Engin Hepileri ve Nergis Öztürk’ü yeniden sahnede buluşturan ‘Akciğer’, çocuk sahibi olmak üzerinden ilişkilerini ve hayatı sorgulayan bir kadın ve bir erkeği odağına alıyor. Hafif nevrotik kadında Öztürk, makul ve anlayışlı sevgili rolünde Hepileri muhteşem iş çıkarıyor, uyumlu sahne birlikteliklerini taçlandırıyorlar.
Her canlının en büyük korkusu olan ölüm, çoğalarak kendisine karşı koyma güdüsünü de beraberinde getiriyor gibi. Doğduğumuz anda ne zaman sona ereceği belirsiz bir akışın içinde buluyoruz kendimizi. Akıp giden zamanın içinde tutunduğumuz ‘biri’ olması ise galiba en büyük tesellimiz. Birinin birkaç kişiye evrilmesi ise neredeyse herkesin isteği. tiyatro.iN’in yeni oyunu Akciğer’deki aşık çiftimiz de artık ‘bebek sahibi olma’ hakkında konuşabilecek olgunluktaki ilişkilerinden hareketle çoğalmaktan bahsediyorlar. Bebek kararını vermek sarsıntılı, süreç ise epey yıpratıcı. Peki, acaba onlara neler olacak? İzlemeye koyuluyoruz.
OYUN SU GİBİ AKIYOR
Engin Hepileri ve Nergis Öztürk’ün ‘Ve Veya Yada’ ile başlayan ve ‘Oda ve Adam’ ile perçinlenen sahne birliktelikleri Akciğer ile başka bir boyuta geçmiş. Dekorsuz 20 metrekarenin içinde geçen bir çift hikâyesi izlediğimiz. Üstelik epey uzun bir sürece yayılan bir hikâye. Sahneler arası zaman ve mekân geçişlerini/atlamalarını kotarmak zor gibi gözükse de iki usta oyuncunun ve oyunun rejisini üstlenen Mehmet Birkiye’nin mahareti tam da bu noktada devreye giriyor ve oyun su gibi akıp gidiyor. Sade ama vurucu bir üslupla ilerleyen Akciğer, daha çok oyunculukların üzerine kurulu bir oyun gibi gözükse de metnin gücünü de her daim hissettiriyor. İngiliz yazar Duncan MacMillan’ın kaleminden çıkan bu evrensel hikâye izleyenin zihninde iz bırakmayı başarıyor. En azından bana öyle oldu diyebilirim.
NEVROTİK AMA ASLA HAKSIZ DEĞİL
Oyun boyunca sorgulanan, 21’inci yüzyılda soğuk savaşın ortasında kalmış insanoğlunun sorguladığı belki de en ortak mesele; “Bu dünyaya çocuk getirmek doğru mu?” Bu sorunun cevabı elbette öznel ama nesnel veriler dünyanın git gide yaşanmaz bir hal aldığını gösteriyor. İşte Nergis Öztürk’ün canlandırdığı kadın da tam da bu sorgulamanın içinde buluyor kendini. Biraz nevrotik ama asla haksız değil. Engin Hepileri’nin hayat verdiği makul adamsa hep bir “olur” peşinde. Belki de ilişkilerinin dinamik kıran ve bu çifti izlemeyi keyifli hale getiren tam da bu unsurlar.
ISRARLA TAKİP EDİN!
Akciğer, doktora yapan bir akademisyen ile bir müzisyenin yaşadıklarını sunuyor ancak yerine farklı meslekleri koysak da mesele hep aynı. Ve ne mutludur ki bu ortak meseleleri hatırlatan oyunlar var. Akciğer, bu sezon listenizde yer alması gereken oyunlardan. Israrla takip edin.