Zekât kimlere verilir? Kardeşe zekât verilir mi? Kuruluşlara zekât verilir mi?

Zekât kimlere verilir? Fakir kardeşe zekât verilir mi? Sivil toplum kuruluşlarına zekât verilir mi? gibi soruların cevabı vatandaşlar tarafından merak ediliyor. İşte Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığına göre zekâtla ilgili merak edilen önemli detaylar…

Zekât kimlere verilmez merak ediliyor. Ramazanın gelmesiyle zekât ve fitre konusu araştırılmaktadır. Zekâtla ilgili birçok yanlış bilgi yer almaktadır. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığına göre zekâtla ilgili önemli detayları sizler için hazırladık. “Zekât kimlere verilir? Zekat kardeşe verilir mi? gibi sorulara arama motorlarında yanıt aranmaktadır. Zekât, İslam’ın beş şartından biridir. Zekât kelime olarak; temizlik, artmak, bereketli olmak, iyi ve düzgün olmak anlamına gelir. Asli ihtiyaçları dışında nisab miktarı mala sahip olan ve bu sayede zengin sayılan Müslümanların, zenginliğinin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra dini yükümlülüğü gereği zekât vermesi gerekir. Haberimizin devamında zekât hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsin…

ZEKÂTIN ŞARTLARI NELERDİR?

Zekatın belirli şartları vardır bu şartlara şöyle örnek verilebilir; Müslüman olmak, akıllı-Baliğ çağına girmek, özgür olmak, asli ihtiyaçlar dışında, Nisap miktarı (80 gr altın veya eşdeğeri) mala sahip olmak ve bu malın veya değerinin kişi üzerinde iken 1 yıl geçmesi, zekâtı verilecek malın kişinin mülkiyetinde olması (Alacak, rehin veya tahsil edilemeyen cinsten olmaması), zekât verecek kişi borçlu olmamalı, bir borçlu elindeki parayla önce borcunu ödemeli. Borçlu olana zekât farz değildir. İşte zekâtla ilgili detaylar…

ZEKÂT KİMLERE VERİLiR?

Zekâtın verileceği kimseler Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlardır (Tevbe, 9/60).

Fakir ve miskin, temel ihtiyaçları dışında herhangi bir maldan nisab miktarına sahip olmayan kimsedir. Ancak temel ihtiyaçları dışında, ister artıcı (nâmî) vasıfta olsun ister olmasın, herhangi bir maldan nisap miktarına sahip olan kimse fakir veya miskin kapsamında olmadığından ona zekât verilmez (İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 266).

Borçlu, kul hakkı olarak borcu olan ve borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayan kimsedir (İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 268). Yolda kalmış kimse, sürekli yaşadığı yerde malı bulunsa bile, çıktığı yolculukta parasız kalıp parasına ulaşma imkânı bulamayan, başka bir deyişle, parasızlıktan yolda kalmış ve memleketine dönemeyen kimsedir. Bu kimseye, malının bulunduğu yere dönmesine ve dönünceye kadarki ihtiyaçlarını gidermesine yetecek kadar zekât verilebilir (Kâsânî, Bedâî’, II, 43-46). Günümüzde yolcu olan kişi istediği zaman memleketindeki parayı banka kartı veya başka bir yöntemle alma imkânına sahipse ona zekât verilmez.

“Allah yolunda” anlamına gelen “fî sebîlillah” ifadesi ise, kendisini Allah yoluna ve İslam’a adamış hac yolcuları, askerler ve ilim için yola çıkan gerçek kişiler olarak yorumlanmıştır.

ZEKÂT KİMLERE VERİLMEZ?

Hanefilere göre aşağıda sayılanlara zekât ve fitre verilmez:

a) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,

b) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,

c) Eşine,

d) Müslüman olmayanlara,

e) Zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,

f) Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa.

FAKİR OLAN KARDEŞE ZEKÂT VERİLİR Mİ?

Fakir olan kardeşe zekât verilebilir. Kardeş çocuğu, amca, dayı, hala ve bunların çocukları da böyledir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 224; İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 275; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 172, 293). Hatta zekât verirken yoksul akrabalara öncelik verilmesi daha sevaptır. Çünkü bunda hem zekât borcunu ödeme, hem de sıla-i rahim vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Sadakasını hısımına veren için iki ecir vardır: Hısımlık ecri ve sadaka ecri.” (Buhârî, Zekât, 44; İbn Mâce, Zekât, 24) buyurarak bunu teşvik etmiştir.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA ZEKÂT VERİLİR Mİ?

Zekâtın verileceği yerler, Tevbe sûresinin 60. âyetinde belirlenmiştir. Buna göre zekât, ilke olarak fakirlerin ve ihtiyaç sahibi bireylerin hakkıdır. Bu itibarla, belirli şartları taşıyan müslümanların yükümlü oldukları zekât ve fıtır sadakasının, Kur’an-ı Kerim’de belirlenen yerler dışında herhangi bir yere verilmesi veya cami, köprü, yol, okul, su gibi hayır işlerine sarf edilmesi, Hanefîlerce caiz görülmemiştir. Bu esas gözetilmeksizin zekât niyeti ile yapılan ödemeler zekât yerine geçmez. Zekât, kendilerine zekât verilmesi caiz olan kimselere doğrudan teslim edilebileceği gibi, aracı vasıtası ile de ulaştırılabilir. Bu aracının birey olması ile kurum olması arasında fark yoktur. Buna göre hayır kurumu veya sivil toplum kuruluşu, toplayacağı zekâtları Kur’an’da belirlenen yerlere/fakir ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorsa aracı konumunda olan bu kuruluşlara zekât emanet edilebilir.

Zekâtı hak sahiplerine ulaştırmayıp, inşaat, aydınlatma, büro masrafları gibi genel hizmetleri içinde değerlendirecek olan kuruluşlara ise zekât verilmez.

Halka hizmet veren bu gibi kurumların varlıklarını sürdürmeleri için desteklenmeleri önemlidir. Ancak bu, zekât dışında gönüllü yardımlar yolu ile yapılmalıdır. Bunun yanında kamusal ve bireysel denetimler de ihmal edilmemelidir.