da icracılık yapmayı seviyorum. Çünkü uygulamalı etnomüzikoloji diye bir alanın temsilcisi olmayı seçiyorum. 

SU SESLERİYLE MEDİTASYON

Müzik eğitimime 11 yaşımda İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda başladım. Yüksek lisans eğitimimi sosyal etkileşim ve müzik teziyle müzikoloji alanında verdim. Doktora çalışmamı da antropoloji bilim dalında kültürel etkileşim ve göç konusunda tamamladım. Sosyal sorumluluk ve uzun süreli eğitim projelerinde danışmanlık ve koordinatörlük yapıyorum. Türkülerin Senfonisi ve Söyle Mehtap solo isimli albümlerimin yanı sıra, Anadolu Ezgileriyle Ninniler, Aquaphonic kabak kemane ve su sesleriyle meditasyon proje albümlerim var.

KABAK KEMANE ÇALAN TEK KADINIM

Türkiye’de sahneye çıkıp hem kabak kemane çalan hem de söyleyen ilk ve tek kişiyim. Bunu başarmak ve dünyaya tanıtmak olağanüstü bir duygu. Birçok kişi bu enstrümanı sadece erkeklerin çaldığını zannediyordu. Kadınların da çalabildiğini gördüler. Kemanenin Ermenistan ve İran’a ait olduğu sanılır oysa dünya müzik festivallerinde Türkiye’de kemane diye bir çalgının olduğunu gösterdim. 6 yıldır WOMEX ve SXSW gibi dünyanın önemli müzik festivallerine en önemli kadın vokalleriyle birlikte katılıyorum. Bunlar bana mutluluk veriyor. O yüzden elime de ayağıma da üşenmem. Öğrenmeye hiç üşenmem.