'Yesem kilo alıyorum, yemesem bağışıklığım düşer' düşüncesinden kurtulun

Evde kalma sürecinin uzadığı bugünlerde kilo alma korkusu birçok kişiyi diyet telaşına sokuyor. Panikle hareket edip bedeni aç bırakan diyetlerin bağışıklığı daha da zayıflattığını belirten uzmanlar, kilo aldırmayan besinler hakkında bilgi verdi.

IHA

Kilo almak, evde kalmak, bağışıklığı güçlendirmek ve diyet...  Koronavirüs sürecinde birçok kişiyi bu kelimeler psikolojik olarak rahatsız etmeye başladı. "Yesem kilo alıyorum, yemesem bağışıklığım düşer." diye yakınan ve kendini çaresiz hissedenler için uzmanlar, kilo aldırmayan besinleri anlattı.

İHA'da yer alan habere göre Diyet ve Beslenme Uzmanı Seda Uşarer, evde oturma sürecinin uzadığı, kişinin sevdiklerinden ayrı kaldığı bu günlerde serotonin düzeyini arttırmak için triptofandan yüksek, ıspanak, yumurta, süt, muz, badem gibi gıdaları tüketmenin kişinin kendisini daha mutlu hissettireceğini söyledi.

Koronavirüsün arttığı bu dönemde ideal kiloda olmak, her zamankinden çok daha önem taşıyor. Beden kitle indeksi, 25’in üzerinde olan, kilolu kişilerin bu hastalığı daha ağır geçirdiği belirtildi. 

Vücut yağ oranı arttıkça kişinin bağışıklık sisteminin zayıfladığını ve enfeksiyona açık hale geldiğini ifade eden Diyet ve Beslenme Uzmanı Seda Uşarer, bu dönemde ideal kiloyu korumanın ve kendini daha iyi hissetmenin yolunu anlattı.

Evde oturma sürecinin uzadığı bugünlerde, kilo almaktan endişe ederek, panikle hareket edip bedeni aç bırakan diyetlerle zayıflamaya kalkmanın bağışıklığı daha da zayıflattığını belirten Uşarer, önerilerini şöyle paylaştı:

"Bu süreçte mümkün olduğu kadar yeterli ve dengeli beslenmek önemli. Psikolojik olarak baskı altında olduğumuzda; hamur işi, tatlı, şeker ve şekerli besinlere sarılırız. Bu besinler geçici olarak mutluluk verirken kilo gibi kalıcı etki bırakırlar. Aynı zamanda bağışıklık sistemini zayıflatır. Pandemi dönemini fırsata çevirip evde sağlıklı yemekler yaparak bağışıklığımızı arttırmalıyız." 

MEYVE SUYU YERİNE MEYVE TÜKETİN

Yiyecek alışverişinde sebze ve meyvelere ağırlık vermenin önemine dikkat çeken Seda Uşarer, özelikle folik asit açısından zengin olan koyu yapraklı yeşil sebzelere sofrada geniş yer vermek gerektiğini söyleyerek, şu şekilde konuştu:

“Protein tüketimimiz için; süt, yoğurt, yumurta, kurubaklagil, et, balık gibi besinleri dengeli bir şekilde tüketmeliyiz. Haftada en az 2-3 gün kurubaklagil tüketmek B grubu vitaminlerini almamıza katkı sağlayarak sinir sistemimize destek olur. Hazır ve taze sıkılmış meyve suları yerine meyvenin kendisini yemek daha az kalori almanıza neden olur. Hareketsiz kalacağımızdan dolayı pilav, makarna tüketimini en aza indirmeliyiz. Beyaz un yerine tam buğday unu kullanarak hamur işi yapmak daha az yemenize neden olur. Hazır paketli ürünleri eve sokmak şeker tüketimini arttıracağı için bunlara rağbet etmemeliyiz. Evde olduğumuz süre boyunca su içmeyi unutabiliriz. Bunun için telefon alarmı kurabilir ya da elinizin altında sürekli su bulundurabilirsiniz. Günlük en az 8- 10 bardak su tüketmeniz gerekir.” 

MUTLULUĞU ARTIRAN BESİNLER

Pandemi sürecinde, kişinin sevdiklerinden ayrı kalmasının, evden çıkamamasının, mutlu ve depresif hissettireceğine değinen Seda Uşarer, “Mutluluk hormonumuz serotonin düzeyini arttırmak için triptofandan yüksek gıdaları tüketmek kendimizi daha iyi hissetmemize neden olur. Örneğin; yumurta, ıspanak, hindi, süt ve süt ürünleri, muz, ananas, fındık, badem, kakao, susam, biftek, fıstık, mandalina, tavuk, ceviz gibi besinler tüketmek iyi gelecektir. Ayrıca vanilya ve lavanta kokusu da genellikle depresyonla ilişkili kaygı bozukluğunu azaltmaya yardımcı olur” diye konuştu.