18 bin çocuk koruyucu aile bekliyor

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Bugün devlet yurtlarında kalan çocuk sayısı tam 18 bin… 18 bin çocuk her yeni güne cevapsız sorularla uyanıyor. Geçmişlerini, nereli olduklarını, kime benzediklerini, anne ve babalarının kim olduğunu bilmiyor çoğu. Evet devlet onlara çok güzel bakıyor, maddi ihtiyaçları büyük oranda karşılanıyor ama sevgiye, şefkate ve aile sıcaklığına hasretler. Bu yüzden en çok imrendikleri şey ne bir oyuncak ne de kıyafet… En çok bir aile sıcaklığına kabul edilen arkadaşlarına imreniyorlar. Bir gün bu mucizenin kendi başlarına da gelmesini bekleyerek yaşıyorlar. Bugün sizi kimsesiz iki çocuğa bu mucizeyi yaşatmış ikigerçek anneyle tanıştıracağım. Koruyucu aile olarak çocukların hayatına dokunmuş iki özel kadın; biri ünlü modacı Simay Bülbül Sarıpınar, diğeri İstanbul Koruyucu Aile Derneği Başkanı Filiz Süyür. Okuyun ve siz de kalbinizde kimsesiz çocuklar için bir yer açın…

Filiz Hanım önce sizin hikâyenizi dinleyelim. Ne zaman koruyucu aile olmaya karar verdiniz? 

Filiz Süyür: Koruyucu aile olmaya 2011 yılında eşim sayesinde karar verdik. Aslında biyolojik bir çocuğumuz vardı ama başka bir çocuğun yaşamına biraz olsun dokunmak ve daha büyük bir aile olmak istedik. 

Hem koruyucu hem de biyolojik anne olmak nasıl hissettiriyor? 

F.S: Bunun hissiyatı tarif edilemez. Oğlumuz 8 yaşındaydı ailemize katıldığında, biyolojik oğlum da 11... Tabii ki ilk dönemlerimiz biraz sıkıntılı geçti. Uyum süreçleri ve iki erkek arasındaki rekabeti atlatmak kolay olmadı… Biyolojik 

oğlumun 4 yaşında öğrendiği şeyleri, 8 yaşındaki oğlumuz bilmezken şu an yaşıtlarıyla arasında hiçbir fark kalmadı. Zor süreçlerimiz oldu ama atlattık. Aile içine gelen çocuk ilgi ve şefkat aldığı zaman inanılmaz bir gelişim kaydediyor.

“İlgi ve şefkat” dediniz. O ilgiyi verdikten sonra çocuğunuzda ne gibi değişimler gözlemlediniz? 

F.S: Aslında sevgi, ilgi zaten oluyor. Biz her şeyden önce bize güvenmesini sağladık. Çünkü bu çocukların örselenmişlikleri oluyor, dolayısıyla en önemli şey aileye güven duymaları. Hakikaten o güvendikçe her şey daha da güzelleşti. Şu an 13 yaşında ve son derece öz güvenli bir çocuk. Çok güzel basketbol oynuyor, akademik olarak da başarısı çok yükseldi ve bir sürü zorluğu, biz ne kadar destek olsak da kendisi aştı… İyi ve sağlam bir ilişkimiz var, yolumuza devam ediyoruz ve gayet mutluyuz.

SANKİ BEN DOĞURDUM

Simay Hanım sizin süreç nasıldı? 

Simay Bülbül Sarıpınar: Oğlumuzla birinci yılımızı kutladık. Şu an 4 yaşında. Bir tane de biyolojik oğlum var, o henüz 3 aylık. Benim hikâyem, 3 yıl önce başladı. 2 buçuk yıl boyunca yaklaşık 6 erkek çocuğuna gönüllü annelik yaptım. Koruyucu annelikle o dönemlerde tanıştım. Baktığım 6 oğlandan biri koruyucu aileye gidince bir an “Neden olmasın” dedim. Eşimle birlikte, o süreçlere araştırıp başvuruda bulunduk. 1 sene sonra oğlumuz evimize geldi.

Geldikten sonra nasıl bir hayatınız oldu?

S.B.S: Şunu hiç unutmuyorum; oğlumuzu alıp eve götürürken, yol boyunca arabada “Anne ben artık evimde uyuyacağım değil mi?” diye birçok kez sordu. Bizimkinin yaşı zaten küçüktü, bilinç olarak hala durumun çok farkında değil ama aslında her şeyi biliyor ve hissediyorlar. O günden sonra bir daha geçmişi hatırlamadı, sanki hiç yokmuş gibi… Bir sene de, bu kadar büyük bir değişime uğrayabileceğini tahmin edemizdim. Bambaşka bir çocuk oldu. Hep söylediği bir şey var; “Biz ne kadar güzel bir aileyiz, değil mi anne…” Bir anda hayatımızın bir parçası oldu, biz de onun tabii. Sanki ben doğurmuşum gibi... 

Biyolojik ailesiyle görüşüyor mu?

S.B.S: Görüş günleri oluyor, kendi ailesiyle görüşüyor ve bunu biliyor. Büyürken kardeşlerinden kopmadan büyüsün istiyorum. Şu an küçük olduğu için farkında değil, “Abilerle oynadım” diyor ama gün gelecek bu süreç, bu algı değişecek ve sorgulamalar başlayacak. Bunun da zorlukları, güzellikleri olacak. Bu yol hikâyesi de böyle bir şey zaten…

Biyolojik aileyle görüştürme zorunluluğunuz var mı?

F.S: Eğer biyolojik ailesi varsa ve görüşmek istiyorsa, koruyucu aile görüştürmek zorunda. Tabii bakanlıkta biyolojik aileyle görüşmeyi onaylıyorsa… 

Çocuğun psikolojisini etkilemiyor mu bu durum?

S.B.S: Tabii ki etkileniyor ama bu iki tarafında hakkı. O dengeyi sağlıyoruz. Sonuçta biyolojik ailesiyle bir bağı var ve o bağı yürütmek zorunda.

Peki, koruyucu aileyle çocuğun biyolojik ailesi görüşüyor mu?

S.B.S: Hayır, asla bir araya denk gelmiyoruz. Kurum bizi arıyor “Görüş talebi var” diyor, görüş tarihi belirleniyor ve biz çocuğumuzu alıp kuruma gidiyoruz. Biz başka bir kata geçiyoruz, biyolojik aile başka bir katta oluyor. Çocuğu oyun odasına götürüyorlar ve orada uzmanlar eşliğinde görüşüyorlar, baş başa değil. 

25-65 YAŞ ARASI HERKES BAŞVURU YAPABİLİR

Koruyucu aileyle, evlat edinme arasındaki fark ne?

F.S: Evlat edinirken çocuğun velayetini alıyorsunuz. Dolayısıyla yasal mirasçınız oluyor. Koruyucu ailede çocuğun velayetini alamazsınız çünkü biyolojik ailesi var. Çocuk kendi soyadıyla koruyucu aileye geliyor. 

Koruyucu aile olmanın kriterleri nedir?

F.S: 25-65 yaş arasındaki herkes başvuru yapabilir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmalı ve Türkiye’de ikamet etmeli. Net bir geliri ve en az ilköğretim mezunu olmalı. Evlilik şartı da yok. Dolayısıyla bu şartlara sahip herkes başvuru yapabilir. 

Çocuk seçme hakkı oluyor mu? 

F.S: Cinsiyet ve yaş aralığı seçme hakkınız var. 

ÇOCUKLARIN HAKLARINI KORUYORUZ

Filiz Hanım, İstanbul Koruyucu Aile Derneği 5 Yaşında. Dernekte ne gibi faaliyetler veriyorsunuz?

- Devlet koruması altındaki çocukların bir aile içinde büyüme hakkını koruyoruz.

- Çocukların yüksek yararını göz önünde tutarak yaşam kalitelerini artırıyoruz. 

- Bilinçli koruyucu ailelikleilgili toplumsal farkındalık yaratıyoruz.  

- Nitelikli koruyucu ailelik hizmet modelinin tanıtımı ve yaygınlaştırılmasını sağlamak; koruyucu aileler arasında 

koordinasyon oluşturuyoruz.  

- Var olan koruyucu ailelerin bir araya gelmesini sağlıyoruz.  

- Koruyucu aile yanındaki çocuklar ve koruyucu ailelerin psikolojik ve eğitimsel ihtiyaçlarının karşılanmasına destek oluyoruz.  

- Bu alanda çalışan diğer Sivil Toplum Kuruluşları, üniversiteler ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile hizmet modelini geliştirici çalışmalar yapıyoruz. 

BİNLERCE ÇOCUK AİLE BEKLİYOR

Şu anda devlet bakımında kaç çocuk var?

F.S: Türkiye’de 2016 yılı itibariyle; 18 bin civarında çocuk, çocuk yuvalarında ve yetiştirme yurtlarında devlet bakımında. Şu an 5 bin 139 çocuk ise koruyucu aileler yanında yaşıyor.  İstanbul’da 382 aile yanında 413 çocuk var.

Yuvadaki çocukların nasıl hayatları var?

S.B.S: Öncelikle orada “Bakım” dediğimiz şeyler sonsuz zenginlik içinde. Yemeğinden oyuncaklarına, yataklarından kıyafetlerine kadar her şey… Baktığınızda yaşamları güzel ama her ne olursa olsun onlar yuvada yaşıyor. Günlük rutinde bizim için önemli olmayan her şey, onlar için çok önemli. Bakkala, berbere gidemiyorlar çünkü koruma altındalar. Ne kadar iyi bakılsalar da hiçbir şey çocuğun birebir anne-baba sevgisiyle kıyaslanamaz. 

Çocukların beklentileri nedir? 

S.B.S: Gönüllü annelik yaparken, annelik yaptığım çocuklardan birinin koruyucu aileye verildiğini öğrendim. O gün aile geldi. Bir yandan ağlıyorum çocuğu bir daha göremeyeceğim için, tabii bir yandan da mutluyum ailesi olacağı için. O 3 yaşındaki çocuk döndü ve koruyucu ailesine; “Nerede kaldınız, sizi bekliyorum ne zamandır” dedi. O an tüylerim diken diken oldu. O kadar tatlı bir hesap soruştu ki. İşte onun gibi binlerce çocuk aile bekliyor...

YARINIMIZIN GARANTİSİ YOK

Biyolojik aile, çocuğunu geri almak isterse? 

S.B.S: Birçok ailenin korktuğu şey bu. “Ya gün gelir aile, çocuğumuzu almak isterse…” Herkes yaşıyor bu korkuyu ama yarınımızın da garantisi yok ki. Ayrıca sistem şu an çok farklı. “Biz çocuğumuzu istiyoruz, alacağız” diyen aileye devlet o çocuğu vermiyor. O ailenin maddi manevi çocuğa bakabileceğini ispatlaması lazım. Çok ciddi bir incelemeye tabi tutuyorlar. 

Çocuğunu geri isteyecek aile neden bıraksın?

S.B.S: Farklı hikâyeler oluyor. O hikâyelerden devletin çocuğu geri alması yüzde 3’lük bir rakam. Keşke aileler bakabilecek düzeye gelse ve kimse çocuğunu bırakmasa…

Filiz: Sadece ekonomik bir problemi varsa ve aile sırf bu yüzden çocuğuna bırakmak istiyorsa, o ailelere ekonomik destekle çocuklarından kopmamaları sağlanıyor. 80 bin çocuk maddi destekle biyolojik ailelerinin yanında bakılıyor. 

Peki, koruyucu aile çocuğu alıp 2 ay sonra bırakmak isterse? 

F.S: Azda olsa maalesef oluyor. O yüzden çok iyi hazırlanmak ve acele etmemek lazım. Bu çocuklar zaten bir travma yaşamış oluyor, ikincisi tekrarlanmamalı. Çünkü kurulmaya başlayan özgüvenlerini, terk eden aile tekrar yıkıyor. Bu sefer toparlanması bazen çok zor, bazen hiç mümkün olmuyor.