2000’lerin en iyi korku filmleri

BAŞAK BIÇAK

basakbicak@gmail.com

Bu hafta gösterime giren Insidious serisinin son halkası Insidious: The Last Key’den (Ruhlar Bölgesi: Son Anahtar) hareketle, 2000’li yıllara damgasını vurmuş en iyi korku filmlerini hatırlayalım…

The Others (2001)

Tez (1996) filmiyle ünlenen Alejandro Amenabar’ın Hollywood için çektiği ilk film olan The Others, hayalet öykülerinde devrim yaptı. Şoke edici sürprizini son sekansa kadar açık etmemeyi başaran film, Nicole Kidman’ın performansıyla da unutulmaz bir korku filmi haline dönüştü.

The Ring (2002)

Hollywood, başarısız remakeler konusunda uzmandır. Ancak 2002 yılında karşımıza çıkan The Ring, orijinal filmi dahi aşan ve ilk sekansından finale kadar seyirciyi giderek yükselen bir dehşet dalgası içinde bırakan, belki de 2000’lerin en ürkütücü filmi…

28 Days Later (2002)

Korku türüne meraklı olup da, zombi filmi izlememiş hiç kimse yoktur. Ama bu düşük bütçeli film, zombiler hakkında bildiğimiz her şeyi ters yüz ederek, günümüz zombi filmlerinin şablonunu çıkardı. Romero’nun yıllar önce yaptığını, Danny Boyle reformist bir sinemacılık anlayışıyla günümüze taşıdı ve bu sayede zombiler hala aramızda…

Saw (2004)

Tek mekân filmlerinden sıkılan seyirciyi dahi gözünü perdeden ayırmayacak kadar dehşet içinde bırakan Saw (Testere), 2000’li yılların sürpriz sonlu filmleri arasında da zirveye oynuyor. Bu film de, düşük bütçenin sıkıntılarını hissettirmeden hem bir şiddet ritüeli yaşatıyor, hem de katil kim oyununa dönüşüyor.

The Host (2006)

Canavar filmlerinin modasının geçtiğini düşündüğümüz zamanlarda karşımıza çıkan bu film, pek çok türün melezi sayılabilir. Ancak The Host, 2000’li yıllarda başka hiçbir korku filminin yapamadığını yapıyor ve müthiş bir dramatik yapı kuruyor. Aynı zamanda Uzak Doğu sinemasının da özel efektleri kullanmayı öğrendiğini işaretleyen yapımdır. 

El Orfanato (2007)

El Orfanato (Yetimhane), kolaylıkla en “acıklı” korku filmi olarak adlandırılabilir. Üstelik bunu oldukça sakin, sırtını büyük efektlere dayamadan ve bir korku filminin gerçekten ihtiyacı olan mekân ve atmosferi sonuna kadar hissettirerek yapıyor. 

REC (2007)

REC, tek gecede ve tek mekânda geçen iki türü harmanlayan ve 2000’lerin modası buluntu film (found footage) tekniğini ustaca kullanan bir film. Tıpkı Saw gibi o da bir seriye dönüştü.

Let The Right One In (2008)

İsveç sinemasından bir korku filmi aklınıza gelecekse bu Let The Right One In olur. Film o kadar başarılı oldu ki, peşinden gelen Amerikan uyarlaması da kıymetlendi. Kuzey Avrupa sinemasının polisiye türünü, korku janrına ne kadar başarılı bir şekilde yedirebildiğinin de ispatıdır… 

Paranormal Activity (2009) 

Listemizde düşük bütçeli film var ama neredeyse bedavaya çekilen ve buna rağmen gösterildiği ilk festivalde olaylar yaratarak, 2000’lerin en sansasyonel korku filmine ve sonrasında seriye dönüşen Paranormal Activity, hala taklit edilen gerçekten “korkunç” bir film. 

The Wailing (2016)

Hiçbir korku filmi böyle sakin ve tekinsiz başlayıp, giderek yükselen dehşet senfonisine dönüşememiştir. Uzun süresine rağmen defalarca seyredilebilen filmin gösterildiği andan itibaren bir klasik haline gelmesi şaşırtıcı olmadı. Uzakdoğu folklorunu türe bu kadar iyi adapte eden ve Asya korku sinemasını kuyudan çıkan uzun saçlı kız klişesinden kurtaran yapım oldu…  

Bonus: It (2017)

Listeye giremeyen fakat görülmesi gerekenler: Orphan (2009), The Mist (2007), The Descent (2005), The Devils Backbone (2001), Haute Tension (2003), Martyrs (2008), Shutter (2004), Train to Busan (2016).