1978 yılında otomobillerle yaratılan 80 metre uzunluğundaki ve 18 metre yüksekliğindeki Pirelli logosu, bu yıl Monza’da 12 prestij otomobil üreticisinin toplamda 22.000 beygir gücüne sahip 41 otomobilin buluşması ve 150’yi aşkın kişinin katılımı ile yeniden oluşturuldu. Logoyu meydana getiren modern otomobiller, 40 yıl önce olduğu gibi farklı modeller, versiyonlar, motorlar, otomobil tasarımları ve stillerle yine son derece çeşitlilik gösterirken aynı lastiklerle donatıldı.
Pirelli logosunun 1978 yılındaki ikonik temsilinde standart yol otomobilleri kullanılırken yeni canlandırmada Blancpain GT Series’de yarışan GT3 otomobiller rol aldı. Blancpain GT Series sadece Pirelli lastikleri ile donatılmış standart yol otomobili temelli yarış araçlarına adanmış dünyanın ilk şampiyonası.
Toplam 41 otomobil, pistte geçen yoğun bir günün ardından güneş batmaya başladığında Monza’da Pirelli logosunu oluşturdu. Otomobiller, normalde 280 km/saat hıza ulaştıkları ana düzlükte fotoğraf çekimi için bir araya geldi. Bu kez otomobiller birer birer yerlerini alırken asfaltın üzerindeki tek ses P Zero lastiklerden geliyordu.
Orijinal 1978 konseptinde amaç, farklı üreticilerin çeşitli standart yol otomobillerini dahil ederek hepsinin tek ortak noktasının Pirelli lastikler olduğunu vurgulamaktı. Fotoğraf çekimlerini Adrian Hamilton yaparken İtalyan yönetmen Giulio Cingoli’nin yapımcılığında “Tyres with a capital P” (Büyük P harfli lastikler) sloganlı bir televizyon reklamı da çekildi. Bu, aynı zamanda bir ‘making of’ (yapılış) versiyonu doğuran ilk televizyon reklamı oldu.
Kırk yıl ileri sarıp 2018’e geldiğimizde Indianapolis’ten sonra dünyanın hala düzenli olarak kullanılan en eski pisti olan efsanevi Monza’dayız yine. Şampiyona organizatörü SRO ile işbirliği sayesinde bir kez daha dev bir Pirelli logosu otomobillerle asfalt üzerinde oluşturuldu.
Ama 1978 yılının standart yol otomobilleri yerine bu kez Blancpain şampiyonasında yarışan en gelişmiş GT3 otomobiller kullanıldı. Diğer tüm motor sporlarından daha fazla üreticinin temsil edildiği bu seride Aston Martin, Audi, Bentley, BMW, Ferrari, Lamborghini, Lexus, McLaren, Mercedes-AMG, Nissan, Porsche ve Jaguar otomobilleri yarışıyor. Bu otomobil üreticilerinin her biri ana düzlükte oluşturulan Pirelli logosunda yer alırken aynı zamanda Pirelli’nin pazar lideri olduğu prestij dünyasının bir parçasını da temsil ediyor. Bu otomobil üreticilerinin pek çoğu, her otomobilin kendi dinamiklerini geliştirmek ve güvenliği maksimize etmek için sadece özel homologasyona sahip Pirelli lastikleri kullanıyor.
P Zero, Ferrari F40’ın özel Pirelli lastikleriyle lanse edildiği 1987 yılında ilk kez görüldüğünden bu yana Pirelli’nin ‘mükemmel uyum’ stratejisinin ideal ifadesi olmaya devam ediyor. P Zero ile motor sporları arasındaki bağlantılar en başından beri açıkça görülüyor. Bu ismi taşıyan ilk Pirelli lastiği aslında Lancia Delta S4 otomobilin ralli versiyonunda kullanılmıştı.
Şimdilerde P Zero markası çeşitli spesifikasyonlarıyla spor sedanlarda, yollarda kullanılan GT3 otomobillerde ve elbette hiper otomobillerde ve Formula 1’de görülüyor. Uzun bir başarı öyküsü, ününe yaraşır bir şekilde ‘hızın mabedi’ Monza’da kutlanıyor. Kırk yıl daha devam edecek bir öykü bu.