40 yılı parkurlarda geçmiş.  Ömrünü motor sporlarına adamış Serdar Bey. Önce kendi gibi motor sporlarına tutkun bir kadınla evlenmiş sonra Murat katılmış bu tabloya. Motor sporlarını hobi olarak görmeyecek kadar ciddiye alıyor. Onun için ralli yaşamın ta kendisi. Bu tutkuyu oğlu Murat aracılığıyla bir kuşak öteye taşıdığı için de çok mutlu. Ralli dünyasına 10 yaşında kısa pantolonlu bir çocukken izleyici olarak katılmış. 1975’te ehliyetini alır almaz ilk olarak 29 Ekim 1975’teki Cumhuriyet Rallisi’ne katılmış. O günden bu yana parkurlarda geçen dolu dolu 40 yılın ardından bugün Türkiye’nin en başarılır takımlarından biri olan Castrol Ford Team’in başında ve takımıyla beraber çok önemli başarılara imza atıyor. 

BİR EVE İKİ YARIŞÇI FAZLA

Eşi Yeşim Hanım’la da parkurlarda tanışmış Serdar Bey. Eşini tabii ki çok sevmiş ama Yeşim Hanım’ın motor sporlarının içinde olması onunla uzun yol arkadaşlığını daha keyifli hale getirmiş. 1986 yılında başlayan evlilikleri motor sporlarına olan tutkularıyla bugüne gelmiş. Yeşim Hanım da yarışçı aslında. 1978’de ilk yarışına katılmış. İlk fabrika kadın takımı olarak Sevim Sipahi ile yarışmış, kupalar kazanmış ama Serdar Bey’le ilişkisi kök salınca parkurlarda olmasının doğru olmayacağına karar vermiş. 1991 yılında Serdar Bey’le bir jübile yarışı yapmış en son. Motor sporlarından hiç kopmamış ama… Federasyonda çalışmış, kadınlar komitesinde görev almış, İstanbul Otomobil Sporları Kulübü’nün genel sekreterliğini yapmış. Castrol Ford Team Türkiye’nin takım anneliğini yapıyor şimdi. Takımın en önemli motivasyon kaynaklarından biri. Bunu Serdar Bey de vurguluyor. “Yeşim Hanım’ın bize katkısı kolay kolay tarif edilemez. Sağ olsun, kendisi bu ekibin tamamını koordine ediyor, uçak biletlerimizden yarış alanındaki yemeklere kadar her şeyle ilgileniyor, hatta bavulların hazırlanmasını bile bizzat kendisi idare ediyor” diyor.

ARMUT DİBİNE DÜŞTÜ

Bu yoğunluk içinde, aslında iki yarış dönemi arasında 1988 yılında Murat doğmuş. Armut dibine düşmüş ve motor sporlarının adeta içine doğan Murat Bostancı da ralli sporuna adamış kendini. Başlangıçta Serdar Bey oğlunun bu işlere bulaşmasını hiç istememiş. Yeşim hanımın ise hiçbir çekincesi olmamış. “Çoğunlukla anneler istemez diye düşünülür ama önce kocasını, sonra da çocuğunu bekleyecek olmam benim için hiç sorun olmadı.” Daha ilk yarışında ne kadar yetenekli olduğu ortaya çıkınca yola devam etmiş Murat.  Kendisini kanıtlayana kadar da takım formasıyla ve takım bütçesiyle değil kendi başına yarışmış. Çok çalışıp hak ettiği noktaya gelmiş. Serdar Bostancı’ya göre Murat’ın en büyük başarısı da bu. “Kendimi bildim bileli içindeyim. Bebeklikten çocukluğa geçiş dönemimden ilk anım babamın yeşil Ford Sierra Cosworth otomobili ve çamurlu virajı dönüşü. Gidebildiğim yarışları yerinde izledim, gidemediklerimi VHS kasetlerden ya da televizyon programlarından izledim. Evde oyun oynamak yerine yarış izliyordum. İlk yarışım da 2005’te ralli krosa katılmamla oldu.” Avrupa Ralli Kupası’nı Türkiye’ye getiren takımın şampiyon yarışçısı Murat, verdiği karardan son derece memnun.