1
(Çağatay Uğur / aksam.com.tr)
Hayatımızın büyük çoğunluğu bir yerden bir yere ulaşmakla geçiyor. Bu süreçte yaşanan olumsuzluklar, hayatımızı elimizden alabiliyor ya da o andan sonraki hayatımızın değişmesine neden oluyor. Kaza trafikte her an başıma gelebilir. Fakat birçoğumuz bunun neler götüreceğinin ya da hayatımızda ne gibi değişiklikler olacağının farkında değil. Kullandığı otomobili tanımayan insanlar, kiralık araç çarparsam da bir şey olmaz diye düşünenler ya da şirket aracı zaten ne olacak diyenler, kendi hayatları dışında başkalarının da hayatlarını riske atıyorlar. İşte bu gibi durumlarda ölüm ya da yaralanmalar daha da artıyor. Bir de ben çok iyi şoförüm, 15-16 saat uyumadan araç kullanırım diyen bir takım insanlar var. Onlar da bu kaza risklerinin artmasına neden oluyor. Alkollü araç kullananlardan bahsetmiyorum bile. Birde günümüzde belki de bizim en büyük düşmanımız olan telefonlar var. Bir saniye bile gözümüzü onlardan ayıramıyoruz. Trafikte de durum aynı olunca kazalar ne yazık ki kaçınılmaz oluyor. Böyle durumlarda güvende kalmanın tek kuralı var. Güvenli otomobil almak. Ne kadar iyi araç kullanırsanız kullanın. Çevredeki etkenlerin birçoğu ne yazık ki tahmin edilemiyor. Güvenli otomobil kelimesi ise günümüzde biraz havada kalıyor aslında. Güvenli olmayan otomobilleri yollarda görmek neredeyse imkansız. Fakat bu güvenlik kriterlerinin belirlenmesini sağlayan bir marka var. Volvo. İskandinav marka, tarihi boyunca geliştirdiği güvenlik ekipmanları ile anılıyor.
Volvo’nun içinde hiç kimse ölmeyecek!
Günümüzde ise yeni mottosu herkesin dilinde. Volvo’nun hiçbir otomobilinde kimse ölmeyecek. Bu iddia artık gerçek fakat bir ek ile. Emniyet kemerini bağlayan kimse Volvo araçlar içerisinde ölmeyecek ve ya yaralanmayacak. Bizler de bu iddialı otomobillerin en küçüğü olan Volvo V40’ı test konuğumuz olarak misafir ettik. Volvo V40, 2016 yılında ufak bir makyaj operasyonu geçirdi. Bu değişim aslında önden bakıldığında çok fark ediliyordu. Mercekli Xenon’lara sahip olan ön farlar yerini Volvo’nun yeni tasarım yüzünün bir parçası olan Thor’un çekici isimli gündüz farlarına sahip olan LED farlara devretti. Bu farlar aracın da modern ve yeni görünmesini sağladı. Bu değişimin dışında Volvo V40’ın model isimlerinde de değişikliğe gitti. XC90’da gördüğümüz Momentum, Inscription ve R-Design Plus donanımları bu araca eklenmiş oldu. Test konuğumuz ise R-Design Plus donanıma sahipti. Bu donanımda gelen daha sportif tamponlar, 17 inç jantlar aracın daha dinamik görünmesini sağlıyor. Yumuşak ve sert çizgilerin harmanlandığı Volvo V40, hala modern görüntüsünü korumayı başarıyor. Arka tasarımda ise Volvo’lar ile özdeşleşen uzun stop lambalarını görüyoruz. Volvo karakteristiğini oluşturan bu stop lambaları bence aracın arkadan çok güzel görünmesini sağlıyor. İç mekanda ise R-Design donanımın eklentileri fazlasıyla dikkat çekiyor. Metal görünümlü konsol kaplaması aracın iç mekanında sportif bir esinti sunuyor. Metal gaz ve fren pedalı ise spor otomobillerde gördüğümüz bir ayrıntı. R-Design donanımda gelen direksiyon simidi ise Volvo’ların kalın etli diye tabir edilen direksiyonlarından. Delikli deri döşeme sayesinde elleri terletmeyen direksiyon simidi üzerindeki tuşlardan adaptif hız sabitleme, radyo, telefon cevaplama gibi işlemleri kolaylıkla yapabiliyorsunuz. Hala güzel görünen orta konsol ise biraz karmaşık. Çok fazla tuşa sahip olan orta konsol, gözünüzü yoldan ayırmanıza neden oluyor. Bu kadar güvenli bir otomobilde böyle bir şey riskli olabilir fakat korkmamak gerekli Volvo V40’da çarpışma engelleyici sistem standart olarak sunuluyor. Multimedya sistemini kontrol edebildiğiniz tuşların altında aracın güvenlik sistemlerini devreye almak ve çıkartmak için tuşlar bulunuyor fakat bu donanımları iptal etmenizi önermem. Nedeni ise kusursuz çalışmaları. Kör nokta uyarı sistemi kör noktada olan araçları mükemmel şekilde uyarırken adaptif hız sabitleme ve çarpışma uyarı sistemi trafikte gaz ve frenden ayaklarını çekip dinlenmenizi de sağlıyor. Bu araçta tek eleştirilecek nokta şerit takip sistemi olabilir. Fakat burada silik şeritlerinde büyük etkisi var. Testimizde 10 denemenin 5’inde şeridi kaçıran sistem, ona fazla güvenmemeniz gerektiğini size gösteriyor. Volvo’nun yıllardır değişmeyen koltuklarına değinmeden olmaz. R-Desigjn ile gelen ortası nubuk, yanları deri olan koltuklar inanılmaz konforlu yolculuklar yapmanızı sağlıyor. Benim gibi şişman birinin bile vücudunu rahatlıkla saran koltuklar virajlarda dışa savrulmanızı da önlüyor.
Beklenilenden daha iyi!
Sürüş dinamiklerinden bahsetmemiz gerekirse, Volvo V40, Volvo’nun eski sahibi olan Ford’un geliştirdiği bir otomobil. Ford Focus’un platformunda geliştirilen otomobil, beklenilenden daha iyi yol tutuyor. Zorlandığı zamanlarda önden kaymaya başlayan otomobil, ESP sistemi sayesinde tekrar çizgisine sokulabiliyor. R-Desing donanımı ile serte dönük gelen süspansiyonlar büyük jantlar ile birlikte fazla zıplamanıza neden olabiliyor. Ülkemizdeki tek motor seçeneği olan turbo benzinli motor ile satılan V40, 5000 d/d’da 152 beygir güç üreten 1.5 litrelik motora sahip. Gücünü 6 ileri şanzıman ile yere aktaran otomobil, şehir içinde bir dizel kadar verimli olamıyor. Fabrika verilerine göre karma tüketimde 5.5 litre tüketen otomobil, sert İstanbul trafiğinin de etkisiyle 8.2 litrelik ortalama tüketim değerine erişti. Bu tüketimin 1554 kg ağırlığa sahip bir otomobil için normal olduğunu da söylememiz gerekir. Fiyat seçeneklerinde ise Volvo V40, Momentum donanımında 134 bin TL fiyat etiketine sahipken, test aracımızda opsiyonlar hariç fiyatı 166.215 TL’ye yükseliyor. Otomobille ilgili düşüncelerime gelirsek, bence Volvo V40, eskimiş olmasına rağmen hala günümüz ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayan bir otomobil. Donanımı ve tasarımı hiç eskimeyecekmiş gibi duruyor. Dizeo otomatik kombinasyonunun sevildiği ülkemizde benzinli motor seçeneği ile satılması ise onun için bir dezavantaj fakat benzinli motorun sessizliği, tüketiminin beklenilenden daha düşük olması ve en güvenli araçlardan biri olması onun tercih listenizde üstlerde yer almasını sağlıyor.