7 bölgenin insanı da bizi dinliyor

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

Şarkıları dilden dile dolaşan Karadenizli müzik grubu İmera’yla buluştuk. Yeni albümlerini konuştuğumuz grubun üyelerine İmera’nın ne anlama geldiğini de sorduk, grupta anlaşmazlık çıkıp çıkmadığını da…  

Hepiniz Karadenizli misiniz?

Ekibimiz sahnede sekiz ve sahne dışı üç kişiyle birlikte toplam 11 kişiden oluşuyor. Aramızda Karadenizli olmayan arkadaşlarımız da var. Biri Osmaniyeli diğeri Amasyalı ama biz  ikisini de biz fahri Karadenizli olarak ilan ettik. 

Karadeniz insanını tarif etmenizi istesem neler söylersiniz?

Kısaca biz diyebiliriz aslında. Çünkü biz de Karadeniz’de doğduk büyüdük, kimliğimizi orada kazandık. Oralardan ayrılışımız çok uzun zaman olmadı. Zaten çok da ayrılmış sayılmayız fırsat buldukça Karadeniz’e kaçıyoruz çünkü. Aslında Karadeniz insanını tanımlamak basittir. İnsani duygularının tamamını görebiliyoruz bölge insanında, sevecen, misafirperver, asabi, çalışkan, merhametli, inatçı… Tek fark tüm duyguları uç noktalarda yaşayan bir toplum olması. Biz de pek orta karar yoktur (Gülüyor). Ne yaşarsak tam yaşarız. Çok severiz ya da hiç sevmeyiz. Çok çalışırız ya da hiç çalışmayız. Çok kızarız ama çok da güleriz gibi sıralayabiliriz epeyce.

İMERA’NIN HİKÂYESİ…

İmera gün anlamına geliyormuş. Neden bu ismi tercih ettiniz,  bir hikâyesi var mı?

Grubu kurma kararı aldığımız bir dönemde repertuar oluşturma çalışmalarımız da devam ediyordu. Repertuarımızın başında, yerel halk tarafından kullanılan Rumca ile Osmanlıcadan türetilmiş Gün Işığım anlamına gelen İmera Fera isimli eserimiz vardı. Grubumuzun ismini bu eserimizden esinlenerek koyduk. Karadeniz coğrafyasına miras kalan ve halen yöremizin bazı kırsal alanlarında yerel halk tarafından kullanılan etnik dillerden Rumcada “Gün”, “Aydınlık Gün” anlamına gelen İmera’yı seçtik. Yaptığımız müziğin ve eserlerin Karadeniz müziğine yeni bir gün gibi doğmasını temenni ederek bu ismi seçtik. Zihinde kalıcı olması ve duyumsal olarak kulağa hoş gelmesi de tercihimizi etkileyen bir sebep oldu. Ayrıca yöremizdeki yerel kültüre verdiğimiz değeri yansıtmak için güzel bir araç olduğunu düşünüyoruz.

Grupta anlaşmazlıklar çıkıyor mu?

Çıkıyor tabii çıkmaz olur mu, bu kadar kalabalık bir ekibin içinde çıkmaması normal olmaz zaten. Ama grup içindeki anlaşmazlıkları yine kendi içimizde anlık çözebiliyoruz, hepimiz eski dost olduğumuz için çok zaman almıyor. Kolektif bir çalışma yaptığımız için herkesin görüşüne, fikrine yer veriyoruz. Bazen tartışıyoruz, birbirimize kızıyoruz ama bu tartışmalar o toplantıda çözüme kavuşur ve orada kalır. Birbirimize bazen kızsak da hepimiz birbirimizi biliyoruz. Sonuçta  İmera için daha iyi şeyler yapabilmek adına bir şeyler söylüyoruz. Bu yüzden klişe bir söz söyleyelim madem, bu tartışmalar bu işin tuzu biberi.

Sizi en çok Karadenizliler mi seviyor?

Şimdi böyle bir kıyaslama yapmamız olanaksız. O bölge seviyor, bu bölge sevmiyor demek doğru olmaz. Ama ilginçtir Karadeniz bölgesinden çok Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da konser vermişizdir. Doğu bölgesinden Karadeniz müziğine inanılmaz bir ilgi var. Bu bizi hafiften şaşırtsa da fazlasıyla mutlu ediyor. Biliyoruz bizi ülkemizin 7 bölgesinden de dinliyorlar, destek veriyorlar, seviyorlar. Biz bizi dinleyenlere “siz varsanız İmera var! İyi ki varsınız” diyoruz her zaman. Bu nedenle az seviyor ya da çok seviyor ayrımı yapmak çok doğru olmasa gerek.

Yeni albümünüzün hikâyesini  sizden dinleyelim mi?

Yeni albümümüz DİO, İlk albümümüz Ena’dan sonra 3 yıllık bir çalışmanın ürünü. Yörede kullanılan etnik dillerden Rumcada iki anlamına geliyor. Albümde 15 eser var. İlk albüme göre hareketli eserlere biraz daha ağırlık verdik. 15 eserin yarısı anonim eserden diğer yarısı ise kendi bestelerimizden oluşuyor. Dinleyicimize kaliteli işler sunabilmek adına ince eleyip sık dokuyarak albümdeki eserleri belirledik. Bu da bizim için 3 yıllık bir yolculuğa mal oldu. Güzel bir albüm oldu. Eserlerimizi YouTube’taki yorumlardan doğru yolda ve doğru işlerle ilerlediğimizi görüyoruz. Sizin aracılığınızla albümümüzü alan ve bizlere doğru yolda olduğumuzu gösteren herkese çok teşekkür ederiz. İsteyenler sosyal medya aracılığıyla olumlu olumsuz eleştirilerini iletebilirler.

KARADENİZ MÜZİĞİNE “GIY GIY” DENİRDİ

“Karadeniz müziğini basitleştirip, itibarsızlaştırdılar” diye bir açıklamanız var. Siz Karadeniz müziğini nasıl tarif ediyorsunuz?

Son birkaç yıla kadar yapılan kalitesiz işler nedeniyle Karadeniz müziğine karşı bir ön yargı oluşmuştu. Bu nedenle böyle bir açıklama yaptık. Yapmacık şive, yöreyi analiz etmeden yapılan kalitesiz işler ve üretmeden hazırda bulunan birkaç eseri farklı farklı tarzlarda okuyup insanlara sunmak bu ön yargıların en büyük sebebi. Fakat son dönemlerde bizimle birlikte bazı sanatçı dostlarımızın yaptıkları işlerle bu ön yargıları kırmayı başardık ve Karadeniz müziğini yöreden çıkarıp ulusal anlamda dinlenilebilir hale getirdik. Genelde Karadeniz müziğine “gıy gıy” yakıştırması yapılırdı. İlk zamanlar biz de biraz bu ön yargılara maruz kaldık fakat bizi dinleyenler ön yargılarından vazgeçti. Bizim için Karadeniz müziği, yörenin duygularından beslenip üretebilmektir. Eski anonim eserleri kullanırken otantik yapılarını bozmadan yeniden yorumlamaktır.