Almodovar sinemasında kadın hikâyeleri

BAŞAK BIÇAK

basakbicak@gmail.com

İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, bu hafta yıllar sonra yeniden gösterime giren ve Oscar ödülü kazanan filmi Annem Hakkında Her Şey’den (Todo sobre mi madre)... Yönetmenin filmografisinin en değerli kadın hikâyelerini hatırlayalım…

2016 - Julieta

Almodovar’ın geçtiğimiz yıl izlediğimiz filmi Julieta, bir kadının etrafında dönen hikâyesiyle 30 yıllık bir zaman diliminde yaşadıklarını ve karakterinin şekillenmesini konu ediniyor. Başrollerinde Emma Suarez ve Adriana Ugarte’nin yer aldığı film, 50'li yaşlarını süren Julieta’nın karşılaştığı bir kadının ona hatırlattıkları üzerinden değişen hayatını merkezine alıyor.

1980 - Pepi, Luci, Bom ve Diğer Sıradan Kızlar

Pedro Alomdovar’ın, 1978 yılında çektiği Folle... folle... fólleme Tim!’den sonraki ikinci uzun metraj çalışması olan Pepi, Luci, Bom ve Diğer Sıradan Kızlar, Madrid’de yaşayan genç ve bağımsız ruhlu Pepi’nin, polis tarafından tecavüze 

uğramasından sonra arkadaşıyla birlikte ondan intikam almaya çalışmanı hikayeleştiriyor. Filmin başrolünde ise Almodovar’ın ilk filminde de yer alan Carmen Maura var.

1993 - Kika

Kika isimli makyaj sanatçısı bir kadının, hemen hepsi çılgın ve sıra dışı karakterlere sahip insanlardan oluşan yakınlarıyla olan ilişkisini anlatan Kika, Pedro Almodovar’ın yine nevrotik karakterleriyle meşhur olmuş filmi… Filmde Kika karakterini, Veronica Forque canlandırıyor.

2006 - Dönüş

Pedro Almodovar’ın fetiş oyuncuları Penelope Cruz ve Carmen Maura’yı birlikte izlediğimiz Volver, kadın dünyasını ve onların içinde bulundukları koşullarda verdikleri tepkileri samimi bir dille anlatıyor. Goya’dan ve Cannes’dan ödülle dönen, aynı zamanda Oscar adayı olan film, Penelope Cruz’un muhteşem oyunculuğuyla hafızalara kazınıyor.

1984 - Bunu Hak Etmek İçin Ne Yaptım? 

Pedro Alomodovar isminin, ülke sınırları dışına çıkmasını sağlayan filmlerinden ilki olan ¿Qué he hecho yo para merecer esto?, pek çok festivalden de ödüllerle dönen bir film. Sürreal öğeler barındıran yapım, evlere temizliğe giden Gloria ve etrafındaki insanların absürt hikâyesini anlatıyor.

2009 - Kırık Kucaklaşmalar

Başrolünde yine Penelope Cruz’u gördüğümüz Los Abrazoz Rotos, görme engelli bir yazar ve âşık olduğu evli bir kadın üzerinden akıl almaz bir hikâye anlatıyor. 14 yıllık bir zaman diliminde geriye dönüşlerle öyküsünü kurgulayan film, Almodovar’ın önemli adaylıklarına rağmen ödülle geri dönemeyen filmi…

1988 -  Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar  

Almodovar’a uluslararası arenada şöhret kazandıran, 5 dalda Goya ödülü ve Altın Küre ile Oscar adaylığı bulunan Mujeres al Borde de un Ataque de Nervios, yönetmenin en bilinen filmlerinin başında geliyor. Bir sosyo-politik taşlama olan ve Pepa Marcos isimli bir kadının, sevgilisi Ivan tarafından terk edildikten sonra yalnız kalmaya çalıştığı bir anda başına gelenleri ve yavaş yavaş sinir krizinin eşiğine yaklaşmasını eğlenceli bir dille anlatıyor.

1991 - Yüksek Topuklar 

Bir anne ve kızı arasında geçen hikâyesini esrarengiz bir cinayetle de süsleyen Tacones Lejanos, Almodovar’ın klasikleşen filmlerinden… Annesinin, eski sevgililerinden biriyle evlendiğini öğrenen Rebeca’nın başına gelen trajikomik olaylar ele alan filmde, Victoria Abril ve Marisa Paredes ikilisi başrolde…   1995 - Sırrımın Çiçeği 
Başrolünde Almodovar’ın filmlerinde sıklıkla yer verdiği Marisa Paredes’in yer aldığı ve Leo Macias isimli duygusal romanlar yazan parlak bir yazarın, aslında Amanda Gris adlı mutsuz bir kadın olması ve hayatına renk vermeye çalışmasını konu edinen La Flor De Mi Secreto, kadınlar ve sırları üzerine etkileyici bir öykü…   2011 - İçinde Yaşadığım Deri 
Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet’nin aynı adlı romanından uyarlanan ve Almodovar’ın Antonio Banderas’la yıllar sonra bir araya geldiği filmi La Piel Que Habito, kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan saplantılı bir plastik cerrahın, gerilim dolu hikâyesini ele alıyor.